Badel harabül Basra deyimi ne demektir? Bade Harabül Basra deyiminin öyküsü nedir?
Bade Harabül Basra; (yaygın galat kullanımı ile Badel harab ül Basra) "İş işten geçtikten sonra...” anlamına gelen deyimdir. Arapça'dan tam tercümesi "Basra harap olduktan sonra.." dır. Asıl olan yok olduktan sonra kalanlar neye yarar anlamında kullanılan deyimin ilk kez Moğolların Basra'yı yakıp yıktıktan sonra kendisine akıl danışması üzerine bir alim tarafından söylendiği rivayet edilmektedir.
Halk arasındaki söylencelere göre ise deyimin öyküsü şudur: Basra'ya yolu düşen fakir bir derviş karnını doyurmak için kimin kapısını çaldıysa eli boş kalmış. Sadece bir kasap ona bir parça çiğ et vermiş. Ancak derviş eti pişirmek için ateş bulamamış. Ateş yakmak için kimden yardım istedi ise onu terslemiş. Bunun üzerine derviş "Allah'ım Basra halkının hayırsızlığından ve cimriliğinden sana sığınırım. Bana şu eti pişirecek bir parça ateş lütfet " diye yalvarmış.
Tam o sırada Basra'da büyük bir yangın çıkmış. Herkes sağa sola kaçışırken dervişi, yangın alevlerinden istifade yaktığı ateşle eti kızartıp, karnını doyurmanın telaşı içindeyken, ona önceden yardım etmeyen Basralılar, "Sonunda aradığın ateşi bulmuşsun" demişler.
Derler ki derviş de onlara cevap olarak "Basra Harab Olduktan Sonra" anlamına gelen bu sözü söylemiş.