Bellerophontes nedir?
1. Bellerophontes: Bellerophontes Efasanesi Homeros'ta olduğu gibi, Hesiodos'ta da geçer, ne var ki büyük destan ozanı onu Anadolu toprağına yerleştirir, oysa Yunanistanlı ozan daha çok efsanenin ilişkili olduğu doğadışı güçlerle, yani Khimaira ile ilgilenir ve Bellerophontes adını da o fırsatla anar.
Bellerophontes'in kendi serüvenini bize anlatan gene de Homeros'tur.
Bellerophontes'in canavar Khimaira'yı alt etmek için kullandığı Pegasos atının adı Hesiodos'ta geçer.
2. Bellerophontes: Bellerophontes efsanesi bugün de yaşar bizim için. Ateş nasıl yanar, alev nasıl kızıllık saçarsa öyle yaşar. Mavi yolculukta geceyi korsanlar yatağı Ceneviz körfezinde geçirdikten sonra, gemimiz masmavi bir denizin yarlarla kesilmiş koyu yeşil kıyıları boyunca gide gide Olympos kentine varır. Çıralı derler bugün oraya. Alacalı taşlar üstünde gümbürdeyen bir çayın denize döküldüğü bu lahitler kentinin önü ak bir kumsaldır, ardı da girift çalılıklarla yükselen koca bir dağ. İşte bu dağda ateş yanar, toprak yer yer gazlar saçıp kendiliğinden tutuşur. Yanar Taş dedikleri bu yer Lykia'nın en eski, en güzel efsanesini bugün de canlandırır.
Bu efsaneyi Homeros'un ağzından duyalım: İlyada'nın VI. bölümünde Yunanistan'lı Diomedes'le Anadolu'lu Glaukos çarpışırken savaşa ara verip soylarını soracak olurlar birbirlerine, Glaukos'un anlattığı öykü Lykia'nın en önemli efsanesini dile getirmekle kalmaz, iki düşman savaşçıyı konuk ve dost olarak da birleştirir (İl. VI. 152-211):
At besleyen Argos'un bir bucağında Ephyre İli vardır,
Aiolos oğlu Sisyphos yaşardı orada,
insanların en kurnazıydı o,
bir oğlu oldu, Glaukos'tu adı;
Bellerophontes doğdu ondan sonra,
Glaukos'un kusursuz oğlu.
Erkeklik, güzellik bağışladı tanrılar ona.
Ama Proitos geçirdi gönlünden kötü şeyler,
kendisi ondan çok daha güçlüydü,
sürdü onu Argos'lular arasından;
Zeus almıştı Bellerophontes'i Proitos'un eli altına.
Tanrısal Anteia, Proitos'un karısı,
yanıp tutuşuyordu, Belterophontes'le, diyordu,
gizlice bir sarmaş dolaş olsam,
ama birazcık olsun kandıramadı onu,
o sıra aklı başındaydı Bellerophontes'in.
Kadın bir yalan attı kral Proitos'a, dedi ki:
"Bellerophontes'i öldürmezsen lanet sana,
o benim zorla koynuma girmek istedi".
Böyle dedi o, kralı birden öfke kapladı.
Ama saygı besliyordu yüreğinde,
Bellerophontes'e kıyamadı.
Gönderdi onu Lykia'ya,
Eline uğursuz işaretler verdi,
üst üste katlanan bir levhaya yazdı bir sürü ölüm yazıları.
Kaynatasına göstermesini buyurdu,
böylece yok olacaktı o.
Bellerophontes tanrıların eliyle vardı oraya.
Gelince Lykia'ya, Ksanthos nehrine,
yaygın Lykia'nın kralı onu saydı.
Ağırladı onu tam dokuz gün,
dokuz tane öküz kurban etti.
Gül parmaklı şafak görününce onuncu günü.
Bellerophontes'e sordu,
damadımdan getirdiğin işaret hani? dedi.
Alır almaz damadının işaretini,
buyurdu önce azgın Khimaira'yı öldürmesini;
tanrı soyundandı o, insan değildi.
Önü aslan, arkası yılan, ortası keçiydi,
yalımlı nefesiyle kötü soluyordu.
Bellerophontes uydu tanrıların isteğine,
onu bir anda yere serdi.
