Akademik camiada; Bosna'da piramit var mı yok mu tartışması sürerken, Bosnalı Indiana Jones Dr. Semir Sam Osmanagich, KKTC'de de piramit olduğunu iddia etti. Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, iddiayı fantastik buluyor
Bosna Hersek’in Visoko kenti yakınlarında “Bosna Piramitleri”ni keşfettiğini iddia ederek, büyük sansasyon doğruan ama akademi camiasını tarafından ciddiye alınmayan Bosnalı asıllı Amerikalı araştırmacı, yazar Dr. Semir Osmanagich, Kuzey Kıbrıs’ın Mevlevi köyünde de Bosna’daki piramitlere benzer oluşum olduğunu iddia ett.
Dr. Semir Osmanagich, Antik Mağusa Vakfı (AMV) ve Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) işbirliğinde ülkemizde bugün saat 17.30’da “Bosna Piramitleri ve KKTC Mevlevi Köy’deki Piramit” konulu bir konferans verdi.
Kıbrıs Gazetesi'nden Ahmet İlktaç imzalı haberlere göre; Konferans öncesi KKTC Eski Eserler ve Müzeler Dairesi yetkilileriyle görüşen Dr. Osmanagich, Mevlevi köyündeki piramidin ortaya çıkmasını için arkeoloji kazısı gerçekleştirebileceğini söyledi.
Canaltay: KKTC’nin tanıtımına büyük fayda sağlar
Antik Mağusa Vakfı Başkanı Resmiye Canaltay, Karadeniz’de gezide tanıştığı Ferhan Gürbüz’ün Bosna Piramitleri’ni keşfeden aslen Bosnalı, Amerikalı yazar ve araştırmacı Dr. Semir Osmanagich’in, Mevlevi köyünde de piramit olduğunu düşündüğünü kendilerine bahsettiğini söyledi.
Canaltay, böyle bir şeyi ne kendilerinin ne de Turizm Bakanlığı yetkililerin daha önce duyduğunu kaydetti.
Osmanagich’in düşüncesinin gerçeğe dönüşmesi halinde ortaya çıkacak piramidin KKTC’nin tanıtımı için çok önemli olacağına dikkat çeken Canaltay, Antik Mağusa Vakfı olarak Dr. Semir Osmanagich’in Mevlevi köyünde incelemeler yapabilmesine olanak sağlamak için ön ayak olduklarını bildirdi.
Canaltay, Dr. Semir Osmanagich’in, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi ile Mevlevi’de gerekli kazıları yapabilmeleri için bir görüşme gerçekleştireceğini aktardı.
Canaltay, Mevlevi’deki piramitlerin tespit edilebilmesi halinde, bunun ülke turizmine büyük katkı sağlayacağını dile getirdi. Bosna Piramitleri’nin bulunmasıyla Bosna’nın ülke ekonomisinin olumlu yönde önemli bir artış yaşadığına değinen Canaltay, ümitlerinin piramitlerin ortaya çıkmasıyla bu olumlu gelişmenin ülkemizde de yaşanması olduğunu sözlerine ekledi.
KONFERANSTA BİLDİK TEZLERİNİ DİLE GETİRDİ
Antik Mağusa Vakfı (AMV) ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin işbirliğinde tartışmalı Bosna Piramitleri’ni keşfeden dünyaca ünlü Amerikalı yazar ve araştırmacı Dr. Samir Osmanagich, “Bosna Piramitleri ve KKTC Mevlevi Köy’deki Piramit” konulu konferans gerçekleştirdi.
DAÜ Aktivite Salonu’nda 13 Kasım’da gerçekleşen konferansa çok sayıda vatandaş ve öğrenci katıldı.
Dr. Semir Osmanagich, konferansta Bosna Piramitleri hakkında detaylı bilgi verirken, Mevlevi köyü yakınlarında yaptığı incelemelerde 2 tane piramit olduğunu düşündüğü yer olduğunu söyledi.
