Eskiyapar Höyük nerededir? Eskiyapar Höyüğü'ndeki arkeoloji kazılarında neler bulunmuştur?
Eskiyapar Höyük, Çorum'da Sungurlu Alaca yolu üzerinde Alaca-Hüseyinabad Ovası’nda, Alaca’nın 5 km batısında, kara yolunun güneyindedir. Alaca Höyük, Boğazköy ve Ortaköy gibi önemli 3 Hitit merkeziyle çevrili alandaki geçiş noktasındadır: Boğazköy’e 20.7 km, Alaca Höyük’e 10.5 km ve Ortaköy’e 42 km uzaklıktadır. Ortasından dere akan ovadaki yol doğuya Alaca İlçesinden Tokat’a doğru devam eder; çevresinde tümülüsler yer almaktadır. Yoldan Ortaköy Tokat İl sınırları içindeki Maşat Höyük’e ulaşılır. Eskiyapar Höyük görüntüsü ile bölgedeki büyük ölçekli höyüklerin genel özelliklerini taşımaktadır. Höyüğün en yüksek noktasının kot değeri 960 m olup yoldan yüksekliği ise 12 m’dir. Doğu-batı yönünde 280 m kuzey-güney yönünde ise 320 m ölçülerini günümüzde korumaktadır.
Höyük, tarlalarla çevrelenmiş olup bu tarlalarda tarımsal faaliyetler sürdürülmektedir. Eskiyapar çevresinin düzlük arazide yer alması nedeniyle ulaşım kolaylığı vardır. Höyük konumu itibariyle uzun süredir varlığı bilinmektedir. 19. yy’ın ilk yarısında Eskiyapar’dan bahsedenlerden biri W.J. Hamilton’dur. O yıllarda Alaca üzerinden Eskiyapar yönüne hareket eden Hamilton, höyüğü görmüş ve önemine değinmiştir. H.H. von der Osten, Eskiyapar’dan bahseder ve onu “Altıyapan” olarak tanımlar. J.G.C. Anderson, 1903 yılındaki çalışmasında Eskiyapar’ı konu almış tır: Eskiyapar’ın batısındaki Kıcılı Köyü’nü geçip Alaca’ya doğru yola devam ederken Eskiyapar’a uğradığını 1903’de yazmıştır. Köyden önce iki mil taşının daha önce alındığını anlatır; Eskiyapar’ı antik Karissa olarak lokalize etmek ister. J. Garstang 1926’ daki yayınında bu çevreden bahsetmiştir.
1968 yılında Eskiyapar’da ilk arkeolojik kazılar başlatılmıştır. Kazılar devam ederken, öncelikle höyüğün doğu ve kuzeydoğusundaki evler kısmen kamulaştırılmış, Eskiyapar kazı ve araştırma evi inşa edilmeye başlamıştır.
Höyük üzerindeki ilk fiziki uygulama 1945 yılında Alaca Höyük arkeoloji kazısı ekip üyesi E. Akurgal tarafından yapılmıştır. Akurgal, Eskiyapar’da arkeolojik sondaj gerçekleştirmiş, bu vesile ile Eskiyapar’ın, Pazarlı ve Alaca Höyük’te temsil edilen medeniyetlere sahip olduğunu vurgulamıştır. Aynı yıl Ankara Müzesi Müdürü R. Temizer başkanlığındaki Kalınkaya kazı heyeti Eskiyapar’da incelemelerde bulunmuştur. İncelemeler sırasında MÖ 3. binyıla ait bir kale duvarı kalıntısı ile Roma ve Bizans Dönemlerine ait yazılı taş eserler görülmüştür. 1968 yılında ise Eskiyapar’dan boğa kabartmalı bir vazo Eskiyapar sakinleri tarafından Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne teslim edilmiştir.
