Gürcü mimarisinin en önemli yapılarından Jvari Manastırı, Svetitshoveli Katedrali, Arkeoloji Müzesi ve kaleler, şehrin öne çıkan ziyaret noktaları arasında yer alıyor.
Türkiye'nin sınır komşusu, Güney Kafkasya ülkesi Gürcistan'ın eski başkenti olarak da bilinen kadim Mtskheta kenti, 3 bin yıllık tarihi dokusuyla ülkeyi ziyaret eden hemen her turistin uğrak yeri.
Mtskheta, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1994'te Dünya Mirası Listesi'ne alınmasının ardından şehir müze statüsünde bulunuyor.
Başkent Tiflis'in kuzeyinde, Kura ile Aragvi nehirlerinin kesişim noktasında yer alan ve ülkenin dini merkezi olarak da bilinen Mtskheta, Gürcistan'ın tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan en eski kentlerinden biri.
Gürcistan'da Hristiyanlığın 4. yüzyılından itibaren Kapadokyalı Azize Nino tarafından yayılmaya başladığı kadim kent Mtskheta, Gürcü Ortodoks Kilisesi tarafından "kutsal şehir" ilan edildi.
MÖ 3. yüzyıldan MS 6. yüzyıla kadar Gürcü monarşi devleti olarak bilinen "İberia Krallığı"nın başkenti Mtskheta, daha sonra başkentin Tiflis'e taşınmasıyla siyasi merkezi statüsünü kaybetse de ülkenin dini merkezi olarak kalmaya devam etti.
Kente gelen turistler, Gürcü mimarisinin en önemli yapılarından olan, 6. yüzyılda inşa edilen Jvari Manastırını, inşası 11. yüzyılda tamamlanan Svetitshoveli Katedralini, Arkeoloji Müzesini ve özel mimariye sahip yapıları ve kaleleri ziyaret ediyor.
- "Yabancı turistlerin salt çoğunluğu burayı görmek istiyor"
Mtskheta'da yabancı turistlere rehberlik yapan bir yerel turizm şirketinin yetkilisi Temur Maçaraşvili,gerek Avrupa'dan, gerek Gürcistan'ın komşu ülkelerinden gelen ziyaretçilerin kente özel ilgili gösterdiklerini aktararak şu ifadeleri kullandı:
"Mtskheta tarihi ve çok güzel bir kent. Mtskheta'daki Svetitskoveli Katedrali ve Jvari Manastırı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer aldıkları için ayrı bir özellik taşıyor. Turistler Mtskheta'yı çok beğeniyor."
Ülkeye birkaç günlüğüne gelen çoğu turistin Mtskheta'ya mutlaka gelmek istediğini kaydeden Maçaraşvili, "Yabancı turistlerin salt çoğunluğu burayı görmek istiyor." dedi.
Kovid-19 salgını nedeniyle etkilenen turizm sektörünün yavaş yavaş yeniden güç kazanmaya başladığını ifade eden Maçaraşvili, "Turizm yaklaşık yüzde 70 toparlandı." diye konuştu.
Ukraynalı turist Maria Kovaleva da ilk kez başkent Tiflis'e geldiğini ve ardından hemen Mtskheta'yı ziyaret ettiğini belirterek "Mtskheta çok güzel bir yerdir. Aslında sadece burayı görmek için geldik de diyebilirim. Burası Gürcistan'da ziyaret edilmesi gereken en önemli yerlerden biri." ifadelerini kullandı.
Gürcistan'ı ziyaret etmek isteyen turistlere, Mtskheta'ya mutlaka gelme çağrısında bulunan Kovaleva, "Mtskheta mükemmel bir mimari ve altyapıya sahip." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya'dan gelen turist Mihail ise Mtskheta'nın, Gürcistan'ın eski başkenti olduğunu hatırlatarak "Mtskheta çok eski bir kent. Gürcistan'ın eski başkenti. Kesinlikle her dilde, herkese, buraya gelmeyi tavsiye ederim." dedi.
Filipinler'den gelen turistlerden Sharmaine Davillo ile eşi Romar Herrera da ilk kez Gürcistan'a geldiklerini ve özelikle Mtskheta'dan çok etkilendiklerini belirtti.
AA Davit Kachkachishvili
Kaynak: https://www.dha.com.tr/foto-galeri/tarihi-cesmeyi-atik-su-giderine-cevirdiler-2025638/7