Bakan Kurtulmuş, Herakles Lahdini ziyarete açtı

Bakan Kurtulmuş, Herakles Lahdini ziyarete açtı

İsviçre'den Türkiye'ye getirilen Herakles lahdi, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un da katıldığı törenin ardından Antalya Müzesi'nde ziyarete açıldı.

Antalya'nın Aksu ilçesindeki Perge Antik Kenti'nden 1960'lı yıllarda kaçırılan ve 2010 yılında İsviçre'nin Cenevre Gümrüğünde ele geçirilerek, yaklaşık 7 yıl süren hukuk savaşının ardından 14 Eylül'de Türkiye'ye getirilen Herakles Lahdi, Antalya Müzesinde bugün yapılan törenle ziyarete açıldı.

Açılışa, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Antalya milletvekili Gökcen Özdoğan Enç, Burdur Milletvekili Reşat Petek, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt, Bakanlık bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı. Lahdin üzerindeki kırmızı örtü Bakan Kurtulmuş tarafından açıldı.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt, törende yaptığı konuşmada, 1869 yılından beri Asar-ı Atika Nizamnamesi ile Osmanlı'nın kültür varlığına sahip çıkması, onu devlet malı sayması ve 1884 yılından itibaren de her türlü ihracını yasaklamasıyla başlayan sürecin günümüze kadar devam ettiğini söyledi.

Asar-ı Atika Nizamnamesi'nin 1973 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde de kullanıldığını ifade eden Kurt, şunları dile getirdi:

"Bizim en büyük zorluğumuz, taraf olduğumuz UNESCO antlaşmasında devletimizin veya üye devletlerin 1970 yılı öncesi kaçırılan eserlerin ülkelerden kaçırıldığına veya yasa dışı yollardan çıkarıldığına dair ispat mükellefiyetinin ilgili ülkeye düşmesi, bu tabii 80-100 yıl öncesi için de geçerli. Burada son derece zor şartlar altında ülkemiz, Bakanlığımız, gerek yasal gerekse müzakereler yoluyla da bu süreci devam etmektedir."

Kurt, lahdin getirilişinde emeği geçen Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş başta olmak üzere eski bakanlara, tüm uzmanlara, Antalya Valisine ve Belediye Başkanına şükranlarını sunduğunu bildirdi.

- Antalya Valisi Karaloğlu

Antalya Valisi Münir Karaloğlu da yaptığı konuşmada, Herakles Lahdi'nin evine kavuşmasının mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti.

Yüzlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Antalya'nın dünyada eşi benzeri bulunmayan bir kent olduğunu ifade eden Karaloğlu, Perge'den Patara'ya, Side'den Silyon'a kadar yüzlerce antik şehri olan bir açık hava müzesi olduğunu dile getirdi.

Herakles Lahdi'nin bulunduğu Perge Antik Kenti'nin de görülmeye değer, önemli bir antik kent olduğunu belirten Karaloğlu, "Yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılmış yüzlerce, binlerce eserden biri olan Herakles Lahdi kendi evine getirildi. Bugünden itibaren ziyarete açılacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, 'Evine hoş geldin Herakles' diyorum." dedi.

- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Türel

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de lahdin getirilmesinde emeği olan herkese teşekkür etti.

Türel, "İsmini biz aslında Yunanistan'a bırakmışız fakat Yunanistan'a ait olduğu kadar da Anadolu'ya ait. Yunan ve Anadolu mitolojisi birbirine karışmıştır. Herkül'ün birçok hikayesi Çanakkale, Karadeniz Ereğli gibi farklı bölgelerimizde geçmektedir. Bu sebeple Herkül bizim de hemşehrimiz sayılır." dedi.

Antalya'nın tarihte pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir dünya kenti olduğunu kaydeden Türel, şöyle konuştu:

"Antalya Müzesi son yıllarda birçok eski eseri geri kazanmıştır. Hükümetlerimize teşekkür ediyoruz. 2011'de Yorgun Herakles heykeli sayın Cumhurbaşkanlığımızın uçağıyla getirilmiştir. Şimdi Herakles Lahdi bize çok güzel bir hediye olmuştur. Lahit çok zengin bir eserdir. Antalya'da sadece Herkül sergisi açılsa dünya çapında ilgi göreceğine inanıyorum."

