Büyükelçi Marin Mottus, Arkeoloji ve Sanat Müzesi tiryakisi

Büyükelçi Marin Mottus, Arkeoloji ve Sanat Müzesi tiryakisi

Kendini kent insanı olarak tanımlayan Büyükelçi Mottus'un Ankara'da en sevdiği mekan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi.

Estonya'nın Ankara Büyükelçisi Marin Mottus, "(Türkiye) Burası görülmesi gereken birçok yere ve mirasa sahip, içinde çeşitlilikleri barındıran büyük bir ülke. Turistler tarafından İstanbul ya da kıyı kentleri kadar bilinmese de ben kendimi Ankara'da iyi hissediyorum." dedi.

Büyükelçi Mottus, sık sık ziyaret ettiği Ankara Kalesi'ndeki Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi'nde AA muhabirine Türkiye'deki yaşamını, diplomasi temposuna ara verdiğinde kentte nasıl vakit geçirdiğini ve 1 Temmuz'da Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığını devralan ülkesinin ajandasında neler olduğunu anlattı.

Bir yıldır Türkiye'de görevli olan Mottus, "Türkiye'ye dair izlenimlerim uzun bir hikaye. Bütün bir gün ve gece anlatabilirim. Burası görülmesi gereken birçok yere ve mirasa sahip, içinde çeşitlilikleri barındıran büyük bir ülke. Turistler tarafından İstanbul ya da kıyı kentleri kadar bilinmese de, ben kendimi Ankara'da iyi hissediyorum." dedi.

Kendini "kent insanı" diye tanımlayan Büyükelçi Mottus, Ankara'da en sevdiği mekanlardan birinin insanların günlük hayatlarına dair tarihi eşyaların, paraların, mektupların yer aldığı Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi olduğunu söyledi. Mottus, "Ankara'da çok iyi müzeler olduğunu söylemem gerek. Bazılarını birkaç kez ziyaret ettim. Anadolu Medeniyetleri Müzesi bunlardan biri. Aynı zamanda, Anıtkabir'de yer alan müzeyi de çok ilgi çekici buluyorum." diye konuştu.

Mottus, Türkiye'ye gelenlere Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'ni ziyaret etmelerini "Elbette, Anıtkabir Mustafa Kemal Atatürk'e saygı sunmak için ziyaret edilmeli. Ancak müze bölümünde geçireceğiniz zaman da Türkiye'yi anlamanız için çok önemli." sözleriyle tavsiye etti.

- "Türkiye'de kolayca çay tiryakisi olabilirsiniz"

Diplomasi çalışmalarının yorgunluğunu, özellikle yoğun bir haftayı geride bıraktığı zaman, dinlenerek, kahve ve iyi kitaplar eşliğinde atmaya çalıştığını söyleyen Mottus, "Burada bazı arkadaşlar edindim. Bana Ankara'daki birçok değişik yeri tanıttıkları için onlara minnettarım. Bir yandan da kentin kültür ajandasını ve konserleri takip ediyorum. Türkçe öğrenmeye çalıştığım için sokakta zaman geçirmeye çalışıyorum. Bir dili öğrenirken en iyi yardımcılarınız sokaklardır. Kendinizi yüzme bilmeden havuza atar gibi sokağa atıyorsunuz." dedi.

Yemek pişirmeyi çok sevdiğini ve genellikle aynı balıkçı, kasap ve manavdan alışveriş yaptığını söyleyen Mottus, Osmanlı döneminin tariflerini içeren bir yemek kitabına bakarak Estonya'daki arkadaşlarına Türk yemekleri yaptığını da anlattı.

Türkiye'deki yerel özellikleri keşfetmeye devam ettiğini belirten Mottus, "Dolmuşa birkaç defa bindim. Özellikle doğru dolmuşa bindiğimden, ineceğim yere vardığımdan emin olmadığım zamanlarda dolmuştaki insanlar çok yardımcı oluyor. Dil bilmediğinizi anladıklarında da size yardım etmenin kendilerince bir yolunu mutlaka buluyorlar. Bunlar müthiş deneyimler. Ayrıca, harika çaylarınız var. Ben aslında kahve tiryakisiyim. Ancak bir insan, Türkiye'de kolayca çay tiryakisi olabilir." dedi.

- İspanyolcadan Estoncaya kitap çeviriyor

Dışişleri Bakanlığındaki görevine başlamadan önce çevirmenlik yaptığını da belirten Mottus, şimdiye kadar Gabriel Garcia Marquez ve Javier Marias gibi İspanyol ve Latin Amerikalı yazarların kaleme aldığı yaklaşık 9 kitabı İspanyolcadan Estoncaya çevirdiğini söyledi.

Mottus, "Edebi çeviri yapmak, en eğlenceli faaliyetlerden biri. Elbette kendi işimi severek yapıyorum. Ancak severek yaptığım böyle işler de var. İki dil arasındaki süreçten çok keyif alıyorum." diye konuştu.

Alışverişte, sokakta, takside Türkçe konuşmaya çalıştığını belirten Mottus, "Türkçem biraz yavaş ilerliyor. Konuşmaya 'çok az Türkçe konuşuyorum, öğreniyorum' diye Türkçe başlayıp, ardından İngilizce devam ettiğim oluyor. Alışverişte pazarlık yapan biri değilimdir ancak, genellikle sayıları biliyorum. Örneğin kıyafette beden ölçüsü anlatırken '40' diyorum, renkleri biliyorum. Kendi sebze meyve alışverişimi 'lütfen, teşekkür ederim, bu ne kadar' sözlerini kullanarak kendim yapıyorum." dedi.

- Estonya'nın AB dönem başkanlığı ve Türkiye- AB ilişkileri

Estonya'nın AB dönem başkanlığını ilk kez üstlendiğini belirten Büyükelçi Mottus, AB ajandası doğrultusunda ülkesinin, dijital teknolojilere, elektronik hizmetlere, verilerin serbest ve güvenli dolaşımına odaklanacağını belirtti.

Mottus, Estonya'nın önceliklerinin, AB'nin kendi içinde ve ilişki kurduğu ülkelerle açık ekonomi yürütmesi, dijital Avrupa ve dijital dünyanın oluşturulması olduğunu vurgulayarak, güvenli ve kapsayıcı bir Avrupa hedeflediklerini söyledi.

Ülkesinin, AB'ye katılım sürecindeki deneyimlerini net bir şekilde hatırladığını belirten "Katılım süreci halka ve hükümete ekonomi, hükümet uygulamaları, insan hakları, basın özgürlüğü gibi durumların daha iyiye gitmesi konusunda çok yardımcı oldu." dedi.

Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde de görüş ve deneyim alışverişinin önemli olduğunu vurgulayan Mottus, "Estonya, diyalog kanallarının her zaman açık tutulmasından yana bir ülke olmuştur. Birbirimizle konuşmak, ilerlemenin tek yoludur. AB'ye girmek, bir öğrencinin geçeceği ya da kalacağı türden bir sınav değildir. AB'ye katıldınız, şimdi her şey tamam, her şey gelişti diye bir şey yok." diye konuştu.

AB'ye katılım sürecinde gerçekleştirilen reformların süreçten ziyade ülkelerin kendisi için hayata geçirildiğine dikkati çeken Mottus, "Hükümet ve halk bu yolu tamamlamak için ortak çaba göstermeli." dedi.

Nazlı Yüzbaşıoğlu- AA


Benzer Haberler & Reklamlar