Dünya’ya düşen dev bir asteroit ile dinozorların yeryüzünden silinmesi arasında iddia edildiği gibi bir bağlantı varsa bile, o ihtimal tükeniş hikayesinin yalnızca bir kısmı. Son bilimsel bulgulara göre; o çağlarda dev volkanik patlamalarla tetiklenen iklim değişimi, dinozorların yok olmasına zemin hazırlayan temel neden olabilir.
Science Advances dergisinde yayınlanan makalede yer alan bilgilere göre İtalya, Norveç, İsveç, İngiltere, Birleşik Devletler ve Kanada’da çalışan bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibi, Hindistan’ın batısındaki erimiş lavlarla oluşan devasa ve engebeli bir plato olan Dekkan Traplarının volkanik püskürmelerini inceledi.
Makalenin yazarlarından McGill Üniversitesi Dünya ve Gezegen Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Profesör Don Baker’a göre, elde edilen sonuçlar, antik devlere son darbeyi indiren şeyin sadece bir göktaşı olduğuna yönelik geleneksel anlatıya meydan okuyor.Bir milyon kilometreküp kaya püskürten bu traplar, 65 milyon yıl kadar önce küresel iklimin soğumasında önemli bir rol oynamış olabilir.
Araştırmacılar Dekkan Traplarındaki kayalara şekil vermekten, numuneleri İngiltere ve İsveç’te analiz etmeye kadar dünya çapında birçok çalışma yürütmüş.
"Volkanik kışlar" dinozor soyu için kıyameti hazırladı
Bilim insanları laboratuvarda, dinozorların yok olmasından 200.000 yıl önce meydana gelen devasa volkanik patlamaların atmosfere ne kadar sülfür ve flor püskürtmüş olabileceğini tahmin etmişler.
Kayda değer bulgulara ulaşan araştırmacılar, yayılan sülfürlerin dünya genelindeki sıcaklıkların düşmesini tetiklemiş olabileceğini keşfetmiş. Bu olgu volkanik kış şeklinde biliniyor.
“Araştırmamız, dinozorların yok oluşundan önce onlarca yıl sürmüş olabilecek tekrarlı volkanik kışlarla birlikte, iklim koşullarının neredeyse kesin biçimde istikrarsız olduğunu gösteriyor” diyor Prof. Don Baker. “Söz konusu istikrarsızlık, yaşamı bütün bitkiler ve hayvanlar için zorlaştırmış ve dinozorların yok oluş olayına zemin hazırlamış olmalı. Bu sebeple çalışmamız, memelilerin yükselişine ve türümüzün evrimine yol açan bu önemli yok oluş olayının açıklanmasına yardımcı oluyor.”
Antik kaya örneklerinin içerisindeki ipuçlarını ortaya çıkarmak kolay olmamış. Aslında, bu volkanik tarihin şifresinin çözülmesine McGill Üniversitesinde geliştirilen yeni bir yöntem yardımcı olmuş.
Sülfür ve flor yayılımlarının tahmin edilmesini sağlayan (karmaşık bir kimya ve deney bileşiminden oluşan) bu yöntem, bir nevi makarna pişirmeye benziyor.
Baker şöyle açıklıyor: “Evde makarna yaptığınızı hayal edin. Suyu kaynatır, tuz ekler ve sonrasında makarnayı koyarsınız. Sudaki tuzun bir kısmı makarnaya geçer ama fazla geçmez.”
Benzer şekilde, volkanik bir püskürmeden sonra bazı elementler de soğuyan minerallerde hapsoluyor. Tıpkı makarnanın içindeki tuzu analiz ederek makarnanın pişmesini sağlayan sudaki tuz yoğunluğunu hesaplayabildiğiniz gibi, yeni yöntem de bilim insanlarının kaya numunelerindeki sülfür ve floru ölçmesini sağlıyor. Bu bilgiyle beraber bilim insanları, püskürmeler sırasında yayılan bu gazların miktarını hesaplayabiliyor.