Mevlevi köyünde gördüğü bir alanda “kendi başına duran bir piramit” olduğunu gördüğünü ifade eden Osmanagich, bu gördüğü alanda araştırma ve kazı yapılabileceğini kaydetti.
Dr. Semir Osmanagich, ikinci gördüğü alanda da düzinelerce megalit (bir yapı oluşturmak için kullanılan taş) gördüğünü açıkladı.
Osmanagich: Piramide benzeyen şekiller var
Kıbrıs Gazetesi'nin sorularını yanıtlayan Dr. Semir Sam Osmanagich, Mevlevi’de temel olarak piramide benzeyen şekiller olduğunu söyledi. Bu şekillerin iki tarafının düzgün bir üçgen şeklinde olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Osmanagich, bu şekillerin mükemmel bir uyumları olduğunu kaydetti.
Dr. Semir Sam Osmanagich, şekillerin bir tarafının taşla kaplı olduğunu, bu taşın bir köşede son bulduğunu ve bunun da sanki birilerinin bu taşları özellikle kaldırdığı izlenimi doğurduğunu belirtti.
Mevlevi ile ilgili daha fazla araştırma yapmak istediğini, 3 arkeolojik grupla, değişik yüksekliklerden jeolojik merkezlerinden delme yapmak gerektiğini anlatan Osmanagich, böylece söz konusu alanda görülenin doğal bir yapılaşma mı yoksa başka taraftan getirilen malzemelerle inşaat mı olduğunun anlaşılacağını ifade etti.
Dr. Osmanagich, etraftaki alanların da kontrol edilmesi gerektiğini dile getirdi. Kıbrıs’a bir dahaki gelişinde PIP kamerasını da getireceğini ve piramitlerde görülen enerji alanlarının dikey olup olmadığını inceleyeceğini aktaran Osmanagich, diğer gerekli bilimsel ölçümleri de yapmak istediğini açıkladı.
Osmanagich, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli ile bir görüşme yaptıklarını da söyledi.
Fuat Azimli’nin kendisine görüşlerini destekleyici bir şekilde konuştuğunu kaydeden Osmanagich, Mevlevi’deki buluntuların mezarlık olmadığını, çok uyumlu bir şekilde yerleştirilmiş megalit olduklarını bildirdi.
Anlatılan her şey yanlış iddiasında bulundu
Dr. Osmanagich konferansta yaptığı konuşmada ise, insanlara ilk medeniyetler ve piramitler hakkında anlatılan her şeyin yanlış olduğunu söyledi.
Piramitlerin sadece Mısır ve Meksika’da olmadığını, tüm dünyada var olduklarını kaydeden Osmanagich, Mısır’da 155 adet piramit olduğunu ancak, bunların sadece 3 tanesinin meşhur olduğunu belirtti.
Dr. Osmanagich, Mısır’ın meşhur piramitlerinin içerisinde mumyalar olmadığını, mezarlar bulunmadığını ve organik malzemeler bulunmadığını bildirdi.
Orta Amerika’da 10 binlerce piramit olduğunu öne süren Osmanagich, Orta Amerika’daki bu piramitlerin yüzde 90’ının ormanların arasında kaldığını aktardı.
Dr. Sam Osmanagich, piramitler için 10 temel bilimsel kriter olduğunu söyledi. Piramitlerin 4 tarafının her birinin, 4 temel yönü göstermesi gerektiğini ve piramitlerin bir tek bu şekilde anlaşılabileceğini ifade eden Osmanagich, Bosna’nın Güneş Piramitleri’nin 220 metre uzunlukla Mısır’dan çok daha büyük piramit olduğunu iddia etti.
Dr. Osmanagich, dünyadaki en büyük piramit olan Bosna Güneş Piramitleri’ni 2006 yılında kazmaya başladıklarını ve yapılan çalışmalar sonucunda Bosna Piramitleri’nin kuzey doğu köşesini keşfettiklerini açıkladı.