Yeni Antalya Müzesi için çalışmaların devam ettiğini, müzenin çok daha modern bir yapıya kavuşacağını ifade eden Türel, Antalya'da ayrıca 10 yeni müze çalışmasının da devam ettiğini sözlerine ekledi.

- Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş:

Kurtulmuş, Herakles Lahdi'nin Türkiye getirilmesi noktasında emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Türk basın camiasına da Herakles Lahdi ve Türkiye'den kaçırılan diğer tarihi eserlerin ait olduğu topraklara geri getirilmesi sürecinde verdiği destekten dolayı teşekkür eden Kurtulmuş, bu açılışının çok önemli olduğunu bildirdi.

Kurtulmuş, "Herakles, 1960'larda Perge'den, tarihi alandan bir şekilde kaçırılarak yurt dışına götürülmüş, binlerce ve belki daha fazla sayıdaki Türkiye topraklarından kaçırılmış olan eserlerden sadece birisi. Maalesef yıllar içerisinde, şunu da diyebilirsiniz 'Batı'da sergilenen bu eserler nereden geldi.' Herhalde çok az bir kısmı yasal yollardan gelmiş. Önemli bir kısmı ise yasa dışı şekilde kaçırılmıştır." ifadesini kullandı.

- "Peşinde olduğumuz eserler var"

Bakan Kurtulmuş, herhangi bir tarihi eseri bulunduğu orijinal yerinden almanın ne şekilde olursa olsun asla hoş görülemeyeceğini vurgulayarak, "Böyle baktığınız zaman bugün Batı'da birçok müzede sergilenen o eserlerin anında ilgili ülkesine, çalındığı ya da alındığı yerlere geri gönderilmesi insanlığın bir gereğidir." değerlendirmesinde bulundu.

Eserlerin iadesinin kolay olmadığına işaret eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birleşmiş Milletler'in, UNESCO'nun 1970'te imzalamış olduğu Kültürel Varlıkların Korunmasına İlişkin Anlaşma çerçevesinde çok yoğun uğraşlar sonucu gerçekleşiyor. Tabiri caizse biz Türkiye olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak ilgili bütün birimlerimizle yıllardır bir hafiye gibi çalışarak Türkiye'den kaçırılan eserlerin peşinde koşuyoruz. Bugün itibarıyla 15 ülkeden 57'ye yakın tespit edilmiş eserle ilgili süreçler, yazışmalar devam ediyor. Bunların içerisinde Louvre Müzesi'nde sergilenen eserler de dahil olmak üzere peşinde olduğumuz eserler var. İnşallah bunları da alacağız, gayret ediyoruz."

Kurtulmuş, Herakles Lahdi'nin 2011'de İsviçre'de bulunduğunu, görüşmeler sonucu Türkiye tarafından lahdin Perge'ye ait olduğunun saptandığını ve sonrasında da iadenin gerçekleştiğini belirterek, bu konuda başta daha önceki Kültür ve Turizm bakanları olmak üzere emeği geçen herkese ve İsviçreli yöneticilere teşekkürlerini iletti.

- "Dünyanın en zengin toprakları üzerinde oturuyoruz"

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin engin bir kültür, tarih ve medeniyet hazinesi olan bir coğrafyada bulunduğuna işaret ederek, "Dünyanın en zengin toprakları üzerinde oturuyoruz. Belki altınımız, petrolümüz, doğal gazımız, başka tabii zenginliklerimiz yok ama Allah'a çok şükür, her yerinden tarih, kültür fışkıran, İslam öncesi ve sonrası medeniyetlere ait olan eşsiz eserlerin, dünya çapında eserlerin sahibiyiz. Bunların farkında olacağız, gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz. İnşallah Türkiye'nin bu kültürel zenginliği Türkiye markasının tanıtılması noktasında da bizim için en büyük gücü teşkil edecek." dedi.

