Zincirli Höyük’te 2017 yılı arkeoloji kazılarında bulunan taş kozmetik kabının üzerinde bir büyü yer aldığı tespit edildi. Ön ve arka tarafında muhtelif hayvan figürleri bulunan kapta bir akrep, bir kırkayak ve Aramice metin yer alıyor. Cin bağlama büyüsünü andıran tılsım akrep sokmalarına karşı da yapılmış olabilir.
Yaklaşık olarak MÖ 920-173 arasında Gaziantep'in İslahiye ilçesini çevreleyen vadiye hükmeden Demir Çağı krallığı Y´DY ya da Sam´al Krallığı´nın başkenti olan eski Sam´al şehri olduğu tepit edilen Zincirli Höyük’te bulunan 2.800 yıllık Aramice bir büyü, “ateş” saçtığı söylenen “yok edici” adlı bir yaratığın tutsak edilmesini anlatıyor.
Live Science dergisinde yer alan bilgilere göre; taştan yapılmış kozmetik kap Zincirli Höyük’teki arkeoloji kazılarına 2017 yılında muhtemelen tapınak olan küçük yapının içinde keşfedilmişti.
Zincirli Höyük arkeoloji kazıları eş başkanı Virginia Herrmann, “Bu kap, orijinal olarak makyaj malzemesi saklamak için yapılmış ancak daha sonra bu yazıyı yazmak için yeniden kullanılmış gibi görünüyor.” diyor.
Shadadan’ın oğlu Rahim tarafından yapılmış bir büyü
Büyüyü uygulayan “Shadadan’ın oğlu Rahim” adındaki bir adam. Büyülü sözler”, “yok edici” olarak adlandırılan tehdit edici bir yaratığın ele geçirilmesini anlatıyor.
Madadh Richey ve Dennis Pardee, İncil Edebiyatı Topluluğu yıllık toplantısında, “Yok Edici’nin kanı, onun ‘ateş’inden muzdarip olmuş gibi görünen birini tedavi etmek için kullanılmış.” açıklamasını yaptı.
Ancak bu kanın, muzdarip olan kişiye içilebilecek bir iksir halinde mi verildiği, yoksa vücuduna sürmelik bir krem şeklinde mi verildiği belli değil.
Söz konusu kapta, bu metine eşlik eden, kırkayak, akrep ve balık gibi görünen çeşitli yaratıkların tasvirleri mevcut. Çizimler, kozmetik kabın her iki tarafında da bulunuyor.
“Yiyici” denilen mahluk akrep miydi?
Çizimler, “yiyici /yutucu”yu bir akrep ve kırkayak ile sembolize ediyor. Eğer yaratık sembol değil de gerçekse öyleyse, “ateş”, yaratığın iğnesinin acısına işaret ediyor olabilir.
Aslında bölgede günümüzde çalışan arkeologlar da akreplerden muzdarip durumda. Herrmann, “Yerel akreplerin çoğunun çok tehlikeli bir zehri olmamasına rağmen, her zaman ayakkabılarımızı ve çantalarımızı kontrol etmek zorunda kalıyoruz. Büyülü kap çıkarıldıktan kısa bir süre sonra, işçilerimizden biri yerde duran sırt çantasına saklanmış bir akrep tarafından sokuldu ve arkeoloji ekibi ilk yardıma koştu.” dedi.
Büyü yazıtına yapılan analizler, bunun MÖ 850 ila MÖ 800 yılları arasında bir zamana ait olduğunu ortaya çıkardı. Bu tarihler, yazıtın şimdiye kadar bulunan en eski Aramice büyü olduğunu olduğunu gösteriyor.
Ancak, büyünün bulunduğu küçük bina, bu tarihten bir yüzyıl sonrasına, yani MÖ 8. yüzyıl sonlarına ya da 7. yüzyıla ait çıktı. Bu durum, Rahim’in büyüyü yazmasından çok sonraki bir zamana kadar bile muhafaza edilecek kadar önemli olduğunu düşündürüyor.
Büyü, sahibinin ölümünden sonra bile korunacak kadar önemliydi
Herrmann, “Bu büyü, gerçek sahibinin yaşamından sonra bile korunacak kadar önemliydi.” diyor.
Tapınak benzeri küçük yapıda, yapıldıktan sonra uzun süre saklanan tek eser bu değildi. Burada aynı zamanda kırmızı kakmalı gözlerle cilalı siyah taştan yapılmış çömelmiş bir aslan heykelciği tabanı da bulundu. Bu aslan figürü MÖ 10. ya da 9. yüzyılda yapılmıştı. Herrmann, “Bu heykel tabanı, bir zamanlar bir adım atar vaziyetteki tanrının metal heykelciğini desteklemiş olabilir.” diyor.
Tapınak benzeri yapının bulunduğu Sam’al, yaklaşık MÖ 900 ila MÖ 720 yılları arasında hüküm süren Arami krallıklarından birinin başkentiydi ve MÖ 720 yılında Asurlular tarafından ele geçirildi.
Live Science. 20 Aralık 2018. (Erman Ertuğrul - arkeofili.com)