Bosna’da kazdıkları her yerde toprağın bir metre altında dikdörtgen yapı malzemeleri bulduklarını, her bloğun altından başka bir blok çıktığını ve bu blokları analiz ettirdiklerinde günümüzde kullandığımız betondan daha kaliteli bir beton olduğunu anladıklarını kaydeden Osmanagich, Bosna’da binlerce beton bloğu açığa çıkardıklarını bildirdi.
Dr. Osmanagich, Bosna Piramitleri’nin gezegendeki en kesin ölçülerle yapılmış piramit olduğunu belirtirken, piramitlerin altında 4 doğal manyetik alan olduğunu, 5 ultrasyon ve 6 yaşam enerjisi bulunduğunu açıkladı.
Piramitlerin volkanik hatların kesiştikleri yerlerde olduğunun tespitini yaptıklarını ifade eden Osmanagich, Meksika’daki Cholula Piramidi’nin 18, Peru’daki Puma Punku piramidinin 26 ve Bosna piramidinin ise 26 volkanik hattın üzerinde olduğunu dile getirdi. Dr. Sam Osmanagich, piramitlerin sonuç olarak birer enerji makineleri olduğunu iddia etti
Piramitlerin üzerinde dikey enerji alanları olduğunu bunu da PIP Kamerası ile görebildiklerine değinen Osmanagich, piramitlerin yatay enerji alanlarını, dikeyleştirdiğini söyled.
Dr. Osmanagich, kendisine göre Bosna Piramitleri’nin arkeolojik bir yapı olduğunu dile getirdi. Kendisinin bu görüşü üzerine Mısırlı bir uzmanın kendisi için “Halüsinasyon” görüyor dediğini, İngiltere’den ve Almanya’dan bazı uzmanlarından görüşlerinin sahte olduğu yönünde yorum yaptığını söyleyen Osmanagich, ancak adı edilen tüm bu uzmanları davet etmelerine rağmen Bosna’ya gelip test dahi yapmadıklarını kaydetti.
Dr. Sam Osmanagich, yaptıkları testler ve analizler sonucu Bosna Piramitleri’nin 30 bin yaşında olduğunu tespit ettiklerini, piramitlerin ortaya çıkmasından sonra tarih kitaplarının dahi değiştiğini bildirdi.
Mevlevi Köyünde de piramit var iddiası
Kıbrıs tarihinin en az 11 bin yıl önceye gittiğini aktaran Osmanagich, piramit olduğunu düşündüğü Mevlevi köyü yakınlarında 2 tane yer olduğunu açıkladı.
Dr. Osmanagich, bunlardan bir tanesinin piramit biçimli bir tepe olduğunu ve kendisine bu yeri arkeolog Tuncer Bağışkan’ın gösterdiğini ifade etti.
Söz konusu yerin 2 tarafının tam olarak üçgen şeklinde, mükemmel bir uyuma sahip olduğunu söyleyen Osmanagich, bu iki tarafın birçok toprak katmanından oluştuğunu ve alanın tamamen düz olduğunu kaydetti.
Dr. Samir Osmanagich; “gördüğüm alanda kendi başına duran piramit vardır. Büyük ihtimalle insanlar tarafından modifiye edildi. Burası araştırabileceğimiz ve kazabileceğimiz bir alandır” diye konuştu.
İkinci gördüğü alanında Mevlevi köyündeki megalitler olduğunu anlatan Osmanagich, bir tepede düzinelerce megalit gördüğünü, bu megalitlerin temelleri bulunduğunu ve yönlerinin tam olarak mükemmel olduğunu açıkladı.
Osmanagich, bu megalitlerin büyük çoğunluğunun 2 ton 200 kilo ağırlığında olduğunu, altında delikleri bulunduğunu ve en büyük olanın da 10 bin 600 kilo geldiğini bildirdi.
