Arkeolojinin yorucu ama çok zevkli bir meslek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Refik Duru, arkeolojik çalışmaların bir nevi iğneyle kuyu kazmak olduğunu anlattı.
Burdur merkez Hacılar köyündeki Hacılar Büyük Höyük kazısında onursal başkanlık yapan Prof. Dr. Refik Duru (86), meslekteki 63'üncü yılını kutluyor.
Daha önce birçok araştırmaya katılan Duru, 42 yıldır Burdur'da, 7 yıldır da Hacılar Büyük Höyük'te çalışıyor. Prof. Dr. Duru, "İyi ki hayatımda böyle bir mesleği seçme şansını bulmuşum" dedi.
İstanbul'da doğan Refik Duru, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Prehistorya Bölümü'nü 1955 yılında bitirdi. Mezun olduğu yıldan bu yana arkeolojik kazı ve araştırmalara katılan Duru, bu yıl meslekte 63'üncü yılını kutluyor. Duru ilerleyen yaşına rağmen onursal başkanlığını yaptığı Hacılar Büyük Höyük Kazısı için sabah erken saatlerde öğrencilerle birlikte kazı alanına gidiyor ve kazı işçilerine yapacakları çalışmaları anlatıyor.
'63 YILDIR ARAZİDEYİM'
Arkeolojiyle ilgili çalışmalarının öğrencilikle beraber başladığını anlatan Prof. Dr. Refik Duru, "1955 yılı temmuz ayında Gaziantep çevresinde o zamanki hocam Prof. Bahadır Arkın'ın yönetiminde arkeolojik faaliyetlere fiilen katıldım. O günden bu güne hemen hemen hiçbir yıl aksatmadan geldim. 63 yıldır arazideyim" dedi.
1976'DA BURDUR'A GELDİ
Gaziantep'in İslahiye ilçesi yakınlarında 19 yıl muhtelif höyüklerde kazı yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Refik Duru, "Çok güzel ve enteresan yerlerde çalıştım. 1976 yılında Burdur bölgesine geldim ve İstanbul Üniversitesi adına Burdur bölgesi araştırma projesine başladık. O günden bu güne bu projenin muhtelif etapları gerçekleşti. Kuruçay Höyük, Höyücek Höyük ile Antalya'ya bağlı Bademağacı Höyüğünde kazılar yaptık. 2011 yılından bu güne de Hacılar Büyük Höyük'te çalışıyoruz" diye konuştu.
'ÇOK GÖSTERİŞLİ BİR YERLEŞME'
Hacılar'ın arkeolojik açıdan Anadolu'nun dünyaca tanınmış yerlerinden biri olduğunu vurgulayan Duru, şöyle dedi:
"Anadolu'da 'neolitik' dediğimiz cilalı taş devri ya da tarımın başlaması olayını temsil eden yerleşmeler ilk kez 1957 yılında Hacılar'da bulundu ve o günden bu güne Anadolu'nun ne derece yüksek neolitik kültürlere ev sahipliği yaptığı anlaşıldı. Hacılar Büyük Höyük abartmadan söyleyeyim ki Anadolu'nun şimdiye kadar hiç bilinmeyen bir dönemini aydınlatan, çok değerli bilgiler veren, çok gösterişli bir yerleşme. Anadolu'da şimdiye kadar hiç rastlanmayan bir yöntemle çok görkemli ve sağlam surla çevrili bir yerleşme. Çok uzun yıllar bu höyükte çalışmaların devam edeceğine eminim. Burası Anadolu kültür tarihinin bir aşamasını fevkalade iyi temsil etmektedir. Bundan dolayı da bu işe aracı olduğumuz için çok mutluyuz."
'HAYATIMDAN ÇOK MEMNUNUM'
Arkeolojinin yorucu ama çok zevkli bir meslek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Refik Duru, arkeolojinin bir nevi iğneyle kuyu kazmak olduğunu anlattı.
Prof. Dr. Duru, şunları söyledi: "İnsanların mesleklerine bazen çok düşkün bazen de pişman olarak devam ettiklerini biliyoruz. Bu iş hem pratik hem bilimsel bir iş. Herkesin masallarda duyduğu, dinlediği toprağı kazarak bir şey bulma arzusu bizde devamlı mesleki çalışma alanı. Masallardaki gibi define bulmadık ama bulduğumuz bir duvar, bir plan, kap kacak bize fevkalade zevk veriyor ve yorgunlukları, güneşin altında saatlerce durmanın yorgunluğunu unutuyoruz. İyi ki hayatımda böyle bir mesleği seçme şansını bulmuşum. Bu tabii birçok tesadüfler bir araya gelerek oluşan bir durum. Kişisel tercihimden çok beni şartlar bugüne getirdi ve hayatımdan çok memnunum. Gerçekten yorucu ama çok da zevkli. Herkesin merakla, özenle seyrettiği şeyleri biz çıkartıyoruz, yayınlıyoruz. Bu arada ülkenin ekonomisine de katkı oluyor. Hem buraya harcanan para çevre köylülere gelir olarak dağılıyor. Hem de turizmin bir ayağı arkeoloji. Arkeolojik bölgeleri görmeye gelenler oluyor. Yaptığınız kişisel bir keyif ve tutku değil, aynı zamanda bilime ve Türk ekonomisine katkı oluyor."
Mesut Madan - İHA