Korunması gerekli birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenen Fındıkbayır'da tarihi eserlerin tahrip edildiği hatta kaçırıldığı anlaşıldı.
İstanbul’un Maltepe ilçesinde belediye yetkilileri tarafından birkaç yıl önce fark edilen Başıbüyük Fındıkbayırı’ndaki tarihi eserlerin Bizans dönemine ait olduğu belirlenmişti.
30 dönümlük arazinin üzerinde bilimsel araştırma yapılması isteyen Maltepe Belediyesi’nin başvurusuyla Kültür ve Turizm Bakanlığı, alanı “birinci derece arkeolojik sit alanı” ilan etmişti. Eylül 2016’da, İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla Fındıkbayır Tepe’nin bütünüyle korunması gerekli birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline karar verilmişti. Fakat arazi üzerindeki Kaçak kazı çukurları tarihi eserlerin tahrip edildiğini hatta kaçırıldığını ortaya koydu.
İş Makinleri ile kalıntıları tahrip ettiler
Fındıkbayır Tepesi’ndeki kale surları, höyükler, mağaralar, duvar ve sütunların çevresinde irili ufaklı 15 kaçak kazı çukuru bulundu. Tamamı Bizans döneminden kaldığı düşünülen tarihi eserlerin bulunduğu arazideki çukurların bazılarının iş makineleri ile kazıldığı tespit edildi.
Su sarnıcı olduğu düşünülen tarihi kalıntının çevresinde yoğunlaşan çukurların 1-3 metre çapında olması kaçak define avcılarının alanda rahat hareket ettiklerini kanıtlıyor. Define avcılarının kazdıkları çukurlarla girdikleri yapıların içindeki pek çok kalıntıyı kırdığı görülürken, maddi değeri yüksek eserleri de kaçırdıkları düşünülüyor. Başıbüyük ve Fındıkbayırı çevresinde yaşayanlar, yıllardır korunmayan alana gece-gündüz pek çok kişinin izin almadan geldiğini gördüklerini söyledi.
Tehdit altında
Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul’un 15 ilçesinin arkeolojik alanlarında uzun yıllar sürecek çalışma yürütüyor. İstanbul Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Güldoğan başkanlığında sürdürülen çalışmalarda, şehrin tarihi mirasının kayıt altına alınması hedefleniyor. Yrd. Doç. Dr. Emre Güldoğan çalışmalara ilişkin olarak Milliyet’e şunları söyledi: “Fındıkbayırı’nda çekilen görüntülere göre ciddi bir arkeolojik potansiyel var. Duvar kalıntıları, mermer yapılar, çanak çömlekler dikkat çekici. Mozaik taşları olduğu anlaşılan renkli taş parçaları bölgede özenle yapılmış yapı kalıntılarının izlerine işaret olabilir. Bölgede yaşayanların su ihtiyacını karşılamak için yapılan bir su sarnıcı karşımıza çıkabilir. Bölgede açılmış çok sayıda kaçak kazı çukuru arkeolojik potansiyeli tehdit ediyor. Bölgenin koruma altına alınması ve daha fazla tahrip edilmemesi kültür tarihimiz açısından çok önemli. Sistemli yüzey araştırmaları, tarih öncesi dönemden günümüze kadar olan kronolojisini netleştirecek. Bakanlık izniyle 5 yıldır sürdürdüğümüz İstanbul İli Yüzey Araştırmaları (İstYA) projesiyle alanı araştıracağız. Fındıkbayırı mevkii başta olmak üzere Maltepe sınırlarında araştırmaya uygun arkeolojik-tarihsel tüm alanları detaylarıyla tarayacağız. Silivri, Çatalca ve Büyükçekmece ilçelerinde İstanbul kültür tarihi açısından önemli sonuçlara eriştik.”
1300’lü yıllara uzanan tarih
1329 yılında Osmanlıları İstanbul’a yaklaştıran ilk savaşın yaşandığı Maltepe’de pek çok tarihi eser bulunuyor. Bizans İmparatoru Mihail Rangabes’in oğlu Ignatios tarafından 9’uncu yüzyılda inşa ettirilen Satyros Manastırı, 5 metre derinlikte Vordonisi Adası, Tarihi Beşçeşmeler Meydanı ve efsanelere konu olan Bakireler Tapınağı ilçenin kültürel zenginlikleri arasında.
İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Güldoğan, “Çok sayıdaki kaçak kazı çukuru bölgenin arkeolojik potansiyelini tehdit ediyor” dedi.
Milliyet