Günümüze kadar Kıbrıs’ın megalitik kültürünün olduğunu kimsenin bilmediğini belirten Osmanagich, İngiltere, Fransa ve İsveç’te megalitik bölgeler bulunduğu gibi Kıbrıs’ın da megalitik bir bölge olduğunu öne sürdü.
Dr. Samir Osmanagich, Mevlevi’de kazı yapabilmek için Eski Eserler Dairesi’nden izin alıp arkeolojik çalışmalar için ekip oluşturacağını dile getirdi.
Mevlevi’de konuştuğu bir çobanın kendisine bir megalit gösterdiğini ve bu megalitin altında 30 metrelik bir tünel saptadığını ifade eden Osmanagich, bunun kesinlikle bir tünel olduğunu, eski bir mezar olmadığını söyledi.
Dr. Osmanagich, piramitlerin sağlık ve stres çıkarma bakımından da çok faydalı olduklarını işaret ederken, tünellerdeki negatif iyonların oksijeni yükseltip, bakterileri öldürdüğünü kaydetti.
Piramitlerin ortaya çıkarılmasının ardından Bosna’ya 160 farklı ülkeden 500 binin üzerinde turist geldiğini, bu turistlerin piramitlerin üzerine yatarak enerji aldıklarını, ziyaretçiler arasında Türkiye’den Selda Bağcan’ın da olduğunu sözlerine ekledi.
Samir Osmanagich kimdir? |
Semir Osmanagich, (Samir Osmanagich olarak da biliniyor) 1 Haziran 1960'da Yugoslavya'nın Zenica kentinde doğdu), Bosna'da yaşamakta ve Fantastik sosu bilimsel kurgu eserler kalemealmaktadır. Amatör arkeolog olan Samir Osmanagich Bosna-Hersek'te piramit olduğunu iddia ettiği ve özel müzeye çevirdiği yapıda kendi iddiasını kanıtlamak için 'arkeolojik' kazılar yapmaktadır. Çocukluğunu ve gençliğini Saraybosna'da geçiren Samir Osmanagich 1995 yılında ABD'nin Houston eyaletinde faaliyet gösteren Met Company şirketinin genel müdürü oldu. 2005 yılında, Bosna Piramitlerini keşfettiğini açıkladıktan bu piramitlerin araştırılmasına yönelik olarak Bosna Güneş Piramidi Derneği’ni kurdu. Son yıllarda Bosna piramitlerini tanıtmak için otuzdan fazla ülkede konuşma yaptı. Maya dünyası, Peru, Pasifik, Afrika ve Avrupa uygarlıkları üzerine toplam 10 kitap yazdı. Bunlardan “Maya Dünyası” Türkiye’de de yayımlandı. Rus Doğal Bilimler Akademisi üyesidir. Bosna Hersek’teki Amerikan Üniversitesi’nde antropoloji okutmanı olarak çalışıyor. |
YRD. DOÇ.DR. BÜLENT KIZILDUMAN: PİRAMİT İDDİASI FANTASTİK
Mevlevi’de piramit bulunduğuna dair iddiaları değerlendiren, DAÜ - Doğu Akdeniz Kültür Mirası Araştırma Merkezi (DAKMAR) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, “piramit” olarak adlandırılan yapıların sadece Mısır’a özgü olan megalit, anıtsal yapılar olduğuna dikkat çekti.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, piramitleri, Peru, Meksika, Türkmenistan, Avrupa’da veya Bosna’da aramanın bir anlamı olmadığını, piramidin bir sembol olduğunu, Mısır piramitlerinin de Firavun’un yaşamını yitirdikten sonra babası güneş tanrısı Ra’ya daha kolay ulaşmasına yardımcı olacak sembolik yapılar olduğunu söyledi.