Müze tarafından yürütülen kazılar 1982 yılına kadar devam etmiş, aynı yıl kazılara ara verilmiştir.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından gerçekleştirilen ve 15 yıl süren ilk dönem kazıla rında önemli eserler bulunmuştur. Bunların içinde altın ve gümüş eserlerin yer aldığı A ve B olarak nitelenen iki ayrı Eski Tunç hazinesi ayrı bir yere sahiptir. T. Özgüç ve R. Temizer tarafından hazineler ETÇ’nın en son safhasına tarihlenmektedir. Bu hazine Eskiyapar’ın Hatti Çağı’ndaki önemini ve Ege’den Mezopotamya’ya uzanan kültürel ilişkilerini ortaya koymaktadır. Kazılar sırasında Eski Hitit tabakaları da ortaya çıkarılmıştır. Eski Hitit yapı katına ait kabartmalı vazo parçaları, dönemin diğer eserleri ile birlikte bulunmuşlardır.
Hellenistik yapılarının altındaki Demir Çağı tabakasının tüm höyüğü kapladığı tespit edilmiş, onun altında Hitit kültür katının İmparatorluk, Orta ve Eski Dönemlerinin alt safhaları ile temsil edildiği belirlenmiştir. Daha altta ise ETÇ kültür katının çok tabaka ile yer aldığı kazı sonuçlarından anlaşılmaktadır. ETÇ’nın orta ve geç safhalarında çalışılmıştır. Ancak 1962’de W. Orthmann, yaptığı genel bir değerlendirme içinde höyükte bulunan bir meyvelik ayağına dayanarak, Eskiyapar’da Kalkolitik kültür katının da olabileceğini vurgulamıştır. Devam eden kazılarımızda ana toprağa kadar inilerek bu konuya açıklık getirilmesi planlanmaktadır. 1999 yılında T. Özgüç, Eskiyapar’da yapılan çalışma ve buluntular ışığında Hitit Dönemi için iyi korunmuş beş mimari tabakanın varlığını bildirmiştir: Bunlardan V. tabaka iki alt safhası ile Hitit İmparatorluğu’na; VI. tabaka üç alt mimari tabakası ile Eski Hitit Dönemi’ne aittir.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin kazıları, höyük üzerindeki günümüz yaşam alanlarının varlığı nedeniyle kısıtlı boş alanlarda yürütülmüş, kamulaştırılan evlerin boşluklarında ancak genişlemeler yapılabilmiştir.
1988’de vurgulandığı gibi Eski Hitit, Orta Hitit ve Hitit İmparatorluk evrelerinde büyük bir şehir olarak varlığını sürdüren Eskiyapar’ın tamamı üzerindeki köy evleri nedeniyle kazılamamıştır. Çorum Müzesi de 1989-1991 ve 1992 yıllarında Eskiyapar’da bir arkeolojik kazı gerçekleştirmiştir. Kazılarda, Boğazköy ve Alacahöyük’teki Hitit İmparatorluk Çağı’nın Eskiyapar’daki paralelliğini tespit etmek, burada tablet olup olmadığını öğrenmek ve Alacahöyük’ün zengin ETÇ’nın duru
munu öğrenmek amaçlanmıştır. Çorum Müzesi’nin kazıları için höyüğün kuzey yamacı seçilmiş ve 10x10 m’lik alanda kazı gerçekleştirilmiştir. Kazılar sırasında Frig kültür katı ve Hitit kültür katı tabakalarında çalışılmıştır. Çorum Müzesi’nin kazılarında kolcuklu bronz Hitit baltası ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca iğne ve kanatlı ok ucu gibi eserlerin yanı sıra fritten yapılmış Mısır kökenli bir Horus gözü tasviri bulunmuştur (benzeri Alişar’da mevcuttur). Bu eser, Eskiyapar’ın Yakındoğu içi kültürel ilişkilerindeki bir başka önemini vurgulamaktadır.
2014 arkeolojik kazıları itibariyle KD sektöründe 7 seviye netleşmiştir. Bunlardan en alttaki 7 seviye Eski Tunç Çağı’nın son safhasına; 6. seviye M.Ö.II. bin yıla geçiş ve ilk aşamalarına; 5, 4 ve 3, Eski Hitit Çağı’na; 2. seviye Orta Hitit Çağı’na; 1. seviye ise Demir Çağı’na aittir. Bu kesimde Hitit İmparatorluk Çağı seviyesi büyük ölçüde tahrip olmuş durumdadır. Bu sıralama höyüğün her yerinde aynı değildir.
web sitesi: http://www.eskiyapar.org/