Eşi ile birlikte Göbeklitepe'yi keşfeden ekipte yer alan Çiğdem Köksal Schmidt'in çalışmalarına kısıtlama getirildi. Schimidt, Doğuş Grubu'nu da eleştirdiği yazısında olaya isyan etti
2014 yılında hayatını kaybeden Göbektepe kaşifi merhum Prof. Dr. Klaus Schmidt'in eşi ve çalışma arkadaşı Çiğdem Köksal'ın eşi Çiğdem Köksal Schmidt'in Göbeklitepe'deki yeni buluntular üzerinde çalışmasına izin verilmedi.
Arkeolog Çiğdem Köksal Schmid'in kendi sitesinde yayınladığı son yazıya göre; Şanlıurfa Müzesi yetkilileri, ünlü arkeoloğun sadece 1995-2000 yılları arasında bulunan buluntuları çalışamasına izin verdi ve 1995-2014 yılları arasında bulunan eserler üzerinde çalışmasına engel oldu.
Şanlıurfa'nın Örencik Köyü'nde bulunan dünyanın bilinen en eski tapınaklarının yer aldığı Göbeklitepe'de uzun yıllar kazı yapan Çiğdem Köksal, arşiv sınırsız çalışma yapmasının engellenmesi üzerine. "Göbeklitepe'ye 20 yılımızı verdik, insaf'" şeklinde tepki gösterdi.
Arkeolog Çiğdem Köksal-Schmidt, Göbeklitepe arşivinde çalışma yapmasına yetkililer tarafından engel çıkarılmasına tepki göstererek, merhum kazı başkanı ve eşi Prof. Klaus Schmidt’in arkasında düzgün bir arşiv bırakmak istediğine dikkat çekti.
DOĞUŞ GRUBUNA İSYAN
Doğuş Grubu'nun yaptıklarını eleştirmemesi istendiğini de belirten Çiğdem Köksal-Schmidt, "Neymiş bu Doğuş grubu yahu, neler olmuş ya da oluyor Kültür Bakanlığında..." diyerek artık kendisinin olmadığını belirtti.
"Klaus'dan da özür dilerim bir dahaki ilk buluşmamızda, işlerini bitiremediğim için..." diyen Arkeolog Çiğdem Köksal-Schmidt'in yazısında şu ifadeler yer aldı:
Göbekli Tepe'ye veda...
Klaus'umun endişesi kazıyı, eser depolarını, yayınları düzenli bir şekilde arkasında bırakmak, projeyi devam ettirecek yeni nesillere kolay ulaşılabilir verileri iletmekti.
Onun ardından birbuçuk senedir özellikle yayına yönelik, depoda bekleyen eserlerin belgelenmesi, incelenmesi konusunda kendimi sorumlu hissettim, bitirmem, düzenli bırakmam gereken işler vardı... Ancak bu yıl, kendimi tekrar hazır hissettim Urfa'ya çalışmak için gitmeye... Ama yapılan başvuruda önce ekip listesinden ismimi sildirmiş birileri, ayrıca başvuru yapın dediler depo çalışmaları için, onu yaptım beş haftadır iki satır yazıyı yazıp göndermeyip, benimle, yarın arayın, on dakika sonra arayın diye adeta dalga geçtiler, yüzlerindeki pis sırıtmayı her seferinde görür gibi oldum.... bugün nihayet yazı geldi, Urfa müze müdürlüğü yapacağım çalışmaya kısıtlama getirmişmiş, efendim 1995-2014 yılları arasında bulunan eserleri değil , şimdilik sadece 1995-2000 yılları arasında bulunanları çalışabilirmişim...
Neden? Maksat eğlence olsun işte! Kazı görmemiş, arkeoloji okumamış insanlara emanet edin siz bilimsel çalışmaları, böyle dalga geçilsin araştırmacılarla...kazı gören birileri olsa etüdlük eserleri yıllarına göre değil , tipolojilerine göre ve ya bulundukları toplama birimine göre ve ya hammaddesine göre çalışacağımızı bilirlerdi en azından...ama kazı ve araştırma kimin umrundaki artık, millet birbirini çiğneyecek Göbekli Tepe yi nasıl paylaşalım derken...bir de üstüne, gönderdiğimiz yazıyı beğenmediyseniz bir daha başvurun dediler pişkin pişkin telefonun öbür ucundakiler...utanın yahu kendinizden! ..üzerinde şu an tepindiğiniz Göbekli Tepe ye eşimle birlikte 20 yılımızı verdik, insaf ! Kısacası yetti bana artık, geleceğe aktaracağımız dokümanlarda neden çalışmalara devam edemediğimi açıklarsam sorumluluk üstümden kalkar umarım...
Klaus'dan da özür dilerim bir dahaki ilk buluşmamızda, işlerini bitiremediğim için...hadi bana eyvallah...ne haliniz varsa görün... ben yokum bu işte artık...
Klaus un aramızdan ayrılışına sevinçlerini gizleyemeyenler ve bana da hemen ardından keşke sen de ölseydin de kurtulsaydık hissini verenler, ölmediysen de biz seni yok etmesini biliriz harekatının önderleri sevincinizi doya doya yaşayın! Bir de bugün, sosyal medyada yazdıklarım dolayısı ile kendince beni uyarmaya çalışan alman solucan var, Doğuş Grubunun yaptıklarını eleştirmeyecekmişim, yoksa çalışma iznim gelmezmiş...
Neymiş bu Doğuş grubu yahu, neler olmuş ya da oluyor Kültür Bakanlığında...dedim ya ben yokum artık bu işte, kalanlar düşünsün...
Göbekli Tepe ,Klaus un duruluğundan sonra sizleri ne kadar barındırır onu da göreceğiz artık...
Kaynak: Çiğdem Köksal Schmidt