Piramit benzeri megalit yapıların Meksika, Peru ve Mezopotamya’da bilinmekte olduklarını belirten Kızılduman, genelde amatör ve fantastik bilime ilgi duyan çevrelerin dünya genelinde bunları piramit olarak niteleyebileceklerini belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, çok zengin bir kültürel mirasa ve çok zengin bir arkeolojik geçmişe sahip olduğumuza işaret ederek, amaç Kıbrıs’ı tanıtmak ise piramitlere ihtiyacımız olmadığını, ister İslam, ister Hristiyanlık tarihi veya Tapınak Şövalyeleri ya da Cüce Fil, Cüce Su Aygırları veya Alashiya krallarının karşınızda olduğuna vurgu yaptı.
Kızılduman: Mevlevi’de bu konuda bilimsel bir çalışma yok
DAÜ-Doğu Akdeniz Kültür Mirası Araştırma Merkezi (DAKMAR) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, Mevlevi’de piramit olup olmadığı ile ilgili öncelikle bölgede bilimsel bir arkeolojik proje başlatılması gerektiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, bu arkeoloji projesi kapsamında da bölgenin “arkeolojik yüzey araştırması” dedikleri, arkeolojik dokusunun saptanmasına yönelik bir proje yapılması gerektiğini kaydetti.
Bölgede bu bağlamda arkeolojik iz olup olmadığının tespitinin yapılması gerektiğini anlatan Kızılduman, bunun tespitinin yapıldıktan sonra da kazıya geçmeden önce jeoradar, jeofizik yöntemleriyle yer altında olduğundan şüphe edilen arkeolojik dokunun gerçekten var olup olmadığına yönelik çalışmaların yapılmasının doğru olacağını bildirdi.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, bu çalışmaların ardından kayda değer herhangi bir sonuç elde edilmesi halinde de kazı çalışmalarının yapılabileceğini belirtti.
Tüm bunların bilimsel projeler çerçevesinde tek kişinin yapabileceği projeler olmadığını anlatan Kızılduman, bilimsel bir ekip tarafından disiplinler arası bir çalışma ile gerçekleştirilmesi gereken bir proje olduğunu aktardı.
Kızılduman, günümüze kadar da Mevlevi köyünde böyle bir çalışma yapılmadığını açıkladı.
Mevlevi köyünde daha önce nekropol yani arkeolojik mezarlık alanları ve diğer arkeolojik alanlar tespit edildiğini ifade eden Kızılduman, ancak herhangi bir piramit olduğuna yönelik ne bir bulgu ne de bilimsel bir veriye rastlanılmadığını belirtti.
Bülent Kızılduman, “Piramit” olarak adlandırılan yapıların sadece Mısır’a özgü olan megalit, anıtsal yapılar olduğuna dikkat çekti.
Piramitleri Peru, Meksika, Türkmenistan, Avrupa’da veya Bosna’da aramanın bir anlamı olmadığının altını çizen Kızılduman, piramidin bir sembol olduğunu, Mısır piramitlerinin de Firavun’un yaşamını yitirdikten sonra babası güneş tanrısı Ra’ya daha kolay ulaşmasına yardımcı olacak sembolik yapılar olduğunu ifade etti. İlk piramidin ise Mısır’da Mimar İmhotet tarafından Firavun Zeuser anısına yapıldığını anlattı.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, “dolayısıyla piramitler Mısır’la özdeşleşen bir mimari yapı, kavramdır. Piramit benzeri megalit yapılar farklı bölgelerde vardır. Meksika’da, Peru’da ve Mezopotamya’dan da bilinmektedir. Ama bunlar piramit değildir. Genelde amatör, fantastik bilime ilgi duyan çevreler, dünya genelinde bunları piramit olarak nitelendirmektedir. Ama biz bunlara bilim dünyasında piramit demiyoruz. Piramit sadece ve sadece Mısır’a özgüdür. Abidevi anıtsal yapılardan söz ediyorsak, dünyanın farklı yerlerinde megalit ve abidevi yapılar vardır. Kıbrıs’ta anıtsal bağlamda bu tarz yapıların olması da olasıdır. Ama bunların Mısır Piramitleri ile aynı yapılar olduğunu, aynı amaca hizmet ettiğini ve aynı nitelikleri taşıdığını söylemek mümkün değildir” diye konuştu.
