İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde tanıtım toplantısı yapılan Heritage İstanbul fuarının önemi kültür tarihinden hatırlatmalarla izah edildi. Heritage İstanbul fuarının gelecekte Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Arkeoloji Sempoyumları kadar önemli ve kalıcı organizasyon olacağı belirtildi.
12-14 Nisan tarihleri arasında Taksim'deki Hilton İstanbul Convention & Exhibition Center'da gerçekleşecek 3. Heritage İstanbul Fuarının tanıtım toplantısı İstanbul Arkeoloji Müzesi kütüphanesinde gerçekleştirildi.
Restorasyon, arkeoloji ve müzecilik teknolojilerini aynı çatı altında buluşturan, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle TG EXPO tarafından düzenlenen Heritage İstanbul Fuarının tanıtım toplantısına ;Fuarın Proje Koordinatörü Osman Murat Akan, TG Expo Genel Müdür Yardımcısı Nergis Büyükkınacı, Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Başkanı Suay Aksoy ve Arkeoloji ve Sanat Yayınları Kurucusu ve Kültür Tarihçisi Nezih Başgelen katıldı.
TG Expo 20'den fazla ülkede 50'den fazla fuara imza atıyor
Katılımcılara ve basın mensuplarına hoşgeldiniz diyerek selamlama konuşması yapan TG Expo Genel Müdür Yardımcısı Nergis Büyükkınacı; "TG Expo Think Global, küresel düşün mottosuyla 2008 yılında kuruldu ve fuarcılık sektöründe hızla büyüyor. 5 kıtada 20'den fazla ülkede 50'yi aşkın fuar organizasyonu yapıyoruz. Heritage Fuarı da bunlardan biri. Bizim açımızdan çok önemli bir fuar. Çünkü Türkiye kültürel miras konusunda çok zengin bir ülke. Kültürel miraslarımız tanıtmak bizim için çok önemli. Bu alanda yatırımlar yapmaya, sektörü desteklemeye devam edeceğiz. Bu bağlamda 29-31 Ekim tarihleri arasında Abu Dabi Heritage Fuarını, Abu Dabi Uluslararası Fuar Merkezinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz" dedi.
Heritage İstanbul Fuarının hedefi 10 bin ziyaretçi
Heritage İstanbul Proje Yaratıcısı ve Yöneticisi Osman Murat Akan, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek etkinliğin artık marka haline geldiğini ve her yıl daha da fazla büyüdüğünü belirterek; "Amacımız bu markayı uluslararası hale getirmek ve hatta İstanbul'u uluslararası kültür mirası sektörünün önemli bir destinasyonu olmasını sağlamaktır" dedi ve fuarın geçmişine dair bilgiler aktardı ve geleceğine dair düşüncelerini dile getirdi.
Heritage İstanbul fuarının ilkinin 60 katılımcı firma ve 4 bin civarında ziyaretçi ile gerçekleştiğini hatırlatan Murat Akan, "geçen yıl 86 katılımcı firma ve 7 bini aşkın ziyaretçimiz vardı. Hedefimiz bu yıl 10 bin civarında ziyaretçi. Tabi ziyaretçilerin sektörle alakalı ziyaretçiler olması da önemli. Reklam olarak daha çok kulaktan kulağa ve sosyal medyayı kullandık. Aslında bilboardları ve köprülerü de kullanabiliyoruz. Ama bu fuar daha çok kendi ilgilisini ilgilendiren bir fuar. Herkesin ilgilenebileceğibir fuar değil. Öte yandan kültür mirası artık sanat gibi yükselen bir değer. Konuyla ilgili herkesin ilgisini çekiyor.Biz yavaş yavaş bu açılımı sağlamak istiyoruz. Sektörün tüm aktörlerini buluşturuyor ve birbirileriyle etkilişimlerini sağlıyoruz. Bu bizim için bir kıvanç" ifadesini kullandı.
