Çemka Höyük’te bulunan muhtemel şaman kadın mezarı arkeologların ilgi odağı oldu

Çemka Höyük’te bulunan muhtemel şaman kadın mezarı arkeologların ilgi odağı oldu

Geçtiğimiz aylarda L'Anthropologie dergisinde yayınlanan makale ile bilim dünyasına açıklanan Mardin'deki önemli arkeolojik keşif yoğun ilgi görüyor. Bu önemli keşif üzerine, Amerika'dan bir grup arkeolog ve antropolog, Mardin'deki kazıyı incelemek üzere bölgeye geldi. Uzmanlar, Çemka Höyük’teki bulguların, Neolitik dönemdeki ruhsal ve toplumsal yapıların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını umuyor.

L'Anthropologie dergisinin Temmuz - Ağustos 2024 tarihli 128.Cildinin 3. Sayısında; Ergül Kodaş, Abu B. Siddiq , Çağdaş Erdem ve Yunus Çiftçi imzaları ile yayınlanan "A “shaman” burial from the PPNA settlement of Çemka Höyük, Upper Tigris Basin, Turkiye" (Türkiye'nin Yukarı Dicle Havzası'ndaki Çemka Höyük'teki PPNA yerleşiminden bir "şaman" gömütü) başlıklı makalede Çemka Höyük’te bulunan sıra dışı defin uygulaması bilim dünyasında açıklanmıştı. 

Makalede yer alan bilgilere göre; Çemka Höyük’te bulunan çeşitli yabani hayvanlarla birlikte gömülmüş kadın iskeleti bulunan sıra dışı defin uygulaması, arkeologların Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) dönemi olarak adlandırdığı, MÖ 10.000 ila 8.800 yılları arasında tarımın gelişiminden hemen öncesine tarihleniyordu..

 Arkeologlar, 12 bin yıllık neolitik mezardaki kadının bir şaman olabileceğini tahmin ediyor. 

 Mardin Life sitesinde Gülten Akgül imzalı haberde yer alan bilgilere göre ilginç gömü ile ilgili son gelişmeler şu şu şekilde: 

Kadının mezarında, sağ tarafına dönük bir şekilde yattığı ve birçok hayvana ait parçaların bulunduğu tespit edildi. Mardin Artuklu Üniversitesi arkeoloğu Ergül Kodaş, bu bulguların, kadının vahşi hayvanlarla ruhsal bir bağlantısı olduğuna işaret ettiğini belirtti. Çemka Höyük’teki bu sıra dışı defin uygulaması, Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) dönemi olarak adlandırılan, MÖ 10.000 ila 8.800 yılları arasındaki geçiş dönemine tarihleniyor. Bu dönemde insanlar hâlâ avcı-toplayıcıydı ve tarım henüz gelişmemişti.

Mezarın Özellikleri
Doğal nedenlerle 25-30 yaşları arasında ölen kadının, bir kerpiç binanın tabanının altına gömüldüğü ve mezarının büyük bir kireçtaşı bloğuyla kaplandığı belirtildi. Bu durum, PPNA döneminde alışılmadık bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Mezar kazıldığında, kadının bedeninin üzerinde bir yaban öküzü kafatası, bir keklik kanadı, bir sansar bacağı ve bir koyun veya keçinin kalıntıları bulundu.

Kodaş, bu hayvanların evcilleştirilmeden önceki vahşi türler olduğunu vurgulayarak, kadının gömülmesinin, hayvanların ruhlarına erişim sağlamak amacıyla gerçekleştirilen bir ritüel olabileceğini ifade etti.

Ritüel ve Şamanizm
Araştırmacılar, kadının gömülme şeklinin, hayvanlara tapınma veya diğer ritüel uygulamalarla bağlantılı olabileceğini kabul ediyor. Kodaş, “Şaman terimini önermiyoruz. Başka olaylar da benzer cenaze törenlerine yol açabiliyor, fakat yerleşimdeki diğer bireylerin mezarlarında bunlar görülmüyor.” dedi.

Oxford Üniversitesi arkeoloğu Bill Finlayson, “şaman” teriminin tarihsel olarak Sibirya’daki yerli uygulamaları tanımlamak için kullanıldığını ve Neolitik dönemdeki şamanların rolünü tam olarak tanımlamanın zor olduğunu belirtti. Ancak, bazı PPNA definlerinin, benzer özellikler taşıyan diğer şamanik uygulamalarla ilişkili olduğunu ifade etti.

