Alman dili ve edebiyatı uzmanı Prof. Dr. Ahmet Sarı, “Germanist olarak benim aklıma şu geliyor; alanı Alman dili ve edebiyatı olanlar, araç olarak Türkoloji’ye ‘hizmet etmeyi’ esas edinmeleri gerekiyor. Dolayısıyla bizde de şiar budur. Aslolan Türkoloji’dir" dedi.

9 Ocak’ta ZKS’de gerçekleşen 100 Yüze İmza ve Söyleşi programına, akademisyen ve yazar Ahmet Sarı konuk oldu. Aykut Ertuğrul’un sunduğu söyleşi programında; Ahmet Sarı’nın Tersine Çevrilmiş Bir Teoloji kitabı üzerinden bir konuşma gerçekleşti.

Aykut Ertuğrul’un sunduğu programda Prof. Dr. Ahmet Sarı ile Tersine Çevrilmiş Bir Teoloji kitabının yazılış hikâyesinden, Tanpınar’a, Türk edebiyatından Alman edebiyatına çeşitli konular hakkında konuşuldu.

Ahmet Sarı, Alman dili ve edebiyatı alanında profesör olması ve Türk edebiyatının önemli yazarlarından Ahmet Hamdi Tanpınar hakkında bir kitap yazması hakkında şunları söyledi: “Germanist olarak benim aklıma şu geliyor; alanı Alman dili ve edebiyatı olanlar, araç olarak Türkoloji’ye ‘hizmet etmeyi’ esas edinmeleri gerekiyor. Dolayısıyla bizde de şiar budur. Aslolan Türkoloji’dir. Alman dilinde olanlar, İngiliz dilinde olanlar, Fransız dilinde olanlar bir anlamda ne yapacaklar, tüm bildiklerini, teoriyi de bu anlamda çevirileri ile birlikte Türkoloji’ye hizmeti esas bilmeliler. Benim felsefem hep bu oldu. Elbette Almanca metinler yazdık, makalelerimizi Almanca şekillendirdik bu anlamda ama Gürsel Aytaç’ın da dediği gibi bu anlamda aslolan Türkoloji’ye hizmettir. Esasıyla bizim kanadından Türk edebiyatına ilgi başladı, baş gösterdi. Tanpınar çok eskiden beri bizim okuduğumuz, üniversite zamanlarımızın metinleriydi. Elimizden düşürmediğimiz metinlerdi. Huzur’undan Beş Şehir’ine kadar.”

Tanpınar,  durmadan okunacak.

Prof. Dr. Sarı, Tanpınar’ın kendisi için önemini, “Dönüp durduğum yazarlardan bir tanesi Tanpınar. Mesela Yusuf Atılgan da benim dönüp durduğum yazarlardan birisi. Yusuf Atılgan’ın metinleri, hikâyelerinden başlayarak, romanları, az olmasına rağmen, sevdiğim ve dönüp durduğum, tekrar tekrar okuduğum metinlerden birisi. Tanpınar, susuzluk hâli derken, On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi’nden monografilerine kadar durmadan yeni yeni okumalarla açılan bir metin olması hasebiyle de çok çok önemli. Ve her okuduğumda yeniden bir anlama, yeni bir kavrayış, yeni bir düşünce iklimine girme imkânına bile sahip olabiliyorum. Tanpınar insana bu minvalde şey de veriyor. Elbette topyekûn bir varlık hâliyle okuma durumu söz konusu değil. Farklı projeler de var. Farklı kitaplar üzerine de çalışıyorum ama elimizden attığımız, unuttuğumuz şey değil. Nisyana terk ettiğimiz bir yazar değil bu anlamda Tanpınar. Bu açıdan durmadan da okunacak.” sözleri ile anlattı.

Son bölümde Ahmet Sarı, izleyicilerden gelen soruları yanıtladı. Program, Ahmet Sarı’nın kitaplarını imzalaması ile son buldu.