Kurtulmuş, özellikle son yıllarda Türkiye üzerinde birtakım algı operasyonlarının oluşturulduğunu vurgulayarak, bunların hiçbirinin tesadüfen olmadığını bildirdi.

Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:

"Bir karanlık odada yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve özellikle bunların somuta indirgenmiş şekli olarak Türkiye düşmanlığı planlı bir şekilde körükleniyor. Bir turizm, kültür ve tarih merkezi olan Antalya'mız da özellikle geçtiğimiz yıl bu algı operasyonlarından maalesef olumsuz etkilenen illerden birisiydi. Bu alandaki gelişmeler Türkiye’nin turizmine, Türkiye’nin marka değeri olarak güçlenmesine maalesef olumsuz etkilerde bulunuyor. Şimdi bizim üzerimize düşen turizmi ve kültürü birer yumuşak güç unsuru olarak kullanarak Türkiye’nin engin kültürünün, tarihi yapısının çok daha güzel bir şekilde dünyaya tanıtılmasını sağlamaktır.”

Hedeflerini buna göre hızlıca belirleyip hareket ettiklerini aktaran Bakan Kurtulmuş, Türkiye’de turizm ve kültürün birbirinden farklı ama birbiriyle ilişkili iki alan olduğunu belirtti. Kurtulmuş, bu iki alandan da Türkiye’nin zenginliğini arttıracak şekilde istifade edileceğine değindi. Turizmi ve kültürü her alanda çeşitlendirerek, güçlendirerek yollarına devam edeceklerine işaret eden Kurtulmuş, turizmde hem pazar hem de alan çeşitlendirmesi yapacaklarını söyledi.

Kurtulmuş, “Bu çerçevede Uzak Asya’nın kapısını çalmaya başladık. Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore başta olmak üzere Uzak Doğu Asya’daki dostlarımızın Türkiye’yi daha fazla ziyaret etmelerini sağlamak için seferberlik ilan ettik.” ifadesini kullandı.

- "Negatif kampanyalara rağmen algı olumsuz etkilenmedi"

Avrupa’daki Türkiye dostlarının artan negatif kampanyalara rağmen Türkiye algısının olumsuz etkilenmediğini görmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Alman seçimleri dolayısıyla Almanya’da Türkiye aleyhine neredeyse her gün bir çuval laf söyleniyor ama buna rağmen Alman turistlerin Türkiye’yi ziyaretten vazgeçmedikleri de ortadadır. Sadece bugüne kadar İstanbul’a 680 bin Alman turist ziyarete gelmiştir. Dolayısıyla bu olumsuz algıların süratle giderilmeye çalışıldığını görüyoruz. Sadece Antalya için söylemek gerekirse şimdiye kadar 8 milyon 300 bin civarında turist geldi. Rakamlar böyle giderse bu yıl 10 milyonu aşacağız inşallah. Türkiye’de de 30 milyonu aşacağız ve böylece turizmde yeniden derlenip toparlanmayı sağlamış olacağız. Hedefimiz 50 milyon turist 50 milyar turizm geliridir."

Bu hedef doğrultusunda doğal zenginlikler kadar kültürel zenginliklerin de önemli olduğunu belirten Kurtulmuş, Anadolu topraklarının dünyanın en eski yerleşim yerleri olduğuna dikkati çekti. Kurtulmuş, Antalya’dan İzmir’e kadar olan bölgenin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bir açık hava müzesi gibi olduğunu belirterek, Göbeklitepe’nin bulunmasının da dünya tarihini değiştirecek kadar önemli bir adım olduğunu aktardı.

Kurtulmuş, sadece ekonomik olarak değil aynı zamanda tarihi, kültürel ve medeniyet değerleri bakımından da güçlü olan bir Türkiye’yi sağlamak için Bakanlık olarak çalışmaları stratejik bir yaklaşımla sürdürdüklerini ifade etti. Bakan Kurtulmuş, Antalya’da kurulacak yeni müzenin güzel ve geniş bir alanda inşa edilmesi için de çalışmaları sürdüreceklerini bildirdi.

