Avrupa Arkeologlar Derneği'nin Avrupa Arkeoloji Mirası Ödülleri, bireysel kategoride filantropist Osman Kavala’ya, kurumsal kategoride ise İspanya merkezli Catedral Santa Maria Vakfına verildi. Hapiste bulunan Osman Kavala'nın ödül için teşekkür mesajını Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı İsmail Yavuz Özkaya okudu.
Avrupa Arkeologlar Derneği (European Association of Archaeologists - EAA) tarafından verilen Avrupa Arkeoloji Mirası Ödülleri’nin sahipleri belli oldu.
Kişisel ve kurumsal bazda ödüle layık bulunan isimler, Avrupa Arkeologlar Derneği’nin 25. kuruluş yıldönümü olan 4 Eylül'de İsviçre 'nin Bern kentinde düzenlenen toplantıda açıklandı.
Bireysel kategoride, kültürel mirasın korunması için çalışmalar yürüten filantropist Osman Kavala’ya; kurumsal kategoride ise İspanya Pays Basque’ta bulunan “Fundacion Catedral Santa Maria, Vitoria-Gasteiz”e ödül verildi.
Dr. Franco Nicolis: Diyaloğu teşvik için kültürel mirası kullanma idealini güçlendirmektedir
Miras Ödülü Komite Başkanı Dr. Franco Nicolis ”Her iki ödül sahibi de, sivil toplum ve demokrasiyi geliştirmek, kültürel çeşitliliğe saygı ve insanlar arasındaki diyaloğu teşvik eden eylemlerde bulunmak için kültürel mirası kullanma idealini güçlendirmektedir” dedi.
EAA’nın 70 ülkede 2500’den fazla üyesi olan küresel bir Avrupa kurumu olduğunu belirten EAA Başkanı Prof. Felipe Criado-Boado ise “İki ödül sahibi de EAA’nın 2019’da Bern’deki yıllık toplantısında tartışacağı “Arkeoloji ve Demokrasinin Geleceği” konulu Bern Bildirisi’nde açıklanan politikasına güzel bir örnek teşkil etmektedir” diye konuştu.
Osman Kavala'nın ödül teşekkür konuşmasını İsmail Yavuz Özkaya okudu
Türkiye’de Ekim 2017’den beri Gezi davasında tutuklu bulunan Kavala tarafından kaleme alınan konuşma metni ise törende Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı İsmail Yavuz Özkaya tarafından okundu.
Kavala’nın konuşması şöyle:
Osman Kavala: Şahsım adına ne kadar önemli bir moral desteği olduğunu anlatamam.
"2019 Avrupa Arkeoloji Mirası Ödülü’ne layık görülmek benim için büyük bir onur oldu. Bu kararın 22 aydır cezaevinde bulunan ve hangi faaliyetlerinden dolayı bu duruma maruz kaldığını açıklayamayan şahsım adına ne kadar önemli bir moral desteği olduğunu anlatamam.
Ülkemizin doğusunda Ermeni topluluklar tarafından yaratılmış eserler yüzyıllar boyunca kesintiye uğramadan canlı bir şekilde devam etmiş bir kültürün hikâyesini anlatıyor. Ermenilerin bu topraklardan kopartıldıkları 1915 yılından sonra bu hikâyeler dinleyicisiz kalmış, susturulmuş, bir kısmı tahrip edilmiş.
Şükür ki son yıllarda Ani'deki koruma çalışmalarının da gösterdiği gibi bu büyük yıkımdan kurtulmuş olan eserlerin korunması için adımlar atıldı. Ani'nin istisnai bir özelliği var.
Bu antik şehir yüzyıllar önce terk edilmiş ve insansız kalmış olduğu için orada Ermeni mimarisinin şaheserleriyle tabiat arasında benzersiz bir harmoni oluşmuş. Bu sayede Ani çağlar üstü nitelikte olan bir hakikati bize çarpıcı biçimde anlatır: İnsanlık için kalıcı değerler, savaşlarla, ölerek ve öldürerek kazanılanlar değil, sonraki kuşakların duygu ve düşünce dünyasını etkileyen sanat eserleridir.
