Arkeolojik ya da kaçak kazılarda bulunan kültür mirası eserlerin kaynağından uzağa götürülmesi hem bilimsel açıdan kayıp hem de o bölgenin turizm potansiyeline vurulan darbe oluyor. Tarihi eserlerin kaynağından koparılması, arkeolojik bağlamda da önemli bilgi kaybına neden oluyor.
Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan antik eserlerin niteliği, hangi arkeolojik katmanda bulunduğu ve çevresinde bulunan diğer eserlerle olan bağlantısıyla açıklanabilir. Arkeolojik nesneler, kaynağından yani bulunduğu yerden koparıldığında, bağlamını kaybeder ve obje hakkında doğru veriye ulaşmak imkansızlaşabilir.
BİR MAYA VAZOSUNUN ‘TEORİK’ ÖYKÜSÜ
Turuncu ve krem rengi bu Maya vazosu, Guatemala’da bulunan benzer bir vazodan yola çıkılarak “Holmul Dansçı Stili” adı verilen kategoriye dahil ediliyor. Holmul stili vazolar, kaçakçıların uluslararası antik eser piyasasında en çok sattığı eserlerden. Vazoda bulunan iki figürden biri, Mayaların en önemli tanrılarından biri olan “Darı Tanrısı”nı sembolize ediyor. Figürün sırt kısmında bulunan diğer figürler ise Mayaların yaradılış mitosunu anlatıyor: Gökyüzündeki ilahi bir kuş figürü, kozmik bir ejderha, nilüfer jaguarı ve kutsal dağ. Figürün üst kısmında bulunan hiyerogliften vazonun Naranjo’nun kutsal kralı K’ak-Til için yapıldığı anlaşılıyor. Naranjo, Guatemala’da bulunan antik bir Maya şehri. Vazonun, taze kakao çekirdeklerini saklamak üzere kullanıldığı yazılmış.
Belize’de Buenavista del Cayo bölgesinde 1988’de arkeolog Joseph W.Ball’ın bulduğu ve Buenavista Vazosu adı verilen obje, bölgedeki bir piramitten çıkarıldı. Piramidin mezar bölümünde, jaguar postuyla gömülmüş bir ceset vardı ve cesedin etrafına 8000 obsidyen (volkanik cam) bıçak dizilmişti. Buenavista Vazosu, bulunduğu arkeolojik alanın bağlamında değerlendirildiğinde, somut bilgiler edinildi: Piramide gömülen genç adam, Kral K’ak-Til değildi. Buenavista, Naranjo’ya 35 km uzaklıkta. Vazo, Belize’de bulundu, Guatemala’da değil.
Bu durumda, Kral K’ak-Til bu vazoyu hediye olarak yaptırmıştı ve Buenavista’nın yöneticisine yollamıştı. Muhtemelen Buenavista kralının ölen oğlu için yollanmış bir mezar hediyesiydi ve Buenavista’nın Naranjo ile müttefik olduğunun göstergesiydi. Bu vazo sayesinde arkeologlar Maya kültürünün sosyopolitik yapısı hakkında daha fazla bilgiye ulaşabildiler. Buenavista Vazosu, bugün Belize Müzesi’nde sergileniyor.
Buenavista Vazosu hikayesinin gösterdiği gibi, arkeolojik bir obje bulunduğu alandan kaçırıldığında uzmanlar obje hakkında doğru bilgiye ulaşamayabilir.
Glasgow Üniversitesi’nin “Antiquities Trafficking and Art Crime” (Antik Eser Kaçakçılığı ve Sanat Suçları) başlıklı ücretsiz online kursunda Dr. Donna Yates, arkeolojik bir objenin bağlamından koparılmaması gerektiğini, Buenavista Vazosu üzerinden ürettiği bu iki teorik analiz ile anlatıyor.
Bu durumu ülkemiz açısından düşündüğümüzde bağlamından koparılan eserler açısından aynı bilgi kaybının söz konusu olduğu söylenebilir. Bir bölgedeki türbeyi taşımak ya da arkeolojik bir bölgedeki eserleri toprak altından çıkardıktan sonra orayı baraj sularının insafına bırakmak, bilgi kaybına sebep olduğundan, aslında kaçakçılık kadar yanlış bir yaklaşım. Şu sıralar Haydarpaşa Garı çevresinde yapılan arkeolojik kazıların sonucu umarız böyle olmaz.
Buenavista Vazosu hakkında ayrıntılı bilgi için: Dorie Reents-Budet, Painting the Maya Universe: Royal Ceramics of the Classic Period (1994) Duke University Press.
(Melishan Köker - Gazeteduvar.com.tr : Çeviri Yapılan Kaynak: https://www.anonymousswisscollector.com/2014/07/what-weve-lost-the-two-stories-of-the-ancient-maya-buenavista-vase.html