Reading Üniversitesi’nden arkeolog Steve Mithen, PPNA dönemindeki sosyal ve çevresel değişimlerin, görünmeyen güçlerle iletişim kurabilen insanların önemini artırmış olabileceğini söyledi. Mithen, insanların yerleşik yaşam ve tarım gibi yeni yaşam biçimlerini denemesiyle birlikte, belirsizlik ve güvensizlik seviyelerinin arttığını ve bunun da şamanik uygulamaların yoğunlaşmasına yol açmış olabileceğini vurguladı.

San Diego Kaliforniya Üniversitesi arkeoloğu Thomas Levy, Çemka Höyük’teki bulguların, avcı-toplayıcı gruplardan karmaşık yerleşik toplumların evrimi konusundaki anlayışa önemli katkılar sağladığını belirtti. Levy, “Egzotik hayvan mezar sunaklarıyla ilişkilendirilen kadın defninin son keşfi, bu süreçte kadınların rolünü yeniden düşünmeyi gerektiriyor.” dedi.

Bu önemli keşif üzerine, Amerika'dan bir grup arkeolog ve antropolog, Mardin'deki kazıyı incelemek üzere bölgeye geldi. Uzmanlar, Çemka Höyük’teki bulguların, Neolitik dönemdeki ruhsal ve toplumsal yapıların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını umuyor. Bu ziyaret, uluslararası işbirliğinin ve bilgi paylaşımının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Bu keşif, Neolitik dönemde kadınların ruhsal ve toplumsal rollerinin daha derinlemesine incelenmesi gerektiğini gösteriyor. Arkeologlar, ritüel inançların erken toplumların gelişiminde önemli bir rol oynadığını ve bu sıra dışı defin uygulamasının, kadınların bu süreçteki etkisini ortaya koyduğunu düşünüyor.

ÇEMKA HÖYÜK HAKKINDA

Çemka Höyük (Su Kenarı Höyük) yerleşim yeri Ilısu Barajı baraj kapağının yaklaşık 1,100 m güney-batısında, Mardin iline bağlı olan Dargeçit ilçesi Ilısu köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Çemka Höyük yerleşim yeri 37 31 22. 27 K ve 41 50 26. 23 D koordinatlarında, deniz seviyesinden yaklaşık 420 m yüksekliktedir. Dicle Nehri’nin hemen batısında ve Boncuklu Tarla (Çanak-Çömleksiz Neolitik Dönem) yerleşim yerinin yaklaşık 900 m güney-doğusundadır. Yaklaşık olarak 65 m x 135 m boyutlarında olan yerleşim yeri 2008 yılında bölgede yapılan yüzey araştırmalarında höyük üzerinde bulunan sel tabakasından dolayı maalesef tespit edilememiş ve Ilısu Barajı ve Hes Projesi kapsamında yapılan yol çalışmaları sonrasında birçok yerde ağır bir tahribata uğramıştır.

Çemka Höyük üzerinde Ilısu Barajı inşaatı kapsamında açılan yollar ve tahribatlar neticesinde ortaya çıkan 3 ayrı kesitte incelemeler yapılmış ve buna göre kurtarma kazısı yapılması uygun görülmüştür. 2019 yılında başlatılan kazılarda ise yerleşim yerinde 6 ayrı sektörde ve Dicle Nehri kenarında bulunan profiller üzerinde kazı ve temizleme çalışmaları yapılmıştır. Fakat yerleşim yerinde yapılan arkeolojik çalışmalar yol tahribatlarının fazla olması ve beton şantiyesinin höyük üzerine yığdığı atık betonlardan dolayı sadece iki alan üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Bu bağlamda kazılar daha çok höyüğü ikiye bölen yolun kuzeyinde (Sektör 2) ve bu yol ile Dicle Nehri kenarında açılan yol arasında kalan (Sektör 1) alanda yoğunlaşmıştır. Yapılan çalışmalar sonrasında yerleşim yerinin Geç Epipaleolitik Dönem ve ÇÇNA Dönem’e tarihlenen 8 ayrı yapı katı tespit edilmiş ve bu yapı katlarına ait çok sayıda mimari kalıntının yanı sıra çok sayıda insan kalıntısı, sürtme ve yontma taş aletler ve az sayıda süs eşyası ele geçmiştir.


Benzer Haberler & Reklamlar