Efsanevi Pekin Adamı'nın elde kalan dişleri üzerinde ilk bilimsel çalışma gerçekleştirildi. Bilim adamları 1927'de Çin'de keşfedilen Pekin Adamı'ın orijinal kalıntılarını analiz ettiler. İlk analizlere göre Pekin Adamı ayrı bir tür olabilir.
Yirminci yüzyıl ortalarında Çin'in başkenti Pekin'in Zhoukoudian bölgesindeki Orta Pleistosen arkeoloji sahasında Pekin Adamı olarak adlandırılan insan ya da insansı bir türe ait fosil kalıntıları ve dişler bulunmuştu.
Fosil Pekin Adamı (Sinanthropus pekinensis) olarak adlandırıldı.
Özellikle Evrim Teorisi karşıtı çevrelerden bu tanımlamaya itiraz geldi. Hatta bazı komplo teorisyenleri daha sonra dişlere ait olduğu iddia edilen kemiklerin aslında maymunlara ait olduğunu dahi savundular.
Pekin Adamı bilim tarihinin en ünlü fosillerinden. Ancak şöhreti içerdiği özelliklerden değil, başına gelen olaylardan kaynaklanıyor.
Pek çok komplo teorisine de senaryo olan Pekin Adamı fosilleri ortadan kayboldu ve nasıl kaybolduğu bilim tarihinin hâlâ en büyük sırları arasında.
PEKİN ADAMI FOSİLİNİN BULUNUŞU
"Pekin Adamı” fosil kalıntıları, Çin’in başkenti Beijing’in 48 kilometre güneybatısındaki Fangshan bölgesindeki Zhoukoudian köyündeki Longgu Dağı’nda bulundu. 1927'de 3 diş, 1929 yılında bu dişlere ait olduğu iddia edilen kafatası ve kemik parçaları bulundu.
Bölgede daha sonra paleolitik döneme ait pek çok fosil ve arkeolojik kalıntı bulunduğu için Zhoukoudian bölgesi; dünyanın aynı çağa ait insansı kalıntıları barındıran en zengin, sistemli ve değerli verileri içeren sit alanıdır.
Dağların ve ovaların birleştiği bölgenin güneydoğusunda Kuzey Çin Ovası bulunuyor. Longgu Dağı’nda doğudan batıya uzanan yaklaşık 140 metre uzunluğunda denilen doğal oluşum yer alıyor. Mağara, ilk kez 1929 yılında insansı tür kalıntılarının bulunması nedeniylel “Zhoukoudian 1 Nolu Mağarası” şeklinde anıldı.
Eski Taş Çağı’na ait “Zhoukoudian 1 Nolu Mağarası”, yani “Pekin Adamı” kalıntısı, ilk kez 1921 yılında İsveçli bilimadamı Guunar Anderson tarafından bulundu. Bundan sonra birçok arkeolog, burada kazı yaptı. 1927 yılında Kanadalı bilimadamı Budason, Zhoukoudian’da yaptığı arkeoloji kazılarında çıkartılan üç dişin, “Çin Homo Erectus’u-Pekin Adamı”na ait olduğunu tespit etti. Çinli arkeolog Pei Wenzhong’un 1929 yılında yaptığı kazılarda “Pekin Adamı”nın kafatasını ortaya çıkardığını iddia etmesi dünyayı sarstı.
Zhoukoudian kalıntısında 80 yılı aşkın süredir sürekli kazı yapılıyor ve ilgili bilimsel araştırma çalışmaları halen sürüyor. 1 Nolu Mağara’da 40 metre derinlikte kazılar yapıldı. Pekin Adamı kalıntısında çıkartılan Homo Erectus fosilleri, taş aletler ve memeli hayvanların fosilleri ama daha da önemlisi ateş kullanıldığına dair kalıntılar özel önem arz ediyor.
Zhoukoudian 1 Nolu Mağarası’nda, sekiz ayrı kül kalıntısı ve ateşe tutulmuş birçok hayvan kemiğinin kalıntıları bulundu.
