Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Birinci Derece Arkeolojik SiT alanı olan Phaselis Antik Kenti içerisindeki koylara halk plajı yapılması için başlatılan inşaat çalışmalarında sadece 179 metrekare alana beton döküldüğünü söylemişti. Çevreciler tarafından alanda yapılan ölçümlerde 179 değil 480 metrekare alana beton döküldüğü tespit edildi.
Antalya’da Birinci Derece Arkeolojik Sit Alanı statüsündeki Phaselis Antik Kenti içerisindeki Bostanlık ve Alacasu koylarında iki halk plajı yapmak için ihale düzenlenmiş ve ihaleyi kazanan Se-Fa Restorasyon Sanayi İnşaat çalışmalara başlamıştı. Çalışmalar için Phaselis Antik Kentine giren iş makineleri yoğun tepki çekmişti.
Katıldığı canlı yayında çalışmalar hakkında bilgi veren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise Phaselis Antik Kentinde hiçbir inşaat çalışması olmadığını, çalışmaların iki koyda toplamda 179 metrekarelik bir alanı kapsadığı bilgisini vermişti. Ersoy öte yandan “Bu hassasiyeti de göz önüne alarak arkadaşlara beton yerine kazıklı sistem üzerine ahşap yapı yapılmasını söyledik.” ifadelerini kullanmıştı.
Aralarında Phaselis'e Dokunma Hareketinin de olduğu sivil toplum örgütleri, inşaat çalışmalarının yapıldığı alanda incelemelerde bulundu. Alanda ölçüm yapan çevreciler, Bakan Ersoy’un belirttiği gibi 179 metrekarelik alana değil 480 metrekarelik alana beton döküldüğünü tespit etti. Öte yandan 200 metrekarelik alanda betonların söküldüğü, 280 metrekarelik alanda betonların hala bulunduğu belirlendi.
Ölçüm sonrası Phaselis’e Dokunma Platformu sözcüsü Erdal Elginöz, yapılan inşaatın usulsüz olduğunu söyleyerek şu açıklamayı yaptı:
“Bakan Ersoy, 'gidip ölçsünler' dedi. Geldik, gördük… Bakan Ersoy, televizyona çıkıp 'Temel ihtiyaçları karşılayacak bir proje yapıyoruz' dedi. Eğer söylediği doğru olsaydı, biz burada yaşayan insanlar olarak böyle bir projeye karşı çıkmamız mümkün değildi, aksine bunu desteklerdik. Burada yapılanlar yalnızca portatif tuvaletlerle insanların ihtiyaçlarını karşılamak için bir büfe olsaydı bu bizim karşı çıkacağımız bir gelişme olmazdı.
Bu proje, halk plajıdır ama aslında adı rant plajıdır. Giriş ücretsiz olacakmış fakat çıkışın ücretsiz olmayacağını da biliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığının her kademesindeki memurların çok iyi bildiği gibi 1. derece arkeolojik sit alanlarında ticari faaliyet yapılamaz. Binlerce metrekarelik binalar yapılamaz. Ofis binası, kafeterya binası inşa edilemez. Kumsala şezlong, şemsiye konulup kiraya verilemez. Böyle bir projenin hazırlanmasının bile suç olduğunu düşünüyoruz. Bakan televizyonda; iki koyda toplam 179 metrekare, ayakları üzerinde betonsuz yalnızca ahşaptan binalar yapılacağını söyledi. Ancak, hem alanda gördüklerimiz hem de yine idare mahkemelerinde açtığımız davalara bakanlığın gönderdiği belgeler, Bakan'ı yalanlar niteliktedir. Kültür ve Turizm Bakanlığının mahkemeye gönderdiği savunma belgelerinde, iki koyda toplam 85 bin metrekare alana yayılmış devasa bir proje yürütüldüğünü, bunun içine de şezlong ve şemsiye ile doldurulacağına yer verildi.
Bakan Ersoy'un sözünü ettiği yeni proje uygulanacaksa, yüklenici şirket derhal bütün betonları, inşaatı tümden durdurmalı. Bütün betonları sökmeli ve sit alanını terk etmelidir. Bunu acilen talep ediyoruz. Gerçekten temel ihtiyaçlara yönelik bir proje yapılacaksa bu, ortaya konmalı. Koruma Kurulundan geçmeli, ancak yeniden ihale edilerek düzenlemeye başlanmalıdır. Bunun dışında, burada yapılanın tamamının usulsüz olduğunu tekrar herkese bildirmek istiyoruz”
https://www.turizmguncel.com