Elazığ'ın tarihi Harput Mahallesi'nde sürdürülen kazı çalışmasında, bu yıl farklı kategoriler ve çeşitli ebatlarda yaklaşık 19 bin 500 parça tarihi eser gün yüzüne çıkarıldı.
ELAZIĞ: Elazığ'ın tarihi Harput Mahallesi'nde sürdürülen kazı çalışmalarıyla, bölgenin tarihi gün yüzüne çıkarılıyor.
Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Aytaç başkanlığında 3 yıldır sürdürülen Harput Kalesi kazı çalışması kapsamında, bu yıl farklı kategoriler ve çeşitli ebatlarda yaklaşık 19 bin 500 parça tarihi eser gün yüzüne çıkarıldı.
Urartular'dan başlayıp Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yapı ile eserlerin yer aldığı bölgedeki çalışmayla, 2 bin 700 yıllık tarihi serüvenin izlerinin dünya mirasına kazandırılması amaçlanıyor.
Kazı çalışmaları hakkında basın mensuplarına bilgi veren Doç. Dr. Aytaç, kalede hem kazı hem de konservasyon projeleri için hazırlık yaptıklarını, ayrıca güvenlikli şekilde gezilecek ortamlar hazırlamaya çalıştıklarını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Valilik İl Özel İdaresi, Elazığ Belediyesi ile Fırat Üniversitesi tarafından çalışmaların maddi ve teknik olarak desteklendiğini ifade eden Aytaç, jeotermal taramalarda kazı alanında 7 metrelik dolgu bulunduğunun tespit edildiğini, 4 metreye yakın da kazı yaptıklarını anlattı.
Urartu dönemine ait surlar
Tarihi materyallerin dışında Urartu dönemine ait surların da gün yüzüne çıkarılmasını planladıklarını bildiren Aytaç, şöyle konuştu:
"Urartulara ait surların bulunması Harput tarihi açısından önemli. Böylelikle milattan önce 8. yüzyıldan başlayıp, milattan sonra 1930'lara kadar olan 2 bin 700 yıllık zaman dilimine ait her türlü aşamayı tespit etmiş olacağız. Urartulara ait saç iğnesi de Roma dönemine ait çanak çömlek de Bizans'a ait sikke de çıkıyor. Selçuklu ve Osmanlı'ya ait daha fazla malzeme çıkıyor. Dolayısıyla bu kesintisiz tarihi burada izleyeceğiz."
Bu yıl kazı çalışmasında 19 bin 500 parça tarihi eser bulunduğunu kaydeden Aytaç, eserlerin elemesinin çıktığı yerde, diğer teknik işlerinin de kazı evinde gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Sanat tarihi açısından yeni malzemeler bulunduğuna işaret eden Aytaç, "Parçalar halinde de olsa çıkan porselenler, Uzak Doğu ile ticareti göstermesi bakımından önemli. İran bölgesinden gelen seramik örnekleri var. Özellikle 1750'lerden sonraya ait Avrupa porselenleri var. Yani Harput bir kültür havzası olarak dikkat çekmiş durumda." ifadelerini kullandı.
Aytaç, şunları kaydetti:
"Kazı çalışmalarını belirli aşamaya getirdikten sonra, ören yeri statüsü almayı planlıyoruz. Daha sonra da dünya mirası yedek listesine girmek. Nihai hedefimiz Dünya Miras Listesi. Bu kolay bir şey değil tabii. Zaman alacak ama bir yerden başlayıp devam ettirmezseniz de hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Orta Çağ için Harput Kalesi önemli bir yer. Kültür merkezi ve Artukluların başkenti olması, havza olarak bölgeye hitap etmesi bakımından da önemini vurgulayacak eserlerle donatıldığında eminim ki Dünya Miras Listesi'nde yer alacaktır."
AA Bestami Bodruk