Ancak gerçekte Pekin Adamı denilen ayrı bir insansı tür var mıydı? Yoksa Pekin Adamı Homo erectus muydu?
Buna karar verilebilmesi için o günün şartlarında fosil kalıntılarının incelemesi şarttı.
Ama fosiller incelenemeden ortadan kaybolmuştu.
Pekin Adamı’nın fosilleri, kayboluşundan önce Beijing’deki Xiehe Hastanesi’nde saklanıyordu.
Pasifik Savaşı’nın patlak vermesinden kısa süre önce, Pekin Adamı’nın fosilleri üzerinde araştırma yapan tanınmış Çinli antropolog Wei Dunrui, Xiehe Hastanesi’nin artık güvenli olmadığını düşünerek Pekin Adamı’nın fosillerinin ABD’ye gönderilmesini önerdi.
Ünlü Pearl Harbour baskının üç hafta öncesinde Xiehe Hastanesi’nin idare şefi Bo Wen, bu fosillerin paketlenip kutulara konulması kararını açıkladı. Pekin Adamı’nın fosilleri arasında yer alan beş kafatası, 15 kırık kafatası parçası, 14 çene kemiği, köprücük, bacak ve kol kemikleri ile dişler gibi 147 parça fosil, Beijing’deki ABD Büyükelçiliği’ne taşındı. Amaç, ABD donanmasına ait bir gemiyle ABD’ye gönderilmesiydi. Ancak bundan sonra, dünyaca bilinen ve paha biçilmez bu fosiller, esrarengiz bir şekilde kayboldu ve
bugüne kadar bir daha bulunamadı.
PEKİN ADAMI FOSİLLERİNİN KAYBOLUŞUNA DAİR RİVAYETLER
Pekin Adamı fosilleri hakkında çeşitli söylentiler var. Bunlardan biri, fosillerin Qing Huangdao limanında Başkan Harrison adlı posta gemisine yüklendikten sonra Pasifik Okyanusu’nda gemiyle birlikte batmış olduğu, diğeri de fosillerin posta gemisiyle Japonlar tarafından ele geçirildikten sonra defalarca el değiştirdiği ve zamanla izlerinin kaybolduğu şeklinde.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD birlikleri, Pekin Adamı’nın fosillerini bulmak için Japonya’da geniş aramalar yaptılar, ancak hiçbir ipucuna rastlayamadılar. Zengin bir Amerikalı işadamı, 1972 yılında yüklü bir ödül koyarak fosilleri aramaya başladı, ancak kendisine verilen ipuçlarının hepsi yanlış çıktı. New York’taki bir kadın, 1970 yılında Pekin Adamı fosillerini aramaya gönül veren Harvard Üniversitesi’nden Prof. Christopher’i
telefonla arayarak ölen kocasının fosilleri uzun süre elinde bulundurduğunu söyledi. Harvard Üniversitesi uzmanları, bu kadın tarafından verilen fotoğraflarda yer alan fosillerin Pekin Adamı’na ait olduğu sonucuna vardılar. Ancak çok geçmeden bu kadınla bütün bağlantılar kesildi.
1970 yılının sonunda “New York Times”ta bir doktor tarafından verilen ilan yayımlandı. İlanda doktor, Pekin Adamı’nın fosilleri hakkında üç ipucu elde ettiğini belirtiyordu. İlanda fosillerin ya Çin’in Tianjin şehrindeki bir dostunun evinde, ya Fransızlar’ın Tianjin’de kurdukları bir enstitüde, ya da İsviçrelilerin Tianjin’de kurdukları bir bankada saklandığı iddia ediliyordu. Bunun üzerine harekete geçen Tianjin polisi, özel ekip oluşturarak bu üç ipucunu araştırdı, ancak bu ipuçlarının sahte olduğu anlaşıldı. “Kültür Devrimi” sırasında elle yazılan “Eski Xiehe Hastanesindeki Dramlar” adlı bir kitapta, Pekin Adamı’nın fosillerinin hiçbir zaman ülke dışına götürülmediği ileri sürüldü. Ancak kitabın yazarı, bulunamadı.