"Bu yıl panellere daha fazla ağırlık verdik"
"Fuarda konferanslar da düzenliyoruz. 650 kişilik bir salonumuz var ve hemen hemen tüm konuşmalar dolu olarak izleniyor. Bu da bizim için bir kıvanç. Restorasyon, arkeoloji ve müzecilik alanında Türkiye'den ve yurt dışından önemli isimleri ağırlıyoruz. Kendi sektörlerindeki yeni vizyonları, deneyimleri ve uygulamaları anlatıyorlar. Geçtiğimiz yıl atölyeler ve miras sohbetleri alanını ekledik. Konferanslarda geçen yıl 80'in üzerinde konuşmacıyı ağırladık. Bu yıl da 65 kadar konuşmacımız var. Bu yıl panellere daha ağırlık verdik çünkü interaktif olmasını istiyoruz konuşmaların. Akademik sunumlardan ziyade konuların tartışılarak irdeleneceği platformlar yarattık. 3 gün boyunca her gün 3-4 atölyemiz olacak. Miras Sohbetlerimiz de interaktif şekilde gerçekleşiyor. Bu sene kitap imza günlerimiz var. "
Dünyadaki Başka Fuarlar Çinlilere Kota Uyguluyor
Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Başkanı Suay Aksoy, konuşmasına Heritage İstanbul fuarına imza atanları ve özellikle Osman Murat Akan'ı fuaraolaninancı ve değişmeyen iradesinden dolayı kutlayarak başladı. "Heritage İstanbul'dan önce böyle bir fuar Türkiye'de yoktu.Oysa birçok ülkede bu tür fuarlara rastlıyoruz. Mesela Çin bu konuda almış başını gidiyor. Zaten ülke büyük, pazarı büyük ama düzenli şekilde bu tür fuarlara katılıyo ve onun eşliğinde konferanslar düzenliyor. O kadar büyümüş vaziyettelerki dünyadaki başka fuarlar Çinlilere kota uygulamya başladı. Bu fuarlar sayesinde teknolojiler de gelişiyor.Umarım Heritage de bu alanda Türkiye'deki müzecilik ve sergileme sektörlerine katkıda bulunur" dedi.
Müzeler artık topluma bir şeyler vermek üzere harekete geçmiştir
Müzelerde iletişim ve pazarlamanın önemi yeni yeni anlaşıldığına dikkat çeken Suay Aksoy, "Müzeler artık pencereden dışarı bakmayı bırakmıştır. Artık dışarıya yani topluma bir şeyler vermeye çalışmak üzere harekete geçmiştir. Bu gelişme 1980'li yıllarda Victoria and Albert Müzesinin birinci devrimi ile başladı. Birinci diyorum çünkü ikincisi şimde müteveffa olan Martin Roth ile gerçekleşmişti. 80'li yıllardaki ilk devrim bastığı afişlerle duyurulmuştur. Afişte bir kahve fincanı vardır. Altında da müzesi olan kahve (Cafe) yazar. Yani Kahvenin müzesi varmış gibi lanse edilir. Siz de demin konuşurken "konferanslar da düzenliyoruz" dediniz. Ben fuarlarla konferanslar arasındabuna benzer bir ilişki görüyorum. Fuar ve konferansların birlikte muazzam bir iletişim ve sosyal ağ imkanı sağlıyor. 2004 yılından beri özel müzelerin devreye girmesiyle müzecilik alanında ciddi çığır açılmıştır, hem müze sayıları hem de müzelerin çağdaşlaşması açısından. Dolayısıyla Heritage İstanbul da bunun üzerine gelmiş bir etkinlik ve bence çok önemli bir etkinlik. Konferanslar da çok önemli çünkü dünyada ne olup bittiğini ancak böyle takip edebiliriz. Heritage fuarının konukları arasında alanlarında dünyanın önemli uzmanları var. Bu sayede onlar ne yapıyor, biz ne yapıyor öğrenebiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin dünya çapında müzeleri dünyaya kendini tanıtamıyor
