1930'lardan beri İtalya'daki müzede sergilenen 280 milyon yıllık Tridentinosaurus antiquus fosilinin oldukça iyi korunmuş olarak sergilenen parlak ve göz alıcı dokusu ve derisinin aslında boyanmış bir kaya olduğu anlaşıldı. Müzecilik Skandalını ortaya çıkaran paleontologlar "Fosilin yumuşak deri tabakasının tuhaf bir şekilde çok iyi korunması bizi onlarca yıldır şaşırtıyordu. Anlaşıldı ki karbonlaşmış deri sanılan şey aslında sadece boyaymış. Ne yazık ki deri dokusu sahte" dediler.
1931 yılında İtalyan Alp dağlarında bulunan ve Tridentinosaurus antiquus olarak adlandrılan sürüngen türüne ait kalıntılar ilk keşfedildiği yıllarda bütün dünyayı heyecanlandırmıştı. Fosil dinozorlar çağına tarihleniyordu ama bir sürüngene aitti...
Kertenkeleyi andıran ve o güne dek bulunan en eski sürüngene ait 280 milyon yıllık fosil, İtalya'daki Güney Tirol Doğa Müzesi'nde (South Tyrol Museum of Nature) sergileniyordu.
Yumuşak dokunun bozulmadan fosilleşmesi uzmanları şaşırtıyordu
Her ne kadar sergiyi gezenler fosilin parlak ve son derece iyi kornunmuş derisine hayran kalsa da paleontolog ve zoologlar hep bu işte bir tuhaflık olduğuna dikkat çekiyorlardı: Hayvanın vücudunun ana hatlarını gösterecek kadar olağanüstü korunmuş yumuşak doku tabakası korunurken, kemiklerin sadece bir kısmının fosilleşebilmesinde bir anormallik vardı... .
"Yumuşak doku nadiren korunur ve genellikle uzun fosilleşme süreçlerinde iz bırakmaksının kemik dokusundan ayrışır" diyen pek çok uzman, fosilin yumuşak hatlarını gösterecek kadar iyi korunmuş derisinin garip bir şekilde bu denli parlak renkle korunabileceğine dikkat çekiyordu ve tarihlendirmenin yanlış olabileceğini savunuyorlardı...
Meğer bir kaya parçası oyulmuş ve siyaha boyanarak üstüne vernik çekilmiş!
Bu durumu açıklığa kavuşturmak için,İtalya'daki Padua Üniversitesi ve İrlanda'daki University College Cork (UCC) ve Trento'daki Museo delle Scienze araştırmacılardan oluşan bir ekip, Güney Tirol Doğa Müzesi ile ortak bir araştırma yapmaya karar verdi.
Sonuçları 15 Şubat tarihinde Palaeontology dergisinde yayınlanan araştırma gerçeği ortaya çıkardı.
3 boyutlu modelleme, ultraviyole (UV) fotoğrafçılık, yüksek çözünürlüklü mikroskoplar ve kimyasal analiz tekniklerle yeniden incelenen fosilin bir kısmının gerçek bir kısmının ise sahte olduğu anlaşıldı. ,
Fosilin bir kısmının, yani yumuşak hatarını gösteren deri tabaksı ile kaplı olduğu izlenimi verilen kısmının ustaca oyulmuş ve siyaha boyanmış bir kaya parçası olduğu tespit edildi.
Paleontologlar böylece geç de olsa fosilin, bir zamanlar dikkat çekici bir şekilde iyi korunduğu için hyranlık uyandıran parçasının, kertenkele vücudu biçimli oyulmuş ve boyananmış bşr kaya parçası olduğunu ortaya çıkattılar.
Boya karbonlaşmış deri sanılmış
Güney Tirol Doğa Müzesi'nde (South Tyrol Museum of Nature) paleontolog olarak görev yapan Evelyn Kustatscher, University College Cork adına yaptığı açıklamada, "Tridentinosaurus'un derisisnin tuhaf bir şekilde parlaklığını korunması hepimizi onlarca yıldır şaşırtıyordu, Şimdi her şey anlam kazanıyor. Karbonlaşmış deri olarak tanımlanan şey aslında sadece boyaymış." dedi.
Müzelerin fosillerin vernik veya lakla kaplayarak koruması normal ama sahtekarlık skandal
UCC Biyoloji, Yer ve Çevre Bilimleri Okulu'ndan Dr. Valentina Rossi şöyle açıkladı: 'Canlıların yumuşak dokularının fosilleşmesi çok nadirdir ve bir canlının rengi, anatomisi ve fizyolojisi gibi önemli biyolojik bilgileri ortaya çıkarması açısından çok değerlidir. Ancak bulgularımız Tridentinosaurus Antiquus'un vücut hatlarının yapay olarak yaratıldığını gösteriyor. Bu muhtemelen fosilin görünümünü güzelleştirmek için yapılmış bir sahtecilik ve skandal...".
Fosillerin vernik veya lakla kaplanmasının geçmişte oluşturulmuş bir koruma yöntemi. Bazı fosil örneklerini müzelerde daha uzun süre zarar görmeden saklamak için hala kullanılan bir yöntemdir ve bazaen de bu gereklidir. Bu nedenle ekibimizden bazıları kaplama katmanının altında orijinal yumuşak dokulara ait parçalar bulunabileceğini umuyordu. Ancak bu sahtekarlık onların ümitlerini söndürdü ve nuhtelemen daha önceki pek çok araştırmacıyı da yanılttı' dedi.
arkeolojikhaber.com