Assos Arkeolojik Alanı, Ayvalık Endüstriyel Kültürel Peyzajı ve İvriz Kültürel Peyzajı'nın, "UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi"ne alınmasıyla Türkiye'nin listedeki kültür varlığı sayısı 72'ye çıktı.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Assos Arkeolojik Alanı, Ayvalık Endüstriyel Kültürel Peyzajı ve İvriz Kültürel Peyzajı’nın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmasıyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“UNESCO Dünya Mirası Geçici Listemize kayıt olmak üzere Çanakkale’deki Assos Arkeolojik Alanı, Balıkesir Ayvalık Endüstriyel Kültürel Peyzajı ve Konya’daki İvriz Kültürel Peyzajına ilişkin hazırladığımız dosyaları yaklaşık 1 yıllık bir hazırlık sürecinin ardından geçtiğimiz ay UNESCO Dünya Miras Merkezine iletmiştik. Merkezin yaptığı değerlendirme sonucunda bu üç unsurumuz da UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alındı. Böylece geçici listedeki unsur sayımız 72‘ye çıktı.
UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesinde ise 16 unsurla, dünyada en çok unsur kaydettiren 17. ülkeyiz. Temmuz’da Polonya’da düzenlenecek UNESCO 41. Dünya Miras Komitesi Toplantısında Aydın’daki Afrodisias Antik Kenti’nin daimi listeye girmesi görüşülecek. Önümüzdeki yıl yapılacak toplantıdaki adayımız ise Şanlıurfa’daki Göbeklitepe olacak. İnşallah bu iki unsurumuzun da kalıcı listeye gireceğine inanıyoruz.
Her yıl geçici listedeki bir unsurumuzu kalıcı liste için aday gösterebiliyoruz. İnşallah geçici listedeki diğer unsurlarımızı da önümüzdeki yıllarda daimi listeye almak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ben bu anlamda başta Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüz olmak üzere emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”
Assos Arkeolojik Alanı
Ege Denizi kıyısında volkanik bir kayalık üzerine kurulmuş olan Assos, Çanakkale İli, Ayvacık İlçesine 17 kilometre uzaklıkta bulunan Behramkale Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Kent ilk olarak M.Ö. 2. binde iskân edilmiş ve M.Ö. 7. yüzyılda Lesbos adasındaki Methymna kentinden gelen göçmenlerle gelişmiştir. Assos’ta M.Ö. 4. yüzyılda banker Eubulus'un kölesi Hermeias'ın tiranlığı yönetiminde büyük imar faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Hermeias'ın dostu Aristoteles, M.Ö. 347-345 yılları arasında Assos'ta yaşamış ve burada bir felsefe okulu kurmuştur. Hellenistik Çağ sonrasında Roma ile iyi ilişkiler kuran Assos halkı, sikke basma ve şehrin siyasi geleneklerini sürdürme imkânını elde etmiştir. M.S. 56/57'de Aziz Paulos'un Assos'u ziyaret etmesi kent tarihi için önem taşımaktadır.
Doğu ve Batı olmak üzere iki girişi olan antik kent, güneye doğru uzanan teraslar üzerindeki yapı topluluklarından oluşur. Kentin etrafını çeviren 3100 m. uzunluğundaki surların önemli bir bölümü bugün hala ayaktadır. Denizden 235 m. yükseklikte bulunan Akropol'de yer alan Athena Tapınağı, Arkaik Çağ'da Anadolu'da, Dor üslubunda inşa edilen tek tapınaktır. Denize doğru inildikçe agora, gymnasium, bouleuterion ve nekropol sıralanmaktadır. Akropolün kuzey köşesinde Osmanlı Sultanı I. Murat'ın 14. yüzyılda yaptırdığıtek kubbeli cami bulunmaktadır. Behramkale köyü sınırlarındaki Osmanlı döneminden kalma köprü tümüyle ayakta olup halen kullanılmaktadır.
Ayvalık Endüstriyel Peyzajı
500 yaşın üzerindeki yüzlerce adet ağaçla birlikte 2.000.000 ağacın oluşturduğu zeytin ormanına sahip Ayvalık coğrafyası; Akdenize özgü endemik türlerden Poecilimon Mytilensis (Yellice Adası), Centaurea Acicularis veCampanula Lyrata’lari barındıran karasal özellikleriyle birlikte; yine Akdenize özgü endemik türlerin Ege’ye yayıldığı kızıl mercan (Paramuricea clavata) gibi yelpaze mercanlar (Eunicella cavolini, Eunicella singularis) ve deniz çayırlarından (Posidonia Oceanica) oluşan denizel türleri; denizle kayanın buluştuğu kıyılarındaki tuzcul çayırları, kıyı kumulları ve flamingo (Phoenicopterus ruber), angıt (Tadorna ferruginea)gibi göçmen kuşlara ev sahipliği yapan tuzlaları ve tüm bu özelliklerin yayıldığı Alibey (Cunda) Adası dâhil olmak üzere toplam 22 adadan oluşan takımadaların kıyı ve denizle birlikte ördüğü morfolojik özelliklerin yarattığı doğal ve estetik güzelliklerin birlikte bir bütün oluşturduğu olağanüstü bir değere sahiptir.
Madra Dağı, Gömeç ve Altınova ile sınırlanan bu özgül coğrafyada, binyıllardır buraya özgü bir tür olarak var olan delicelerin (olea oleaster) aşılanması sonucu özel bir genetik çeşide sahip olan zeytin ağaçlarının değeri ile birlikte, Ayvalık 19. y.y.’da zeytine dayalı endüstrinin (zeytinyağı ve sabun) Anadolu’nun batısında geliştirildiği öncü bir kent olmuştur. Zeytin ve ürünlerine dayalı üretim, zeytinyağı fabrikaları, sabunhane yapıları ve depolar; mağazalar ve küplerle konutların içine kadar sızarak, bu özgül coğrafyada bir yandan kentsel mimariyi biçimlendirirken diğer yandan da zeytin endüstrine dayalı bir peyzaj oluşturmuştur.
Bu özgül doğal çevrede zeytin ağaçları ve onun meyvesi olan zeytin; insan eliyle oluşturulan yapılı çevrenin temel bileşenleri olmuş ve 19. y.y.’da bu coğrafyaya özgü bir kültürün üremesini / oluşmasını sağlamıştır.
Dolayısıyla Ayvalık doğal ve estetik güzelliklerin yanı sıra tarımsal üretime dayalı insan eliyle yaratılan kültürle (üretim ve mimari) birlikte bir bütün oluşturduğu yere özel, olağanüstü bir değere sahiptir.
İvriz Kültürel Peyzajı
Konya’nın Halkapınar ilçe merkezinin 4 km. güneyinde bulunan “İvriz Kültürel Peyzajı” Geç Tunç Çağı’ndan Geç Antik Dönem’e kadar kullanılmış olağanüstü değerlere sahip bir peyzaj alanıdır. Senenin belirli aylarında yerden sızan su kaynakları burada Hitit Dönemi’nden itibaren kutsal su alanının oluşmasına neden olmuştur. Hititler doğal peyzajı kendi inançlarına entegre ederek kültürel bir peyzaj oluşturmuştur.
Geç Hitit Dönemi’ne ait, döneminin tek örneği olan kabartmalar, steller ve Bizans Manastırı kültürel belleğinin devamlılığını göstermektedir. Özellikle Geç Hitit Dönemi’ne tarihlendirilen İvriz Kaya Kabartması ile Ambarderesi Kaya Kabartması döneminin olağanüstü teknolojileri ile yapılmıştır.