Çarpıştı sonra ünlü Solymo'larla.
Girdiği savaşların bu en çetiniydi.
Erkek gibi Amazon'ları öldürdü sonra.
Dönüsünde kral ona zorlu bir tuzak kurdu:
Yaygın Lykia 'dan en iyi yiğitleri seçti gönderdi pusuya,
ama onlar bir daha dönmediler evlerine,
kusursuz Bellerophontes öldürmüştü hepsini.
Kral da anladı onun tanrı soyundan olduğunu,
alıkoydu orada, verdi kızını,
bütün krallık onurlarını bölüştü
Lykia'hiar da ayırdılar bahçelik,
buğdaylık bir tarla,
ayırdılar en büyük, en güzel bir toprağı.
Karısı üç çocuk doğurdu bilgili Bellerophontes'e:
Isandros, Hippolokhos, Laodameia.
Akıllı Zeus, koynuna girdi Laodameia'nın.
Laodameia, doğurdu tanrıya denk tunç silahlı Sarpedon'u.
Ama bir gün tanrılar tiksindi Bellerophontes'ten,
Aleion ovasında kaldı o tek başına,
insan uğrağından uzakta yedi kendi kendini.
Savaşa doymayan Ares öldürdü oğlu Isandros'u,
çarpışırken ünlü Solymo'larla.
Kızdı dizginleri altın kakmalı Artemis,
aldı Laodameia'nın canını.
Hippolokhos da baba oldu bana,
ben övünürüm onun oğlu olduğum için.
Troya'ya gönderdi beni o,
sıkı sıkı salık verdi bana:
Hep yiğitçe dövüşeyim, üstün olayım başkalarından,
utandırmayayım atalarımın soyunu,
onlar ki Ephyra'da,
yaygın Lykia'da en iyi, en ünlü kişilerdi.
Övünürüm işte, bu soydan, bu kandan olmakla.
Bu parçadan öğrendiğimize göre, Bellerophontes Korinthos (Ephyra Korinthos'un eski adıdır) kral ailesinden ve ünlü Sisyphos'un torunudur (Tab. 25). Ne var ki Glaukos Bellerophontes'in "ölümlü" babasıdır, yiğit aslında Poseidon'un dölündendir. Tanrısal nitelikleri de oradan gelme. Homeros'un bize açıklamadığı Bellerophontes'in adı ve niçin Tiryns kralı Proitos'un yanına sığındığıdır. Bellerophontes Belleros'u öldüren demek. Birçok yiğitler gibi Bellerophontes de kaza ile adam öldürmüş, öldürdüğü bu Belleros'un kim olduğu da pek bilinmiyor, ne var ki bu yüzden yurdundan ayrılıp kendisini suçundan arındıracak birinin yanına gitmesi gerekiyor. Bu adam da Proitos'tur. Anteia kocasına Bellerophontes'i suçlayınca, Proitos konuğunu kendi eliyle cezalandırmaktan çekinir ve onun içindir ki eline katlanmış tabletler, yani bir mektup verip kaynatası lobates'e gönderir. Lykia kralı da konukluk kurallarına saygılıdır ve ancak zorunlu kaldığı zaman ağır işlere koşar Bellerophontes'i. Yiğidin ağzı ateş saçan Khimaira'yı nasıl öldürdüğü Homeros'ta anlatılmamıştır. Hesiodos'a göre (Theogonia 324):
Pegaros hakkından geldi bu Khimaira'nın
koca yiğit Bellerophontes'le birlikte.
Bir anlatıma göre, yiğit kanatlı atı Korinthos'ta bir çeşmede su içerken bulmuş, sağrısına binip doğru Khimaira'yı öldürmeye gitmiş onunla (Pegasos). Bellerophontes'in tanrıların öfkesine uğramasının nedeni şöyle açıklanır: Gurura kapılan yiğit kanatlı atının sırtında Olympos'a kadar yükselmek istemiş, Zeus da kızarak atmış onu gökten aşağı yeryüzüne. Düştüğü Aleion ovası da Kilikya'da bir bölgedir. Bellerophontes'in kızı Laodameia, İlyada'da Lykia'lıların başında savaşan Zeus oğlu Sarpedon'un anasıdır (Proitos, Anteia, Khimaira, Sarpedon).