Arkeologlar su samurlarının 'arkeolojik kayıtlarını' inceliyor

Arkeologlar su samurlarının 'arkeolojik kayıtlarını' inceliyor

Su samurları, taş alet kullandığı bilinen tek deniz memelisi ve onların taşlarla kayalarda aşındırdığı yüzeyler ile kabuk yığınları ile oluşturdukları 'antik' oluşumlar, arkeogların ilgi alanına giriyor.

Arkeoloji, insanlık tarihini ve tarih öncesini, fiziksel kalıntıların analizi ile çalışma olarak tanımlanır. Ancak sözlüklerin yeniden yazılması gerekebilir Arkeoloji artık alet kullanan hayvanları, su samurları, maymunlar, kuşlar ve hatta balıklara ilişkin kültürel tarihleri incelemek için de kullanılıyor.

Max Planck İnsan Tarihi Bilim Enstitüsü’nden Natalie Uomini ve meslektaşları, Kaliforniya’daki Bennett Slough Culverts’ta su samurlarının midyeleri kırmak için taş kullandığı bir alanı analiz etti. Bu alanda, su samurları sadece ufacık taşları göğsüne koymuyor, aynı zamanda kabuklu deniz canlılarının kabuklarını kırmak için kullanıyor.

Scientific Reports dergisinde 14 Mart 2019'da Michael Haslam, Jessica Fujii, Sarah Espinosa, Karl Mayer, Katherine Ralls, M. Tim Tinkerve Natalie Uomini imzaları ile yayınlanan Mussel pounding leaves archaeological traces başlıklı makaleye göre, su samurları alışılmadık bir şekilde, deniz kıyısındaki büyük kayaların üstünde midye kırıyor ve çok büyük kırık kabuk yığınları oluşturuyor.

Uomini’nin ekibi, bu işlemin, örs olarak kullanılan büyük kayalarda kendine özgü aşınma izleri bıraktığını ve ayrıca kabukların karakteristik bir şekilde kırıldığını, yani su samurularının bıraktığı kabuk yığınlarının insanlar tarafından bırakılanlardan ayırt edilebileceğini gösterdi.

Su samurlarının 2 milyon yıllık tarihi inceleniyor

Bu durum, su samurlarının büyük kayaları kullandığı antik alanların tanımlanabileceği anlamına geliyor. Yani su samurlarının yaklaşık 2 milyon yıl önce evrildiği zamandan beri taş alet kullanıp kullanmadığı belirlenebilir. Bu araştırma, eski insan alanlarında incelemek için kullanılan tekniklerin aynısını içeriyor.

Bununla birlikte, antik su samuru alanlarını bulmak kolay değil, çünkü hayatta kalan birçok bölge, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle su altında kalmış olabilir.

Uomini ayrıca alet kullanımlarıyla ünlü Yeni Kaledonya kargalarını da inceliyor. Bu kargaların aletlerinin çoğu ince dallar ve hızla parçalanan diğer organik öğeler olsa da, bazıları taş örsler kullanıyor.

Diğer pek çok kuş, içindeki besine ulaşabilmek için sert gıda maddelerini taşların üstüne atıyor ve deniz kabuklularını kayalara çarparak kıran balıklar bile var.

Natalie Uomini: Arkeoloji kavramını insan olmayanlara da genişletmek istiyoruz.

Uomini, “Arkeoloji kavramını insan olmayanlara da genişletmek istiyoruz.” diyor.

Fındık kırmak için taş kullanan kapuçin maymunlarının yaşadığı yerleri inceleyen Tomos Proffitt, “Arkeoloji, dayanıklı bir malzeme imzası üreten herhangi bir türe uygulanabilir.” diyor.

Proffitt, arkeolog arkadaşlarının disiplini genişletme fikrine karşı çıkacağını düşünmüyor.

“Arkeologların büyük çoğunluğunun muhtemelen endişe etmeyeceğini düşünüyorum. Hayvanların maddi kültürü, çoğu arkeologun radarında kitlesel değildir.”

New Scientist. 14 Mart 2019 (çeviri: Erman Ertuğrul - Arkeofili.com)


Benzer Haberler & Reklamlar