Arkeologlar Derneği Başkanı Dr. Soner Ateşoğulları, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından sosyal medyada y gündem olan 2 bin yılık Roma köprüsünün yıkılmamış olmasını "demek ki Romalılar malzemeden çalmamışlar!" diye yorumladı.
Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası bölgedeki binalar şiddetin etkisiyle birlikte tek tek yıkıldılar. Binaların birçoğunun kolonlarından gazete küpürü çıkarken, kolonlarının kesilip dükkanlara yer açılması da gelen bilgiler arasında.
Depremden önce binalarının kolonlarının kesilmesinden dolayı dava açan onlarca insanın ise davasına takipsizlik kararı verildiği ortaya çıkmaktayken sosyal medyada ve bazı gazetelerde Roma dönemine ait olan Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bulunan Cendere deresinin üzerindeki antik köprünün yıkılmaması Gündem oldu. Arkeologlar Derneği Başkanı Soner Ateşoğulları tarihi köprünün neden yıkılmadığı, bölgeye uyumluluğu ve mimari yapısı hakkında Manşet35'e konuştu.
Cendere Köprüsü Depremlerde neden yıkılmadı?
Köprünün depremde yıkılmammış olmasının sebebini o dönemde dahi depremin hesap edilerek mimarinin ona göre tasarlanmış olabileceğinden söz eden Dr. Soner Ateşoğulları, "Türkiye’nin aktif bir fay zonu olan Doğu Anadolu Fayı, Cendere köprüsünün 60 km kuzeyinden geçmekte olup, Adıyaman bölgesi için deprem açısından önemli bir risk potansiyeli oluşturmaktadır. Kahta ilçesinde bulunan Cendere köprüsü, Türkiye deprem bölgeleri haritasına göre 2. derece deprem bölgesindedir. 7.7 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremde Cendere köprüsünün yıkılmamış olması hem yapım tekniği hem de Romalı mühendislerin teknik bilgisinden kaynaklanmıştır. Roma döneminde de bölgenin deprem geçmişi bilindiğinden köprü muhtemelen olası depremlere dayanıklı olarak inşa edilmiş olmalı. Burada Romalı mimar ve mühendislerin hakkını teslim etmeden geçmemek lazım. Köprü bu son depremde yıkılmadığına göre demek ki malzemeden çalmamışlar! Anlaşılıyor ki köprü liyakatli kişiler tarafından inşa edilmiş. Tabi bu arada köprünün yakın geçmişte geçirdiği restorasyon ve sağlamlaştırma çalışmalarının etkisini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Köprünün jeolojik olarak sert ve kayalık bir zemine inşa edilmiş olması bu depremi yıkılmadan atlatmasında etkili olmuş olabilir. Ancak köprüde en kısa sürede hasar tespiti yapılması yerinde olur. Zira yıkılmaması hasar görmediği anlamına gelmez" diye konuştu.
Köprünün öneminden bahseden Ateşoğulları, "Adıyaman Cendere köprüsü, MS 200 yılları başlarında Romalılar tarafından yapılan, dünyanın halen kullanılmakta olan en eski kemer köprülerinden birisidir. Adıyaman’a 55 km mesafede Eskikale olarak bilinen bir antik yerleşim bölgesinde, Kahta ilçesi Kesertaş köyü, Cendere çayı üzerindedir. Biri ana kemer ve diğeri tahliye kemeri olmak üzere toplam iki kemerden oluşan köprü, Romalıların yaptığı ikinci en geniş kemerli köprüdür. Orjinalinde 9-10 m yüksekliğinde 4 sütun bulunan köprünün günümüzde 3 sütunu korunmuştur. Köprünün uzunluğu 120 m, genişliği ise 7 m’dir. Köprü yapısal olarak kemer formlu bir köprü olup, ana kemer yüksekliği tabandan itibaren yaklaşık 16 m, kemer açıklığı ise yaklaşık 32 m’dir. Kemer taşları Cendere çayının hemen arkasında bulunan kayalardan kesilerek elde edilmiştir" dedi.
Romalı Vitruvius'un Mimarlık İlkeleri: Utilitas, Firmitas, Venustas!
Kemer yapı, geometrik şeklinden dolayı basınç kuvvetlerine maruz kaldığından, özellikle geniş açıklıklı mesafelerin geçilmesinde uygun bir tasarım sistemidir. Yüksek basınçları taşıyabilme kapasitelerinden dolayı, kemerlerin inşasında kullanılan başlıca yapı malzemesi taş veya tuğladır. Tarihi köprüler inşa edildikleri zamandan günümüze gelinceye kadar doğal afetler (deprem, sel, yangın, vs.) ve insan etkileri sonucu bozulma, hasar veya yıkılma tehlikelerine maruz kalmışlardır. Cendere köprüsü yığma türü taş kemer yapılı bir köprüdür. Köprü yığma yapı olduğu için büyük depremlere dayanma gücüne sahiptir. Kemer ve dolguda aynı taşların kullanılmış olması köprüye deprem karşısında avantaj sağlamış olabilir. MÖ 1. yüzılda yaşamış olan Romalı mimar Vitruvius başarılı bir mimarlık için "Utilitas, Firmitas, Venustas" (kullanışlılık, sağlamlık, güzellik) etmenlerinin gerekli olduğunu yazmıştır. Cendere köprüsünün son depremde yıkılmamış olmasından sözü edilen etmenlerin harfiyen yerine getirilmiş olduğunu anlıyoruz.