Adana Arkeoloji Müzesi'nde, 2 ila 6. yüzyıllar arasında yapıldığı değerlendirilen Roma dönemlerine ait 16 mozaik, ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkarıyor.
Adana Milli Mensucat Fabrikası'nın restore edilmesiyle ilk etabı 2017'de açılan Adana Arkeoloji Müzesi'nde, 2018'de restorasyonun tamamlanmasıyla iki hangarda mozaik sergileme alanı oluşturuldu.
Mozaik salonunda "Hippokampos ve Eros", "Barış Krallığı", "Nuh'un Gemisi", "Anavarza Tethys", "Yumurtalık Tethys", "Artemis'e Sunu", "Orpheus", "Dirke'nin Cezalandırılması", "Neptün'ün Zaferi", "Faydalı", "Sugözü", "Deniz", "Av Sahnesi", "Üççam", "Dans Eden Kadınlar" ve "Geometrik Bezeme Taban" mozaikleri ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
Yumurtalık ilçesindeki Aigeai Antik Kenti'nde Roma Dönemi'ne ait bir villanın taban döşemesinde bulunan, iki Hippokampos (denizatı) üzerinde olta ile balık avlayan iki Eros (aşk tanrısı) ve deniz canlılarının betimlendiği "Hippokampos ve Eros Mozaiği" salonun en dikkati çekici mozaikleri arasında yer alıyor.
Renk geçişleri, derinlik algısı ve tasvir sanatındaki inceliğiyle iyi bir ustanın elinden çıktığı değerlendirilen mozaik, ayrıca Erosların bindiği Hippokampos tasviri ile Türkiye'de daha önce açığa çıkarılan mozaikler arasında tek örnek konumunda.
Hayvanların barışçıl bir biçimde betimlendiği ve Grekçe "Kurt kuzuyla birlikte otluyor, leopar oğlağın yanında yatıyor, buzağı aslanın yemini yiyor, boğa ve ayı da yan yana otluyorlar." yazısı bulunan "Barış Krallığı Mozaiği" de müzenin ilgi çeken eserleri arasında bulunuyor.
Salonda, Kozan ve Yumurtalık ilçelerinde bulunan iki Tethys Mozaiği de farklı betimlemeleriyle dikkati çekiyor.
- "1956 yılında Nuh Tufanı Mozaiği keşfedildi"
Adana Arkeoloji Müzesi'nde görevli sanat tarihçisi Arzu Ovacık, geçmişten bu yana ticaret ve askeri yolların kesiştiği noktada bulunan, Akdeniz'e kıyısı olan antik liman kenti Adana'nın Paleolitik dönemden Osmanlı'nın son dönemine kadar sosyoekonomik ve kültürel açıdan önemini koruyan kesintisiz bir tarihi geçmişe sahip olduğunu söyledi.
Mozaiklerin sosyal, ekonomik ve kültürel zenginliği yansıtması açısından büyük önem taşıdığını aktaran Ovacık, "Kentteki ilk kurtarılan mozaiğimiz, Misis'te 1956 yılında keşfedilen Nuh Tufanı Mozaiği. Ondan sonra 1964 yılında Merkez Bankası kazılarında açığa çıkan Orpheus Mozaiği, Dirke'nin Cezalandırılması Mozaiği ve Neptün'ün Zaferi gibi çeşitli mozaikler 3. ve 5. yüzyılda tarihlenen eserlerimiz." diye konuştu.
Ovacık, müzede, Kozan ilçesindeki Anavarza Antik Kenti özelindeki mozaikler ile Yumurtalık ilçesi kıyı şeridindeki villa tipi evlerde taban mozaiklerinin de yer aldığını anlattı.
Adana Arkeoloji Müzesi'nin mozaik salonunda 2018 yılından bu yana 16 mozaiğin sergilendiğini anımsatan Ovacık, "Mozaikler mimari açıdan iki gruba ayrılıyor. Sivil mimaride kullanılan erken dönem 2. ve 3. yüzyıl, dini ve kamu yapılarında kullanılan 4. ve 5. yüzyıl mozaikler. Buradaki mozaiklerde verilen detaylar hem bölgenin sosyokültürel ve ekonomik bütün ögelerini hem de o günkü coğrafi özellikleri ve insanların yaşayış biçimlerini yansıtması açısından önem taşımaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Şu an halihazırda Tufanbeyli, Yumurtalık, Yüreğir, Kozan, Aladağ ve Ceyhan gibi ilçelerde tespiti tamamlanmış ancak kurtarma kazıları henüz yapılmamış mozaik buluntuların yer aldığını aktaran Ovacık, şöyle devam etti:
"Buradaki kazılar tamamlandığında mozaik repertuvarı daha da zenginleşecek. Bu bölgedeki mozaikler ağırlıklı olarak kilise mozaiklerimizdir. Adana'nın geneline baktığımızda, dağlık alanda daha çok kilise, dini mimariler, liman kentlerinde ise sivil mimari örnekli mozaikler görmek mümkündür. Bütüncül olarak incelediğimiz zaman da bu mozaiklerin milattan sonra 2. ve 3. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar kesintisiz olarak hem gelişerek ilerlediğini hem de tasvir sanatında önemli yer tuttuğunu görmekteyiz."
- "Erosların bindiği Hippokampos tasviri hiçbir mozaikte görülmemiştir"
Ovacık, taban kilise mozaiklerinin 5. ve 6. yüzyıllara tarihlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bunlardan en önemlileri Barış Krallığı Mozaiği'dir. 3. yüzyılda villa tavan mozaiği olarak gördüğümüz Hippokampos ve Eros Mozaiği ise ilk olarak Erosların bindiği Hippokamposlar nitelik açısından benzersiz bir eserdir. Hippokampos ve Eros Mozaiği, hem teknik hem işçilik açısından çok önemli bir mozaiktir. Ayrıca Hippokamposlar, gövdesinin üst kısmı at, alt kısmı kıvrımlı balık figürü taşımaktadır ve kanatlıdır. Bu mozaiğin önemli özelliği Erosların bindiği Hippokampos tasviri hiçbir mozaikte görülmemiştir. Ayrıca teknik ve işçilik olarak da renk geçişleri, derinlik algısı, tasvir sanatındaki incelik çok zengin bir kişi tarafından yapıldığı ve o şekilde de iyi bir usta elinden çıktığı izlenimi vermektedir."
AA Eren Bozkurt