"Benim en önemli dertlerimden biri Türkiye'nin müzelerini, müzeciliğini ve koleksiyonlarını dünyaya yeterince duyuramıyor olması" diyen Suay Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Örneğin Gaziantep Müzesi. Dünya çapında, dünya standartlarının en üstünde koleksiyonlara sahip. Eşsiz mozaikler var. Ben müzeci olarak belki müze girişini eleştirebilirim. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyebilirim ama koleksiyon müthiş. Bütün dünyanın Gaziantep müzesinden söz ediyor olması gerekir. Ama öyle oluyor mu? Olmuyor. Dünya hâlâ Tusun'taki eskimiş püskümüş Bardo müzesinden ve oradaki mozaiklerden söz ediyor. Burada şöyle bir problem var. Biz duyuramamışız. Yayın yapmamışız. Yabancılara, 'gelin araştırma yapın, yayınlayın' dememişiz. Oradan herhangi bir uluslararası konferans toplamamışız. Gaziantep'i sadece örnek olarak zikrediyorum. Başka bir sürü örnek sayılabilir. Bunları yapmayınca, birileri gelmeyince, gitmeyince, konuşmayınca olmuyor. İşte Heritage İstanbul'un önemi burada ortaya çıkıyor. İnşallah bu olguları hem dünyanın gözüne sunar hem de bizim kendi içimizde tartışmamızı sağlar. Benim fuardan beklentim bunlardı ve bunların da olduğunu görüyorum"
Fuar Agoraları andırıyor
Arkeoloji ve Sanat Yayınları Kurucusu ve Kültür Tarihçisi Nezih Başgelen sözlerine; "Agoraları bilirsiniz. Antik kentlerin yaşamındaki en önemli mimari düzenlemelerdendir, Helenistik Roma kentine karakterini veren en önemli unsurlardandır. Bence fuarımız biraz agoraya benziyor. Kültür mirasımızın agorası gibi" diyerek başladı ve "Agoralara filozoflar da gelir konuşur. Şehir meclisleri oradadır. Şehrin ve halkın sorunları orada gündeme gelir, tartışılır. Tüccarlar alış veriş anlaşmaları yaparlar. Bankacılık faaliyetleri oradan doğar. Sosyal paylaşım ve etkileşim ağlarını orada bulursunuz. Ama orada önemli bir yapı daha vardır. Prytaneion. Prytaneion ateşi korur. Bugünkü gibi düğmeyi çevirince elektrik yanmıyordu o zaman. Prytaneion ateşi korur ve yaşamın canlılığını sağlardı. Fuarımız da tıpkı Agoralar gibi alanında yaşamın canlılığını sağlıyor. Türkiye'nin kültür sektöründeki ateşi koruyan Heritage İstanbul, kültür sekötrünün canlılığını koruyor. Heritage İstanbul'un sektörleri bir araya getiriyor. Cidden bu süreçte bunu çok önemsiyorum. Resmi, özel, ilgili, araştırma yapan herkesi bir araya toplamaya yönelik bir misyon var burada. İlk başta her şey basit başlar. 10- 20 yıl sonra Türkiye'nin kültürel ajandasında önemli yeri olacak bir organizasyon." dedi.
Arkeoloji Sempozyumları, Türkiye'de çok şeyi değiştirdi
40 yıl önce ülke karamsar bir dönemin içindeyken ilk arkeoloji ve sanat dergisini yayın hayatına kazandırdıklarını söyleyen Nezih Başgelen, "Tam o tarihlerde Ankara'da Türk Tarih Kurumu'nda arkeolojik kazılara yönelik ilk sempozyum yapıldı. Çok tartışıldı bu sempozyum. Olur mu, olmaz mı, gerek var mı derken bu sene 40. Sempozyum Çanakkale'de yapılıyor. Bu sempozyumlar Türkiye'de arkeoloji ve müzeciliği öyle bir etkiledi ki artık eserler müzelere sığmaz oldu. Kültür sektörü böyle bir şey. Arkeoloji Sempozyumları dünyanın en başarılı organizasyonları arasında gösteriliyor. O sempozyumlar dallandı, budaklandı, kazılar, saha ve yüzey araştırmaları, arkeometri üniteleri, retorasyon tekniklerinin tartışıldığı muazzam bilgi paylaşım ortamına dönüştü. İş o kadar büyüdü ki bakanlık zorlanmaya başladı. Heriage İstanbul da aslında bu. 10 yıl sonra Türkiye'nin kültürel ajandasında vazgeçilmez ve önemli bir yere sahip olacaktır." dedi.
