Van Gölü'ne bakan bir tepede yer alan Ayanis Kalesi denince ilk akla gelen Urartuların baş tanrısı Haldi'ye ithafen yapılan tapınakta restorasyon ve korumaya yönelik çalışmaların sürerken, arkeologlar da binanın mimari sırlarını çözme çalışıyorlar.
Urartu Kralı II. Rusa tarafından Van Gölü'ne hakim tepeye yaptırılan Ayanis Kalesi'nde 30 yıldır yürütülen arkeolojik çalışmalarında bu yıl, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında Haldi Tapınağı'nda kullanılan mimarinin ve taş işlemelerinin özellikleri ortaya çıkarılmak isteniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle 30 yıldır kalede arkeoloji kazılarının sürdüğünü belirten Prof. Dr. Işıklı, bugüne dek Urartu tarihi açısından önemli bulguların gün yüzüne çıkarıldığını, bu yıl da önemli bulgulara ulaşmayı ümit ettiklerini söyledi.
Ortaya çıkarılan eserlerle hem Anadolu Kültür Tarihi hem de Urartu Arkeolojisi'ne bilimsel anlamda büyük katkı sağladıklarını ifade eden Işıklı, şunları belirtti: "30 yıllık kazı süresince kalenin surlarını, dini ve kraliyet açısından önemli kişilerin yaşadığı stadel alanını ve halkın yaşadığı bir dış kenti tespit ettik. Ayrıca dini ve kraliyet yapılarını, tonlarca tarımsal ürünün depolandığı yapıları ortaya çıkardık. Ayanis Kalesi denilince aklımıza gelen Urartuların baş tanrısı Haldi'ye ithafen yapılan tapınaktır. Bu tapınak yapısı koruma altına alındı. Bu sene de bu tapınağın içinde restorasyon ve korumaya dönük bir dizi çalışma başlattık."
Prof. Dr. Mehmet Işıklı: Haldi Tapınağı'nın mimari sırlarını çözmeye çalışıyoruz
Arkeologların en büyük hedefinin ortaya çıkarılan eserleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak olduğunu vurgulayan Işıklı, arkeolojik kazılarda yaptıkları her işlemin beraberinde yeni bir gizemin sırlarını ve çözümlerini de beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Haldi Tapınağı'nı 1997'de keşfettiklerini, o zamandan sonra tapınakla ilgili çalışmaların kesintisiz sürdüğünü anlatan Işıklı, şunları kaydetti: "Bu sene tapınağın mimari sırlarını çözmeye çalışıyoruz. Tapınağın üstündeki kerpiç yapı tam olarak kazılmamıştı. Bu sene tapınak yapısının üst mimarisini anlamaya çalıştık. Çok büyük sürprizlerle de karşılaşabiliriz. Yaptığımız çalışmalarda Urartu dinini, arkelojisini veya dini mimarisini tekrar yazacağız. Geçen yıllarda tapınağın arka bölümünde bulduğumuz podyumlu salonda yapacağımız çalışmalarla, tapınak yapısının mimari ilişkisi, tapınağın nasıl yapıldığı, tarihlendirilmesi gibi birçok soruya bu çalışmalarda çözüm üreteceğiz. Bu nedenle bu yıl bizim açımızdan çok heyecanlı bir çalışma sezonu olacak."
Ayanis Kalesi'nin turizm açısından yeteri kadar ilgi görmediğini belirten Işıklı, geçen yıl Tuşba Belediyesi ve Valilik desteğiyle yapılan bilgilendirme levhaları, yürüyüş yolları ve koruma çalışmalarıyla ziyaretçi sayısında ciddi bir artış yaşandığını belirtti.
Öte yandan alanda bulunan arkeolojik kalıntıların hassasiyeti yüzünden, tarihi dokuya zarar vermemek için zaman zaman hassas aletler gerektiriyor.
Arkeolog Hazal Ocak: En ince uçlu aletlerle çalışma yürüterek tarihe ışık tutmaya çalışıyoruz
Arkeolog Hazal Ocak da "Kalede yeri geldiğinde toprağı cımbız ve dişçi aletleriyle kazıyoruz. İğneyle kuyu kazar gibi çalışıyoruz. En ince uçlu aletlerle çalışma yürüterek tarihe ışık tutmaya çalışıyoruz. Her yeni keşif büyük heyecan veriyor. Bir çocuk gibi seviniyoruz." dedi.
Mesut Varol - Özkan Bilgin - AA