Bozcaada neresidir?

Köyü Olmayan Tek İlçe: Bozcaada


Çanakkale’nin iki ada ilçesinden birisi olan Bozcaada, boğazın Ege ağzının 18 deniz mili güneyinde Geyikli yük iskelesine 5 deniz mili uzaklıkta, köyü olmayan tek ilçedir. Bozcaada, yaklaşık 42 kilometre karelik yüz ölçümüne sahiptir. En yüksek yeri 192 metrelik Göztepe’dir.

Akdeniz iklimini andırmakla beraber, boğazın tam çıkışında bulunması nedeniyle kuzey rüzgârlarını fazlaca almaktadır. Bozcaada’da yazlar serin ve kurak, kışlar ılık ve az yağışlı olarak geçer. Adanın tamamına yakını şaraplık üzüm bağları ile kaplıdır. Adanın 12 burnu, bu burunlar arasında da eşsiz güzellikte 11 koyu yer almaktadır.

Son yıllarda yazar ve sanatçıların Bozcaada’yı tercih etmeleriyle, turizm konusunda gözde bir ada haline gelmiştir. Adaya Geyikli’deki Odunluk İskelesi’nden feribotla ulaşılmakta, ayrıca yaz aylarında Çanakkale’den deniz otobüsü seferleri yapılmaktadır. Feribotla yaklaşırken kalesi ve limanıyla çok etkileyici bir görüntü sunan adada bir Türk, bir de Rum mahallesi vardır. Osmanlı döneminde ada bir sürgün yeri olarak da kullanılmıştır. Bozcaada’nın ünü sınırlarını aşan değerlerinin başında Çavuş Üzümü, bağları, bağ evleri ve şarapları gelmektedir. Antik dönem Tenedos sikkelerinde de görülen üzüm salkımı bağcılığın adada çok eskilere dayandığının işaretidir. Üzüm bağları ada yüzölçümünün 1/3’ünü kaplamaktadır. Bu bağlardan elde edilen şaraplık üzümler adadaki şarap fabrikalarında değere dönüşmektedir.

Geniş üzüm bağlarının ortasındaki kendisine has mimarisiyle taştan yapılmış bağ evleri, ada ziyaretçilerinin yoğun ilgisiyle restore edilip, yeniden yaşam alanı olarak hizmete konulmaktadır.

Bozcaada Kalesi
Bozcaada’ya yaklaştıkça ilk gözünüze çarpan heybetli görüntüsüyle kalesi olur. Bu oldukça iyi korunmuş kalenin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Venedik,Ceneviz ve Bizanslılar döneminden beri kullanıldığı bilinmektedir.

Ada’nın kuzeydoğu burnu üzerine kurulmuş olan kale, Osmanlı döneminde önemli konumu sebebiyle Fatih Sultan Mehmet tarafından esaslı bir şekilde onarılmıştır. Venedikliler’e geçip geri alındıktan sonra esaslı bir tamir görüp genişlemiştir. Kalenin 1703,1706 yıllarında ve 1714 ‘de Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa tarafından tamir ettirilmiştir. En önemli tamirinin 2. Mahmut tarafından 1815 yılında yaptırıldığını,adeta kalenin yeniden yaptırıldığını taşıdığı kitabelerden anlamaktayız.Kale, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1965-1970 yılları arasında ve en son 1996 yılında restore edilerek koruma altına alınmıştır.

Adanın kuzeydoğu burnunda yer alan Kale, yüksek kayalar üzerine oturtularak şehirden yaklaşık 10 metre genişliğinde ve 250 metre uzunluğunda bir hendekle ayrılmıştır. Eskiden su dolu olduğu anlaşılan hendeğin üzerinden kalenin ana giriş kapısına asma bir kapıyla geçilirmiş. Bu ana kapının dışında Mendirek ve Deniz Kapısı diye iki kapısı daha bulunmaktadır. Mendirek kapısı 1905 yılında mendireklerin yapılmasından sonra açılmıştır. Bu iki kapı şu anda kullanılmamaktadır.

Kale, dış ve iç olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Dış surun içindeki Dış Kale’de iki cephanelik, bir kuyu, iki tabya yeri, kamacı atölyelerinin bulunduğu bina temelleri, tören ve eğitim alanları ve eskiden kale içinde yaşayanların evlerinin bulunduğu şimdi boş bir alan vardır.

İç Kale iki bölümden oluşur. Birincisi giriş bölümü olup İç Kale’nin doğusundadır. Biri doğuda biri batıda iki rampaya açılan iki kapısı vardır. Bu bölümde şimdi yıkılmış olan revir, cami, minare, zindanlar ve kışla bulunmaktaydı. Asıl İç Kale olan ikinci bölüme doğudaki küçük bir kapıdan girilir. İç Kale’nin biri baş burç olmak üzere sekiz burcu vardır. Ortada levazım deposu, cephanelik ve sarnıç yer alır.