Kıbrıs adasında piramit olduğuna yönelik bilimsel kaynak ve araştırmalarda bu tarz herhangi bir bilgiye ulaşmadıklarını anlatan Kızılduman, ancak toprağın ne sunacağının hiçbir zaman bilinmeyeceğini, toprağın her zaman sürprizlere gebe olduğunu söyledi.
“Araştırma yapmadan ‘yapı var’ demek naifçe”
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, bilimsel çalışma yapmadan, herhangi bir bölgede ‘şu şekilde yapı vardır’ demenin sadece naifçe bir yaklaşım olacağını kaydetti.
Dr. Sam Osmanagich’in günümüze kadar herhangi bir bilimsel çalışmasını okumadığını, o yüzden Dr. Osmanagich ile ilgili bir yorum yapmasının mümkün olmadığını ifade eden Kızılduman, ancak Osmanagich’in birkaç kitabına bakma fırsatı bulduğunu, fakat bu kitapların da bilimsel çalışma değil de daha çok araştırmacı nitelikte olduğunu ifade etti.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, çok zengin bir kültürel mirasa ve çok zengin bir arkeolojik geçmişe sahip olduğumuza işaret ederek, amacın Kıbrıs’ı tanıtmak ise piramitlere ihtiyacımız olmadığını dile getirdi.
Ülkemizde birçok önemli başlığa sahip olduğumuzun hepimiz tarafından bilindiğini aktaran Kızılduman; “ister İslam tarihi, isterseniz Hristiyanlık tarihi veya Tapınak Şövalyeleri ya da Cüce Fil, Cüce Su Aygırları veya Alashiya kralları karşınızdadır. Ülkemizde inanılmaz ölçüde önemli bir zenginlik var, bunlar hazır ve kolayca ulaşılabilir. Bunlarla bir başlangıç yapılabilir. Ama ilk olarak çağdaş bir müze” dedi.
Kültürel mirasımızı ve arkeolojik çalışmalarımızı tanıtmaya yönelik çalışmalar yapılabileceğine dikkat çeken Kızılduman, bunlar için daha çok finansman kaynağı ayırabileceğini ifade etti.
Amaç Kıbrıs’ı tanıtmaksa en büyük ihtiyaç müze
Amacımızın Kıbrıs’ı tanıtmaksa, adada çok büyük eksiklik olan modern çağdaş bir müze yapılabileceğine değinen Kızılduman, Güney Kıbrıs da dâhil adamızda çağdaş bir müze olmadığını söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, üniversitelerin de kendilerini sorgulamaları gerektiğini, ülkemizde Antropoloji, Arkeoloji, Sanat Tarihi, Müzecilik, Kültürel Miras Yönetimi, Restorasyon-Konservasyon Bölümleri’nin bulunmadığını ifade etti.
Eğer üniversitelerimiz farklı kaygılarını bırakır ve bu alanlarda da bilimsel çalışmalara ağırlık verir ise özelde
Kıbrıs genelde ise Dünya arkeoloji, tarih ve kültürel mirasının aydınlatılıp gelecek nesillere doğru ve sağlıklı bir şekilde korunarak aktarılabileceğini anlatan Kızılduman, eğer üniversitelerimiz bilimsel bağlamda bu alanlara eğilir, çalışmalar yapar ve az sayıdaki çalışmalarını artırırsa, adamız kültür mirası ve bu yöndeki bilimsel yetkinliği ile ön plana çıkıp önemli ölçüde dünya genelinde söz sahibi olunabileceğine vurgu yaptı.
arkeolojikhaber.com