Fatih'deki tarihi türbeye esrarengiz saygısızlık

Osmanlı’nın sekizinci padişahı Sultan II. Bayezid’in sütannesi Asude Hatun’un yattığı Fatih Tahir Ağa Camisi’ndeki türbe içindeki sanduka naylona brandaya sarılmış, camları kırık ve kapısı açık halde kaderine terk edilmiş vaziyette...

İstanbul Fatih'te bulunan tarihi türbe harabe halde adeta kaderine terk edilmiş.

Hürriyet Gazetesi'nden Aydemir Kadıoğlu'nun haberine göre; Osmanlı’nın sekizinci padişahı Sultan II. Bayezid’in sütannesi Asude Hatun’un yattığı Fatih Tahir Ağa Camisi’ndeki türbe tozu toprağı, naylona sarılmış sandukası, kırık camları, açık kapısı ve hiçbir çalışmanın göze çarpmamasıyla tam bir tarihe saygısızlık anıtı. Türbeyle ilgili bilgi almak için başvurduğumuz yetkililerin cevabı bu durumun özeti gibiydi: “Meşgulüz.”

İstanbul’da Cibali Mahallesi Esrar Dede Sokak’taki Tahir Ağa Camisi’ni, Sarayı Hümayun Kapıcıbaşışı Seyyid Mehmet Tahir Ağa 1760-1761 yıllarında inşa ettirmiş. Surre eminliği yapan, dönüşte Şam’da şehit olan Mehmet Tahir Ağa’nın kesik başı, İstanbul’a getirilerek cami yakınındaki tekkenin civarında gömülmüş. Sultan II. Bayezid’in (1447-1512) sütannesi Asude Hatun’un türbesi, cami yapılmadan çok önce inşa edilmiş. Sarayda cariyelerin amiri, kahyası olan Kethüda Asude Hatun’un İstanbul’da bir mektebi, hamamı ve türbesi bulunuyor. 5 asırdır ayakta kalmayı başarmış çokgen kubbeli ve sülüs kitabeli türbe şu sıralar kaderiyle baş başa bırakılmış. Asude Hatun’un sandukası inşaatlarda çimento torbalarını yağmurdan korumak için kullanılan naylona sarılmış, türbenin içi molozlar, toz ve toprakla dolu. İnşaat alanını andırıyor ama bir restorasyon çalışması da yok. Örümcek ağları, duvarlarda salyangozlar, türbeye aylar belki de yıllardır el sürülmediğini gösteriyor. 7 penceresi bulunan türbenin, camları da kırılmış. Çerçeveleri yer yer yok olmuş.

‘ŞU AN MEŞGULÜZ’

Hürriyet olarak, türbenin durumu hakkında bilgi almak için önce Fatih Müftülüğü’ne uğradık. Türbelerin artık ilçe müftülüklerine bağlı olmadığını il müftülüğünden yardımcı olabileceklerini söylediler. İstanbul Müftülüğü’nde yönlendirildiğimiz evrak kayıt odasındaki yetkili daha önce türbelerin, şadırvanların müftülüklere bağlı olduğunu ancak bazı düzenlemeler sonrasında müftülüklerden alınarak Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne bağlandığını söyledi.

Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda daha önce bir haber için görüştüğümüz yetkili ile görüştük. Talebi mail olarak atmamız istendi. Bakanlıktan yapılan bilgilendirmede türbenin Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı olduğu belirtildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü Basın Müşaviri Aslı Ceren İnanç’a durumu ilettiğimizde “Mülkiyet bizde görünüyor fakat şu an bütçe görüşmelerimiz var, ilgili daire başkanı da genel müdür de meşgul” cevabını aldık.

‘TARİHİMİZE SAHİP ÇIKMIYORUZ’

Cibali Mahallesi’nde yaşayan Berkcan Öksüz, Tahirağa Camisi’nde kıldığı her namaz sonrası türbede dua ettiğini belirterek, “23 yaşındayım, çocukluğumdan beridir buraya gelerek dua ederim. 1 aydır bu türbe böyle, kimin ne amaçla yaptığını bilmiyorum ama burası bir türbeden çok tarih. Geçen sene Fransa’ya gittim, her yerini gezdim sadece bu Fatih ilçesi kadar tarihi yerleri yok. Çok az tarihi yerleri var oraları da çok iyi korumuşlar. Bizim Fatih’te her mahallede hatta her sokakta ayrı bir tarih var. Tarihimize sahip çıkmıyoruz, türbenin içi çok pis, temizlenmesi gerek. Üzerindeki naylon çok alakasız olmuş, çatı su mu damlatıyordu da böyle korumak için mi yaptılar bilemiyorum” dedi.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi


Benzer Haberler & Reklamlar