Bozcaada Fatih Sultan Mehmed döneminde ilk defa Türklerin eline geçtiğinde, kale içine bir cami yaptırılmıştır. Temelleri hala görünür bir şekilde durmakta olan bu cami Kanuni Sultan Süleyman zamanında yenilenmiştir. En büyük değişikliği ise 1657 yılında ada Venediklilerden geri alındığında görmüştür. Kale içindeki bir diğer caminin varlığını ise 1800’lü yıllardan kalma gravürlerden anlamaktayız.

Kalenin iç bölümünde Bozcaada ile ilgili tarihi ve etnografik eserlerin sergilendiği bir sergi mekanı bulunmaktadır. 

Kimisis Teodoku Ortodoks Rum Kilisesi
Bozcaada’nın neredeyse her yerinden görülebilen çan kulesine sahip Meryem Ana Kilisesi Rum mahallesinin tam ortasında yer almaktadır. Bozcaada’daki Rum Ortodoks cemaatine ait, ibadete açık olan tek kilisedir. Kilisenin giriş kapısındaki 1869 yazısı inşa tarihini vermekle birlikte, Venedik döneminden kaldığı da rivayet edilmektedir. Kilise, Korint düzeninde başlıklar taşıyan beşer sütunun ayırdığı üç nefli bir mekâna sahiptir. Avlusundaki 1895 yapımı dört katlı çan kulesinin orijinal yüksekliği 23 metredir.

Taşların aşınmasıyla zamanla tahrip olan çan kulesi 2007 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından restore edilmiştir. Kilisenin içi, ancak pazar sabahları yapılan ayin için açıldığında görülebilmektedir.


Alaybey Camii
Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1700 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Harap olan Ali Ağa Camiinin, Kale kumandanı olan Miralay (albay) Ahmet Ağa tarafından yeniden yaptırıldığı ve adının da buradan geldiği kuvvetle muhtemeldir. Ada’nın iki mahallesinden birinin adı da Alaybey Mahallesidir. Cami, Kırmızı kesme taştan yapılmıştır. Cami girişi kuzey cephedeki beş taş basamakla çıkılan basık kemerli çift kanatlı ahşap kapıdandır. Minaresi kuzey-batı köşesinde beyaz kesme taştan yapılmıştır. Şerefe korkulukları oyma, şerefe altı stalaktitlidir.

Caminin içinde mihrap ve pencere üstleri barok tarzda dal motifleriyle süslendirilmiştir. Tavan sade işçilikli ahşaptır. Minber ve mihrapta süsleme yoktur. Giriş kapısının iki yanındaki köşelerde bulunan birer ahşap merdivenle kadınlar mahfiline çıkılır. Kadınlar mahfilini 6 ahşap sütun taşır. Caminin avlusunda ufak bir “hazire” bulunmaktadır. Buradaki 14 mezardan biri Osmanlı’da sadrazamlık yapmış olan Halil Hamit Paşa’ya aittir. İbadete açıktır.

Kıyılar ve Koylar
Bozcaada her ne kadar deniz ve kıyı turizmi ile ünlenmiş bir ada olmasa da sahip olduğu kıyılar, koylar ve plajlar oldukça önemlidir. Temiz, geniş, uzun plajı ve oldukça serin suyu Bozcaada’nın kıyılarını çekici hale getirmektedir. Adanın en çok bilinen ve dolayısıyla en kalabalık plajı Ayazma’dır. Uzun kumsalı ve masmavi denizi oldukça etkileyicidir. Ayazma’nın yanı sıra Habbele Koyu, Mermer Burnu ve Akvaryum Koyu da oldukça ünlüdür.

Bozcaada’da Liman Koyu, Değirmenler Koyu, Poyraz Limanı, Çanak Limanı, Çapraz Limanı, Kocatarla Limanı, Lagor Limanı, Ayana Limanı, Ayazma Koyu, Sulubahçe Koyu, Beylik Koyu, Çayır Koyu, Habbele Koyu ve Akvaryum Koyu gibi birçok koy bulunmaktadır. Bu koylara adadaki dalış merkezi tarafından dalış turları düzenlenmektedir. Pek çok turistik aktivitenin yer aldığı Bozcaada’da dalış okulu da bulunmaktadır. Bozcaada kıyıları keşfedilmeye hazır pek çok dalış noktasına sahip olmanın yanı sıra sahilleri sportif olta balıkçılığı için de elverişli bir ortama sahiptir.


Benzer Haberler & Reklamlar