Kurtulmuş, "Türkiye, her alanda zor bir dönemden geçiyor. Büyük ülkelerin büyük sıkıntıları, zorlukları olur. Yüksek dağların dumanı, karı çok olur. 'Niye bizim dağlarda, bizim buralarda çok fazla sis, duman var' diye sakın üzülmeyin. Bu kadar derin tarihiniz, kültürünüz, güçlü bir medeniyetiniz olursa başınızın sıkıntıdan kurtulmaması da o kadar doğaldır.” dedi.

Türkiye topraklarında 500, 700 yıllık köylerin bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şunları ifade etti:

“Dünyanın şimdi maddi olarak çok zengin ülkelerine gidin, isim verdirmeyin, kültür ve sanatta çok gelişmiş ülkelerin bir kısmına gidin 500, 600, 700 senelik köyleri yoktur. Bırakın 10 bin yıl, 5 bin yıl öncesine giden tarihi hazineleri, birkaç yüz sene öncesine giden tarihi varlıkları yoktur. Onun için stratejik önem bakımından herkesin gözünü diktiği yer Anadolu toprakları, Türkiye ise tarihi ve kültürel zenginliği bakımından herkesin gıpta ile izlediği ülke de Türkiye’dir.”

Bakan Kurtulmuş, konuşmasının sonunda henüz gün yüzüne çıkmamış bütün eserleri de çıkarma temennisinde bulunarak, "Herakles Lahdi, Türkiye’ye Anadolu topraklarına, ait olduğu yere hayırlı uğurlu olsun." dedi.

Konuşmaların ardından Bakan Kurtulmuş ve beraberindekiler Herakles Lahdi’ni ziyarete açtı.

Törene, Bakan Kurtulmuş’un eşi Sevgi Kurtulmuş ile Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel ve çok sayıda davetli katıldı.

- Bu yıl iadesi sağlanan 41'nci eser

Roma dönemine ait 2,35 santimetre uzunluğunda, 112 santimetre genişliğinde ve 3 ton ağırlığında olan Herakles Lahdi'ne 2010 yılında Cenevre serbest limanında, İsviçreli yetkililerin envanter kontrolü sırasında el konulmuştu.

Cenevre Başsavcılığı ve Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ortak çalışma sonucu Herakles Lahdi'nin, Antalya'nın Aksu ilçesi sınırları içerisinde yer alan Perge Antik Kenti nekropolünde, 1960'lı yıllarda yapılan kaçak kazılar sırasında bulunduğu ve yurt dışına çıkarıldığı saptanmıştı.

Bu gelişmelerin ardından Cenevre Başsavcılığı, 2015'te lahdin iadesine karar verirken, karşı taraf konuyu üst mahkemeye taşıyarak iade kararına itiraz etmiş ancak sonrasında temyiz başvurusunun geri çekilmesiyle lahdin Türkiye'ye iadesi kesinleşmişti. Bu süreçte İsviçre yetkilileri ile yapılan anlaşma kapsamında Herakles lahdi, Cenevre Üniversitesinde de 3 ay süreyle sergilenmişti. Milattan sonra 2'nci yüzyıl Roma Dönemine ait olan ve arkeoloji literatüründe "Torre Nove" olarak adlandırılan tipte "Küçük Asya Lahit" grubuna giren Herakles Lahdi'nin üzerinde Herakles'in 12 görevi tasvir ediliyor.

Herakles, mitolojide insanın doğaya karşı yenilmez oluşunu, kuvvet ve dayanıklılığı simgelerken, döneminin inanışına göre, lahidin sahibi, ölümünden sonra lahitte işlenen Herakles'in 12 görevi çerçevesinde tanrılara yakınlaşmayı amaçlıyordu.

Bakanlık'tan edinilen bilgiye göre, son yıllarda iadesi sağlanan en önemli eserlerden biri olan Herakles Lahdi ile beraber 2017'de iadesi sağlanan eser sayısı 41'e, 2003'ten itibaren ise 4 bin 311'e ulaştı.

AA


Benzer Haberler & Reklamlar