Bundan kısa süre önce, Zhou Guoxing adlı bir Çinli Antropolog, yıllar süren araştırmalardan sonra yeni bir ipucu elde etti. Buna göre, Pearl Harbour olayı öncesinde ABD deniz piyadesi karargahının hemen yanındaki ABD Büyükelçiliği’ne açılan kapıda nöbet tutan bir asker, iki kişinin içinde Pekin Adamı’nın fosillerinin bulunduğunu düşündüğü bir kutuyu ABD Büyükelçiliği’nin arka bahçesine götürüp toprağa gömdüğünü görmüş. Zhou Guoxing, nöbetçinin söz ettiği bu yeri buldu, ancak üzerinde bina olduğu için kazı yapamadı.
Pekin Adamı’nın kayıp fosilleriyle ilgili araştırmalar, bugüne kadar hiçbir sonuç vermedi.
Çin’in eski başbakanı Zhou Enlai bu konuda şunları söylemişti: “Pekin Adamı’nın fosilleri, birkaç Çinli tarafından birkaç Amerikalı’ya emanet edilmiş ve Amerikalılar’ın elindeyken kaybolmuştu. Vicdanı olan bilimadamları, bu fosilleri bulmalıdırlar.”
Pekin Adamı fosillerinin akibeti bir gün netleşir mi bilinmez ama elde kalan dişler üzerinde modern bilimsel olanaklarla incelemeler mümkün.
PEKİN ADAMI ORTADA OLMAYAN FOSİLİNE RAĞMEN DÜNYA MİRASI İLAN EDİLMİŞTİ
Evri Teorisini savunan bazı antorpolog ve paleontologlara göre; "Pekin Adamı”, 700-200 bin yıl önce, Zhoukoudian bölgesinde, esas olarak meyve toplamak ve avlanarak yaşam süren, maymun ile Homo Sapiens arasındaki bir ara türdü. Onlara göre bu durum, biyoloji ve tarih bilimi ile insanlığın gelişim macerasının araştırılması açısından son derece önemliydi.
“İki ayak üstünde yürüyen insansının, Homo Erectus mu yoksa insan mı olduğu" tartışması sürerken ortaya çıkan “Pekin Adamı” kalıntıları, 1987 yılının Aralık ayında "Dünya Mirasları listesi"ne alındı. Doğal olarak bu karar pek çok itiraza ve tartışmaya yol açtı.
Dünya Mirasları Komitesi, "Pekin Adamı"nın Dünya Mirası listesine alınmasını şu şekilde savundu: "Zhoukoudian'daki ‘Pekin Adamı’ kalıntısı, yalnızca tarih öncesinde Asya kıtasında insan toplumunun bulunduğunu gösteren değerli bir tarihi delil olmakla sınırlı kalmayıp, insanoğlunun evrim sürecini aydınlatıyor. Bu açıdan ‘Pekin Adamı’ kalıntısının insanlığın tarih öncesinin kültür hazinesi olarak değerlendirilmesi hiç abartmalı değildir."
2011 YILINDA ÇİN'DE TESADÜFEN BULUNAN DİŞLERLE İLGİLİ ARAŞTIRMA YAYINLANMIŞTI
2011 yılında ise Uppsala Üniversitesi Evrim Müzesi’nde bulunan kutunun içinden Pekin adamına ait bir diş bulunduğu iddia edildi. İddiaya göre; Per Ahlberg, Martin Kundrat ve Kürator Jan Ove Ebbestad, müzenin bir kenarında unutulmuş, yaklaşık 40 yıl önce paketlenmiş kutuları açarken, birinin içinde dişler buldu. Çinli paleontologlar diş üzerinde çalışmaları için Uppsala’ya davet edildi. Uzmanların incelemelerine göre bu diş, Pekin Adamı’nın köpek dişiydi.