Anadolu Kültür olarak Ani'de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan koruma çalışmalarına da katkıda bulunmak için uluslararası uzmanlarla ve uzman kuruluşlarla işbirliklerini kolaylaştırmaya çalıştık.
Ani'de önemli projeler üstlenmiş olan Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD) başkanı mimar Yavuz Özkaya, mimarlık tarihi uzmanı Armen Kazaryan ve aynı duyarlılıkları paylaştığımız NIKU'nun eski direktörü Carsten Paludan- Müller ile birlikte Türkiye'den ve Ermenistan'dan uzmanların katıldıkları, birlikte çalıştıkları atölyeler ve saha inceleme ziyaretleri düzenledik.
İki ülkeden uzmanlar arasında bilgi ve fikir alışverişinin, yapılan çalışmalara katkıda bulunacağına, bu diyalog ve işbirliğinin Türk ve Ermeni toplumları arasında önyargıların üstesinden gelmeye yardımcı olacağına inandık. Ani'yi eski çağlarda olduğu gibi bir barış toprağı olarak tasavvur ettik.
2016 yılında İstanbul'da gerçekleşen UNESCO Kültürel Miras Komitesi toplantısında Ermeni delegasyonunun da desteğiyle Ani’nin Dünya Miras Listesi'ne dâhil edilmesi bizleri çok sevindirdi. Ancak, maalesef, sivil toplum kuruluşlarının çabalarına rağmen hâlâ Türkiye ve Ermenistan hükümetleri arasında ilişki kurulmuş değil. Ani bölgesinin de bir bölümünü oluşturduğu kara sınırı hâlâ kapalı.
"Küresel mirasın korunması için işbirliği önemli"
Bu ödül vesilesiyle, Türk ve Ermeni akademisyenlerin, uzmanların, zanaatkârların, sınırın iki yanında yaşayanların aralarındaki ilişkilerin gelişmesinin barış için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak ve bölgede Mren Katedrali gibi risk altında bulunan ve acil müdahale ihtiyacı gösteren çok değerli yapıların bulunduğunu hatırlatmak isterim.
İleride Ani'nin bir “barış parkı” olacağına, hikâyesini hem bölge insanlarına hem de tüm insanlığa daha güçlü bir şekilde anlatabileceğine inanıyorum.
İnsanları ulusal sınırların ve acı tarihsel deneyimlerin ötesinde bir araya getirmek için kültürel mirasın korunmasına ilişkin işbirliğinin önemine olan inancım, hele de bulunduğum koşullar altında, bu ödülü benim için daha da anlamlı hale getiriyor, çok teşekkür ederim."
Avrupa Arkeoloji Derneği: Osman Kavala miras diplomasisi yürüttü
Avrupa Arkeoloji Derneği’nin basın duyurusunda ödül gerekçeleriyle ilgili şu değerlendirmeler yer alıyor:
"Türkiye’de risk altında olan kültürel mirasın korunması için verdiği gayret ve emeğin tanınması amacıyla girişimci ve işadamı Osman Kavala, 2019 yılı Avrupa Arkeoloji Mirası Ödülü’ne layık görülmüştür. Kavala herhangi bir suçtan hüküm almamış olmasına rağmen Ekim 2017’den bu yana hapiste tutulmaktadır.
Osman Kavala için kültürel mirasın en kıymetli özelliği kültürel çeşitliliğin sosyal ve ekonomik refah için önemini vurgulayabilme niteliğidir. Bu sebeple, Osman Kavala başta Ermeniler olmak üzere azınlık kültürlerinin tarihine vurgu yapan kültürel miras projelerine önem vermiştir.
Türkiye ve Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin yokluğunda iki ülke arasındaki siyasi hassasiyetlere rağmen, Osman Kavala’nın yürüttüğü miras diplomasisi sayesinde Türk ve Ermeni uzmanlar ve bilim insanları, Ermeni kültürel mirasına ait Orta Çağ dönemi yapılarının korunması için ortak çalışma yürütmüşlerdir. Bu ortak çalışma, Ani’nin 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmesinde önemli bir vesile olmuştur.
Kavala’nın destek verdiği dernek ve vakıflar Türkiye’nin zengin kültürel mirasının korunmasını desteklemiş ve yerel toplulukları da içeren çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar, ekonomik ve turistik açıdan gelişmiş bölgelerden uzak kalan bölgelerde ekonomik kalkınma için fırsatlar sağlamış ve yerel nüfusun kültürel miras ve köklerine karşı farkındalık ve özgüven geliştirmesine vesile olmuştur.
