Brankhos ve Brankhosoğulları

Brankhos ve Brankhosoğulları nedir?

Brankhos ve Brankhosoğulları:  Brankhos'un kişiliği ve efsanesi, Didyma'da kurulmuş Apollon tapınağı ve bilicilik merkezinin ününü ve yaygınlığını sağlamak için uydurulmuştur.

Brankhos Miletos'lu bir delikanlıymış.

Anası onu doğurmadan önce bir düş görmüş; Güneş ışınları ağzından, boğazından girip karnına varıyor ve bedenini dolaştıktan sonra göbeğinden çıkıyormuş. Bu düşü hayra yoran biliciler doğan çocuğa "Brankhos" yani boğaz adını vermişler.

Brankhos çok güzel bir delikanlı olarak yetişmiş, ovada sürülerini otlatırken bir gün tanrı Apollon onu görmüş ve sevmiş, bilicilik yetisini bağışlamış ona.

Miletos'un güneyinde kurduğu tapınakta bu ustalığından faydalandığı gibi, soyu sopu da Brankhidai, yani Brankhosoğulları adıyla falcılığı sürdürmüşler. Didyma Yunanistan'da Delfi'ye rakip bir bilicilik merkezi olmuş.

Tarihçi Herodotos, Lydia kralı Kroisos'un Delfi'ye verdiği kadar bol ve zengin armağanları Didyma'ya da bağışladığını söyler.

Tapınak o kadar zenginmiş ki, Milet, Pers savaşlarına girişecekken, Didyma'nın hazinesiyle bir donanma kurmayı düşünmüş.

Karadeniz'den Mısır'a kadar doksana yakın sömürge kuran Miletos işlek bir liman, bolluk içinde yaşayan bir şehirdi. Milet'ten Didyma'nın limanı Panormos'a gemiyle -karayolu yokmuş o zaman - oradan da kutsal yol boyunca Didyma'ya fal baktırmaya gelen devlet adamları, işadamları bilicileri elbette ki memnun ediyorlardı, ama her
müşterinin nabzına göre şerbet vermek, yani falını arzuladığı sonuca yöneltmek de biliciye düşen görevdi. Kolay iş değildi bu.

Nitekim Lade yenilgisiyle Milet, Pers'lerin eline düşünce, şehirde ne kadar erkek varsa hepsi öldürülüp, kadınlar ve çocuklar köleliğe sürüklenince, Didyma tapınağı da yağmaya uğramış. Brankhosoğulları bu durumda Pers kralıyla anlaşmayı yeğ görmüş olacaklar ki, tapınak hazinesini ve daha önemlisi, Apollon'un dev heykelini Serhas'a verip onunla birlikte İran'ın Susa şehrine göçmüşler.

Bir gün İskender'in çıkageleceğini bilememiş Brankhosoğulları.

İssos savaşından sonra Büyük İskender'in ilk işi Miletos'a gelmek olmuş. Emeli, Anadolu'da Yunan uygarlığını kalkındırmaktı. İon şehirlerinin öcünü alacaktı. Bu amaçla Milet'te kalmış ne kadar Brankhosoğlu varsa hepsini kesmiş. İşin tuhafı, Milet'in başına gelecek yıkımı Delfi bilicileri önceden haber vermişti, hem de Milet'lilerin kendilerine değil de, Argos şehrinin geleceğini öğrenmeye gelen Argos'lulara.

Tarihçilerin bize sakladığı aşağıdaki dizelerden -kehanetler her zaman heksametron dizeleriyle dile getirilirdi- fışkıran sevinç Delfi'nin Anadolu'daki zengin rakibi Didyma'yı ne kadar kıskandığını belli etmiyor mu?

Ve o gün, Miletos,

işte o gün, sen ey kötü düzenli kent,

bereketli bir av olacaksın düşmanlara,

bir şölen sofrası sürü sürü insanlara!

Saçlı, sakallı savaşçıların ayaklarını yıkayacak kadınların.

Ve senin de, ey Didyma,

yabancılar el koyacak Tapınağına

Pers savaşlanndan sonra yeni baştan kurulan Didyma tapınağı Roma imparatorluğu zamanına kadar önemini sürdürmüş ve ortaçağda bir depremle yıkıldıktan sonra dev kalıntıları bugüne kadar korunabilmiştir,
 

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar