Klasik Darvinci teoriye göre hayatta kalma mücadelesinin özü rekabettir ve güçlü olan yaşamını sürdürür. Fakat Kopenhag Üniversitesi'nde yapılan mikrobiyal araştırmalar, ölüm kalım mücadelesinde oyunun adının rekabet değil, dayanışma olduğunu gösteriyor ve arkadaş fedakarlığını öne çıkartıyor.
The ISME Journal dergisinde 27 Ağustos tarihinde "Çok alanlı biyofilmlerde bakteri etkileşimleri ve mekansal organizasyon arasındaki bağlantıların deşifre edilmesi" (Deciphering links between bacterial interactions and spatial organization in multispecies biofilms) başlığı ve Wenzheng Liu, Samuel Jacquiod, Asker Brejnrod, Jakob Russel, Mette Burmølle ve Søren J. Sørensen imzaları ile yayınlanan makaleye göre; Bakteriler hayatta kalmak için birbiriyle dayanışma içine giriyor ve diğerlerini kurtarmak için kendini feda ediyor.
Araştırmaya konu edilen Kopenhag Üniversitesi'ndeki yeni mikrobiyal araştırmalar, en güçlülerin hayatta kaldığını savunan Darwinst teori ile çelişiyor ve "en cana yakınların, arkadaşların hayatta kalması" için mücadele verildiğini gösteriyor.
Yapılan deneylerde, antibiyotikler gibi dış tehditler ve kitlesel ölüm riskleri karşısında bakterilerin birbirleriyle rekabet etmek yerine birleşerek mücadele etmeyi tercih ettiği gözlemlendi.
Araştırmaya imza atan bilim adamlarına göre; bakteriler ölümcül tehlikeker karşısında birbirleriyle omuz omuza vererek, herkesin hayatta kalmasını sağlayacak yer açıyor ve bütün bakteri topluluğunna yarar sağlanması için bazı bakterilerin kendilerini feda ettiklerini gösteriyor.
Bilim adamları keşfin, karmaşık bakteri etkileşimlerini anlamada önemli bir adım olduğu kadar, insanları tehdit eden çeşitli hastalıklarda yeni tedavi modelleri geliştirmek ve yeni yeşil teknolojiler oluştumak için de fırsat olduğunu savunuyorlar.
Biyoloji Bölümü, “Klasik Darwinist zihniyette rekabet, oyunun adıdır. En uygun olan hayatta kalmak ve daha az uygun olanları geride bırakmaktır. Ancak, bakteri gibi mikroorganizmalar söz konusu olduğunda, bulgularımız hayatta kalan en kooperatif olanları ortaya çıkarır”
Sosyal bakteriler omuz omuza mücadele veriyor
Araştırmada imzası bulunan Mikrobiyolog Profesör Soren Johannes Sorensen, "Deneyimiz, bakterileri küçük bir mısır kabuğu parçasında boşluk için "savaşmak zorunda bırakmak" temeline dayanıyordu. Bilim insanları olarak bakterilerin hayatta kalabilmek için ne yapacaklarını merak ediyorduk. Bakteriyel suşlar birlikte büyüme yeteneklerine göre seçildi. Deneyde, bakteriler antibiyotikler ve avcılar gibi dış tehditlerle karşı karşıya bırakıldı. Gördük ki Sosyal bakteriler omuz omuza mücadele veriyor. Deneylerde her tekrarda aynı sonucu gözlemledik.
Bilinen en eski bakteriye atıfta bulunan Soren Johannes Sorensen, "Bu bizim için Henry Ford'un montaj hattını ve işçi uzmanlığını tanıttığında parlak bir şey bulduğunu düşünmesi gibi bir durum ancak gerçek şu ki bakteriler milyarlarca yıldır bu stratejiden yararlanıyor. Deneyler, bakterilerin kendilerini yapılandırılmış bir şekilde örgütlediklerini, görev dağılımı yaptıklarını ve hatta birbirlerine yardımlaştıklarını gösteriyor. Bakteriler grup sinerjisi ve ilham anlayışımızı tamamen farklı bir seviyeye taşıyorlar. Bakteri grupları yalnız olduklarında farklı davranışlar sergileleyebiliyorlar. Ama birlikte olduklarında aniden tamamen farklı özellikler ortaya çıkarıyorlar." dedi.
Arkeolojikhaber.com