Sanatçı Sami Savatlı geleneksel sanatlardan ilham alarak yaptığı eserleri için Eyüp Sultan Camisi ve çevresinde çekim yapıldı
Savatlı Mimarlık'tan yapılan açıklamaya göre, eserlerinde geleneksel formları ve teknikleri günümüze uyarlayarak yeni bir dil oluşturan Savatlı, ağırlıklı olarak hat sanatından aldığı referansları kullandığı sanat çalışmalarını Eyüp Sultan'ın manevi ambiyansı ile buluşturdu.
Eyüp Sultan Camisi ve çevresinde yapılan fotoğraf çekimlerinde cami; tarihi ve geleneksel mimarisi ile sanatçının eserlerine akıllara kazınır bir arka plan oluştururken, eserler caminin manevi atmosferinden beslendi ve fotoğraf karelerine çok etkileyici bir biçimde yansıdı.
Yazının estetik değeri üzerine yaptığı uzun soluklu çalışmalar sonucu; birleştirici ve yeni bir dil oluşturan Sami Savatlı, yazının sanattaki popüler yerini korumasından yola çıkarak geleneksel ve deneyseli birleştiren kalıcı yeni bir üslup oluşturuyor.
Sanatçı, "günümüz ve geleneksel" arasındaki duygusal ve zamansal çok katmanlılığı fiziksel dünyaya çıkaran işlerinde, aşinalık ve yabancılık duygusunu aynı anda sanatında yansıtıyor.
- Külliye, İstanbul için önemli bir maneviyat merkezi
Verilen bilgiye göre, aile geleneğinden gelen savat gümüş işçiliği ve hat sanatı ile küçük yaşlardan beri ilgilenen Savatlı, çağdaş sanat ile geleneksel Türk sanatlarının birleşmesi yönünde çalışmalarını sürdürüyor.Savatlı, Türk kültüründe önemli yeri olan hat sanatını, kendi tasarım vizyonu ve günümüz sanatının diliyle harmanlayarak resim, video ve enstalasyon tekniğiyle ürettiği eserleriyle disiplinler arası bir boyuta taşıyor.
Sanatçının eserlerine fon olan, Eyüp Sultan Camisi, İstanbul’un Eyüp ilçesi merkezindeki büyük mezarlıklar ve külliyenin içerisinde. İslam peygamberi Hz. Muhammed'i (s.a.v), Mekke'den Medine'ye göç ettiği zaman evinde ilk misafir eden sahabe Ebu Eyyub El-Ensari'nin, Muaviye'nin hilafeti döneminde Müslüman ordularının İstanbul kuşatmasında şehit düştüğüne ve surlara yakın bir yerde toprağa verildiğine inanılıyor.
Yine inanışa göre 1453'te İstanbul’un fethi sırasında kabir, Fatih Sultan Mehmet Han'ın hocası Akşemseddin'in kerameti ile bulunuyor. Kabrin bulunduğu yere Fatih önce bir türbe ve daha sonra cami ile birlikte bir külliye inşa ettiriyor. Zamanla önemli kişilerin de buraya gömülmesi ile etrafı mezarlıklarla dolan külliye, İstanbul için önemli bir maneviyat merkezi oluşturuyor.
Külliyenin merkezinde yer alan cami ilk olarak 1456 yılında inşa edilirken, zaman içinde bazı onarımlar geçirerek, 1798 senesinde onarılmaz durumda olduğu için yeniden inşa edilmeye başlanıyor.1800 yılında inşaat tamamlanarak yeni cami açılıyor. Bu ikinci inşadan sonra da pek çok kez onarılarak günümüze ulaşabiliyor.
Handan Güneş- AA