Ermeni kültürel mirası konusunda yaptığı çalışmalara ek olarak, Osman Kavala, Türkiye’de yüzyıllar boyunca varlıklarıyla iz bırakmış Rumlar, Suriyeliler, Kürtler, Yahudiler ve Gürcüler gibi farklı grupların kültürel miraslarını da destekleyen çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Çocuklar için çift dilli eğitim
Osman Kavala’nın çalışmalarının bir başka güzel örneği ise Türkiye’de şu anda mülteci olan Suriyeli çocuklar için Türkiye ve Suriye’deki kültürel mirası ön plana çıkaran çift dilli eğitim materyallerinin üretimidir. Bu materyaller sayesinde çocuklar geldikleri bölgeden ve kültürel miraslarından gurur duymaktadırlar.
Osman Kavala toplumun zor koşullarda ve bazen azınlık olarak yaşayan bireylerinin karşılanmayan ihtiyaçlarına eğilerek kültürel mirasın sivil toplum ve demokrasiyi desteklediği inancıyla çalışmalarını sürdürmektedir ve kültürel çeşitliliği işbirlikleri üzerinden destekleyen projelere öncelik vermektedir.
Bu konudaki vizyon ve tutkusunu ödüllendirmek amacıyla Osman Kavala’ya Avrupa Arkeologları Derneği tarafından 2019 yılı Avrupa Arkeoloji Mirası Ödülü verilmiştir.
Catedral Santa Maria Vakfı'nın ödülü
Basın duyurusunda kurumsal ödüle layık görülen "Catedral Santa Maria Vakfı"nın da İspanya'da Euskadi (Pays Basque)'nin eyaletlerinden biri olan Vitoria-Gasteiz'deki Tarihi Katedral'in restorasyon ve korunmasını üstlendiği belirtildi.
Vakfın Vitoria- Gasteiz Şehir Konseyi, Alava Eyaleti Hükümeti ve Alavra piskoposluğu tarafından 1999'da kurulduğu belirtilerek şu bilgiler paylaşıldı: "25 yıl kadar önce, İspanya'nın Bask bölgesindeki Vitoria-Gasteiz'daki UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilen Santiago de Compostela'nın bir parçası olan Gotik Santa Maria Katedrali yıkılmak üzereydi ve çok acil bir restorasyon planına ihtiyacı vardı. Müteakip yıllarda Catedral Santa Maria Vakfı tarafından geliştirilen master plan bu ihtiyaca cevap verdi. Katedralin sadece fiziksel restorasyonuyla kalmayan bu plan, aynı zamanda arkeolojik, mimari ve tarihsel çalışmaları eğitim, sosyal, kentsel ve ekonomik faktörlerle birleştiren bütüncül bir yaklaşım da sunuyordu.
Proje özgün bir yaklaşım olan "İşe Açık" yöntemiyle ilerledi, böylelikle çalışmalar, başka projelerin aksine, sadece kapalı alanlar, tenteler ve herkese kapalı iskeleler ardında yapılmadı. Bu yaklaşım, yerel halk ve ziyaretçilere restorasyon alanı ve etrafındaki etkinlikleri çalışmalar sürerken ziyaret edebilme ve gözlem yapabilme imkanı sunuyor. Son 20 yıl içinde 1,750,000 ziyaretçi bu katedral restorasyon projesini "çalışma anında" ziyaret etmiş; bu vesileyle proje, yerel halka olduğu kadar altyapı ve ticari açıdan da bölgeye büyük ekonomik refah sağlamıştır. Uzun vadeli projenin bilimsel başarısı ve sonuçları, eğitimsel potansiyelinin vizyonlu kullanımı, kentsel yönetim politikalarına, turizm ve bölgesel yenilenmeye etkisi göz önünde bulundurularak, Vitoria-Gasteiz'deki Santa Maria Katedrali Vakfı'na Avrupa Arkeologları Derneği tarafından 2019 yılı Avrupa Arkeoloji Mirası Ödülü verilmiştir."
Bianet.org