Hayatımı bu misyona adamış bir insanım ve bu alanda basın mensuplarının önemi büyük
Nezih Başgelen; "Bu tür organizasyonları devlet yaparsa çok resmi oluyor. Özel sektör yaparsa ister istemez kendi ticari çıkarları ya da prestiji öne çıkıyor. Ama böyle hiçbir yere angajmanı olmayan tüm ülkeyi kucaklayacak bir oluşumun yapması hem resmi olmamasını hem de ticari çıkarların o kadar öne çıkmamasını sağlıyor. Emeği geçenleri tebrik ediyorum. Türkiye çok sıkıntılı süreçlerden geçti. Hem jeopolitik hem sosyo ekonomik. Hızlı büyüyen ama büyürken sorunları da büyüyen bir ülke. Bunun en fazla etkisini ise kültür sektöründe hissediyoruz. Ama kültürel alanda güzel şeyler oluyor. Şu anda özel müze sayısı resmi müze sayısının önüne geçti. Çok güzel bir girişim. Ben hayatımıbu misyona adamış bir insanım. Hayatımda başka bir şey yok. Arkeoloji, sanat,kültür, müzecilik... Ömrüm oldukça, akıl sağlığım yerinde kaldıkça da bu misyona hizmet edeceğim. Bir şeyleri aktarmamız lazım. Öyle bir ülkedeyiz ki bu ülkede yaşamak her insan önemli sorumluluklar yüklüyor. En başta farkında olmak geliyor. Bu ülkede hangi uygarlıklar yaşamış. Ne tip kültür envanterimiz var. İşte burada da siz basın mensuplarının yadsınamaz öneminiz var. Tamam önemli kültürhazineleri var. Ama onlarla toplumun ilgisini kim kuracak? Sizler kuracaksınız" diyerek basın mensuplarına katılımlarından dolayı teşekkür etti.
ETKİNLİKLER
Fuarın ilk gününde, arkeoloji, restorasyon ve müzecilik alanındaki yeni teknolojilerin yanı sıra Göbeklitepe, Petra Antik Kenti, Patara Deniz Feneri Kulesi, Bodrum Kalesi ve İstanbul Rami Kışlası ile ilgili konu başlıkları da ele alınacak.
Etkinlik kapsamında ayrıca "Panaroma 1453'de Kurgu ve Gerçeklik", "Film Restorasyonu:Etik ve Pratik", "Müzecilikte Yeni Soluk", “Afet Riskleri Yönetimi ve Sürdürülebilir Kültürel Miras için İklim Değişikliği Etkileri" ve "Vakıf Kültür Varlıklarının Restorasyonlarında Yaşanan Gelişmeler" konulu konferanslar gerçekleştirilecek.
Yurt dışından Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Elçi Öüsteşar Gabriel Munuera Vinals, Assorestauro Başkanı Alessandro Zanini, L'immagine Ritrovata Direktörü Davide Pozzi, ICOM Gürcistan Başkanı Prof. Dr. Klara Inga Karaia ve Histortic Royal Palaces Yaratıcı Yapımcısı Tim Powell'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda yabancı konuk da konuşmacı olarak etkinlikte yer alacak.
Heritage İstanbul etkinlerine ve fuarla ilgili tüm ayrıntılara http://www.expoheritage.com/heritageistanbul/index.html adresinden ulaşabilirsiniz.
arkeolojikhaber.com