Bu şaşırtıcı buluntu, Uppsala Üniversitesi ve Çin Araştırma Enstitüsü uzmanları tarafından incelendi. Araştırma sonuçları “Acta Anthropologica Sinica”’ dergisinde yayınlandı.
Per Ahlberg; konuyla ilgili olarak “Çok muhteşem bir keşif. Bu keşif bize bu bireyin yaşamı hakkında sayısız ayrıntı sağlayabilir. Nispeten küçük olan diş tacına baktığımızda diş bize şunu gösteriyor ki, bu birey bir dişiydi. Dişin yıpranmışlığı göz önünde bulundurulduğunda ise bireyin öldüğünde oldukça yaşlı olduğu söylenebilir. Dişin üzerindeki kırıklar ise dişin oldukça sert bir cisim; mesela bir kemik veya sert bir yemiş yüzünden oldukça hasar gördüğünü söylüyor” açıklamasında bulundu.
PEKİN ADAMININ DİŞLERİ İLK KEZ LABORATUARDA İNCELENDİ
İspanya'daki Human Evolution in National Research Center'da (Centro Nacional de Investigación sobre la Evolución Humana - CENIEH) görevli bilim adamları, "Pekin Adamı" olarak bilinen insansıya ait fosil dişleri üzerine inceleme yayınladı.
CENIEH kuruluşunda görevli bilim adamları Scientific Reports dergisinde Pekin Adam'a ait altı tane fosilleşmiş dişin ayrıntılarını verdi.
Scientific Reports, dergisinde Song Xing, María Martinón-Torres & José María Bermúdez de Castro imzaları ile yayınlanan Pekin Adamının Fosil Dişleri (The fossil teeth of the Peking Man) başlıklı makalede Uzakdoğudaki tüm insansı fosillerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı.
Araştırmacı Bermúdez de Castro, "Uzakdoğu dediğimiz ve Endonezya'nın mevcut adalarında bulunan tüm insansı fosilleri, Homo erectus'a sistematik olarak atfedildi ama bu araştırma Uzakdoğudaki tüm insansı fosillerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor." dedi.
Bermúdez de Castro, Pekin Adamının macerasını özetleyerek, "Pekin Adam ilk olarak Sinanthropus pekinensis örneği olarak sınıflandırılmıştı. Pekinli Adam yaklaşık 750.000 yıl önce yaşamıştı. Pek çok bilim adamı, Asya'daki modern insanlık tarihinin Pekin Adamının soyundan geldiğini yorumladı. Fakat 1950'lerde ek dişlerin keşfedilmesi ile bilim adamları, Pekin Adamını Homo erectus olarak tanımlamayı tercih ettiler. Ondan sonra da Uzakdoğu dediğimiz, Çin ve Endonezya'nın başta Java olmak üzere diğer adalarında bulunan tüm insan fosilleri, Homo erectus'a sistematik olarak atfedildi ama bu araştırma Uzakdoğudaki tüm insansı fosillerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Pekin Omurgalı Paleontolojisi ve Paleoantropolojisi Enstitüsü (IVPP) paleontologu Xing Song liderliğindeki çalışmada, Pekin Man'in dişlerinin son analizi, Zhoukoudian'da bulunan fosiller ile Çin'deki diğer Orta Pleistosen siteleri arasındaki benzerlikleri ortaya koydu. Ancak araştırma, Pekin Adamı ve Homo erectus'un diş yapıları arasındaki farklılıkları da gösteriyor. Bununla birlikte, Çin genelinde bulunan hominin fosilleri arasındaki farklılık, Homo erectus'un evrimini ve akrabalarının bu kadar açık olmadığını göstermektedir" dedi.
Bilim adamları, çalışmalarının; araştıemacıları, Pekin Adam'ı ile Afrika, Asya ve Avrupa'daki hominin türleri bağlamında daha doğru şekilde konumlamalarına ve Uzakdoğudaki erken insanın evrimine yeni kavrayışlar sağlamasına yardımcı olacaklarını umuyorlar.
arkeolojikhaber.com