Ankara Üniversitesi ile Kore Üniversitesi arasında imzalanan protokol kapsamında Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki önemli kazı alanlarına 2016 yılından bu yana her yıl 10 civarında Güney Koreli öğrenci de katılıyor.
Yabancı öğrenciler, Hititlerin başkenti Hattuşa ile Alacahöyük, Resuloğlu, Şapinuva ve Eskiyapar gibi binlerce yıllık tarihi geçmişi bulunan kazı alanlarına ev sahipliği yapan Çorum'da da eğitim görüyor.
UNESCO'nun "Dünya Mirası" ile "Dünya Belleği" listelerinde yer alan tek antik şehir unvanına sahip Hattuşa'nın yanı sıra ilk milli kazı alanı Alacahöyük ile Şapinuva, Resuloğlu ve Eskiyapar'da devam eden kazı çalışmalarına katılan Güney Koreli öğrenciler, bilgi ve becerilerini sadece arkeoloji alanında artırmakla kalmayıp aynı zamanda Türk halkının yaşam şeklini ve kültürel değerlerini yakından görme fırsatı elde ediyor.
Prof. Yeom Jaeh: Bu iş birliği kültür turizminin gelişmesine katkıda bulunacak
Kore Üniversitesi Rektörü Prof. Yeom Jaeho ile bazı akademisyenler, Çorum'a gelerek ziyaret ve incelemelerde bulundu.
Boğazköy, Alacahöyük ve Çorum müzelerini, Resuloğlu Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Tayfun Yıldırım ve Çorum Müze Müdürü Metin Çakar rehberliğinde gezen heyet, özellikle Hitit dünyasına ait eserlere büyük ilgi gösterdi.
Jaeho, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ankara Üniversitesi ile yaptıkları anlaşma çerçevesinde özellikle Hitit kültürünü tanıtmak amacıyla Güney Koreli arkeoloji öğrencilerini gönderdiklerini, karşılığında Hitit ve Hatti kazılarında yer alan Türk öğrencilerin Güney Kore'ye davet edildiğini söyledi.
Böylelikle iki ülke öğrencilerinin farklı kültürleri tanıdıklarını ve deneyimlerini artırdıklarını vurgulayan Jaeho, "Karşılıklı yeni projeler, bilimsel aktivitelerle değişim programları sürdürülecek. Bu iş birliği Güney Kore ile Türkiye arasında özellikle kültür turizminin gelişmesine katkıda bulunacak. Birer kültür elçisi olarak Türkiye'ye gelen Koreli öğrenciler sadece arkeoloji alanında değil, Türk halkının yaşam şeklini ve kültürel değerlerini yakından görme ve tanıma fırsatı da yakalıyor." dedi.
Jaeho, Türkiye ve Güney Kore'nin coğrafi açıdan birbirine uzak olsa da her iki ülke insanının tarihsel bağlarının mevcudiyeti, düşünce tarzlarındaki benzerliklerle birbirlerine karşı hissettikleri sempatinin Koreli öğrencilerin Türkiye'ye uyum sağlamalarını kolaylaştırdığını anlattı.
Koreli öğrenciler de Türkiye'nin arkeolojik açıdan çok zengin bir konuma sahip olduğuna dikkati çekerek, kazı alanlarında görev alarak büyük deneyim elde etmelerinden dolayı kendilerini şanslı hissettiklerini dile getirdi.
Türk kültürünü yakından tanıdıkları için de şanslı olduklarını aktaran öğrenciler, ülkelerine döndüklerinde buradaki gözlemlerini paylaşmak için sabırsızlandıklarını kaydetti.
- "Binlerce yıllık eserleri gün ışığına çıkarmak büyük onur"
Prof. Dr. Yıldırım ise Güney Kore'nin Türkiye ile dostluğuna dikkati çekerek, bu çalışmada emeği geçenlere teşekkür etti.
Güney Koreli öğrencilerin kazı çalışmalarına katılmaktan büyük heyecan duyduğunu belirten Yıldırım, "Anadolu'daki tarihsel kalıntıları görmek, buluntularıyla tanışmak onlar için son derece olağanüstü bir deneyim. Toprağın altındaki binlerce yıllık eserleri gün ışığına çıkarmak büyük bir onur ve zevk onlar için." değerlendirmesinde bulundu.
Gazi Nogay - AA