Tunceli'nin Pülümür ilçesinde Selçuklu Dönemi'nden kalma olduğu sanılan ve bir süre önce defineciler tarafından tahrip edilen Hanım Köprüsü'nün aslına uygun restore edilmediğini öne süren Tunceli Barosu, iddiayı yargıya taşıdı.
"TARİHİ KÖPRÜNÜN ANA YAPISI TAMAMEN DEĞİŞTİ" SUÇLAMASI
Pülümür'e 3 kilometre uzaklıkta bulunan, 2.5 metre genişliğinde, 12.6 metre uzunluğunda ve 5.5 metre yüksekliğindeki, tarihi Hanım Köprüsü, bir süre önce defineciler tarafından tahrip edildi. Karayolları Genel Müdürlüğü Tarihi Köprüler Daire Başkanlığı, köprünün restore edilmesine karar verdi. 2 ay önce başlatılan restorasyon çalışmaları sona yaklaşırken, Tunceli Barosu, köprünün aslına uygun restore edilmediği iddiasıyla, işlemi yapanlar hakkında Pülümür Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Baro, köprünün restorasyondan sonra ana yapısının tamamen değiştiğini ileri sürerek, suç duyurusunda şu ifadelere yer verdi:
"Pülümür ilçesi sınırları dahilinde Pülümür Çayı üzerinde bulunan tescilli Hanım Köprüsü için restorasyon adı altında yürütülen çalışmalar sonucu köprünün özgün haline aykırı bir yapı vücuda getirilmiştir. 2 bin 863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, Taşınmaz Kültür Varlığı, Arkeolojik SİT Alanı durumunda bulunan tescilli yapıların aslına uygun muhafazası zorunludur. Aksi fiiller ise cezai yaptırıma tabidir. Dilekçemizde sıraladığımız gerekçeler ve Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yasası'nın ilgili maddeleri uyarınca, açıklanan gerekçelerle aslına uygun restorasyon çalışması yapılmayarak tescilli yapının bozulmasına, zarar görmesine sebebiyet verenler hakkında şikâyet gereği hasıl olmuştur."
"RESTORASYON TAMAMEN ASLINA UYGUN ŞEKİLDE YAPILIYOR" SAVUNMASI
Uzun süredir Tunceli'deki tarihi mekanlarda yüzeysel araştırmalar yapan Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı Elazığ Temsilcisi Mehmet Balaban ise restorasyonun aslına uygun yapıldığını ve tarihi köprünün ana dokusuna hiç dokunulmadığın söyledi. Restorasyonda kullanılan taşların özenle seçildiğini belirten Balaban, şöyle konuştu:
"Hanım Köprüsü'nün restorasyon çalışmalarını bir tarihçi olarak en başından beri izliyorum. Yapılan restorasyon hem restorasyon mantığına hem de tarihsel geçmiş mantığına uygun yapılıyor. Elimizdeki, son yüzyıla ait Rabat Yolu olarak bilinen bu güzergâhta bulunan aynı özellikteki köprülerin yapı taşları, aynı şekil ve mimari yapıyı taşır. Tarihi Rabat Yolu üzerindeki bir köprüyü en azından restorasyon çalışması sonucu kurtardık. Bu yörenin turizmi ve tarihi için çok önem taşıyor. Bu restorasyon çalışması bölgedeki diğer tarihi yapıların restorasyonu için de hem ilk adım hem de örnek olacak türden. Köprünün kemeri kesme taşlar ile diğer duvar kısımları moloz taşlar ile yapılmış. Restorasyon çalışması sırasında bu gerçeğe çok dikkat edilerek, kemer bölümünde tahrip olmuş ve çıkan kesme taşların yerine aynı özellikte olan kesme taş, duvarlara ise moloz taş kullanılmıştır. Restorasyon tamamen aslına uygun şekilde yapılıyor."
Restorasyon çalışmalarını yürüten Yüksek Mimar Servet Karakaş ise Hanım Köprüsü'ndeki restorasyon çalışmaları sırasında tamamen projeye bağlı kalarak, bir taşın yerini bile değiştirmeden aslına uygun bir restorasyon çalışması yaptıklarını söyledi. Karakaş, şöyle konuştu:
"Elimizdeki projeye harfiyen bağlı kalarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Özellikle sosyal medyada yapılan eleştirilerde bazı duvarların ve kemerin aslına uygun restore edilmediği yönündeki söylemler kesinlikle doğru değil. Bu proje Karayolları Genel Müdürlüğü Tarihi Köprüler Müdürlüğü ile Erzurum Tarihi Eserler Koruma Kurulu'nda onaylandıktan sonra hayata geçiriliyor. Biz restorasyon öncesi, köprümüzün eski yeni en eski birçok fotoğrafı vardı, hepsini tek tek inceledik ve zaten köprünün sadece kemer kısmının bir bölümü ayakta kalmıştı. Biz tahrip olan yerleri aslına uygun bir şekilde, tekrar aynı özellikteki taşlar ile restorasyonunu yaptık. Restorasyon projesinde ne şekilde bir tamamlama varsa biz aynısını harfiyen uygulayarak çalışmalarımızı tamamlıyoruz."
Ferit Demir - DHA