Kırım Harbi sırasında İngiliz askerlerince yakılan, Sultan Abdülhamit tarafından yeninde inşa edilen ancak 1959'da tarihi vasfını kaybettiği gerekçesi ile yeniden yıkılan İstanbul'un Üsküdar ilçesinin Haydarpaşa semtindeki Kavak İskele Camisi, işgalci askerlerin çektiği fotoğraflara bakılarak rekonstrüksiyonla yeniden inşa edildi ve ibadete açılmayı bekliyor.
İstanbul'da, iki defa yıkım yaşayan en eski camilerinden 357 yıllık Kavak İskele Camisi, İstanbul Çevre, Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneğinin (İSTED) araştırmaları sonucu tarihi vesika ve fotoğraflardan yola çıkılarak Üsküdar Belediyesi öncülüğünde Safa Vakfı tarafından yeniden inşa edildi. yeni Kavak İskele Camisi alanında lojman, kütüphane, aşevi, dinlenme salonu, kurs binası, gasilhane, şadırvan ve otopark da yer alıyor.
İSTED Başkanı Erhan Sarışın, caminin yerinin tespit edilerek tescil edilmesi sürecinde yaşananları AA muhabirine anlattı.
Caminin tarihi hakkında bilgi veren Sarışın, Üsküdar Selimiye'de Haydarpaşa Limanı sınırları içinde bulunan Kavak İskelesi Camisi'nin Sultan 4. Mehmet'in hazinedarı Lala Beşir Ağa tarafından 1666 yılında yaptırıldığını söyledi. Caminin 1855 Kırım Savaşı sırasında İngiliz askerlerince depo olarak kullanıldığını belirten Sarışın, Osmanlı arşivlerindeki belgelere göre askerlerin camiye zarar verdiğini ve yaktıklarını anlattı.
İngiliz askerler tarafından kullanılamaz hale getirilen caminin 1885 yılında Sultan Abdülhamit tarafından yeniden inşa edildiğini aktaran Sarışın, zamanla askeri bölge içinde kalan ve yıpranan caminin 1939'da önce minaresinin ardından ve metruk kalan müştemilatın 1959'da tarihi vasfını kaybettiği gerekçesiyle tümüyle yıkıldığını belirtti.
Caminin mimarisi askeri ajanların çektiği fotoğraflarda bulundu
Dernek olarak kayıp tarihi eserlerin ihyası için çalıştıklarını ve bu amaçla tüm arşivleri taradıklarını anlatan Sarışın, hiçbir kalıntısı bulunmayan Kavak İskele Camisi'nin yerinin tespit edilmesini şöyle anlattı:
"Burada cami adına bir emare yoktu. Sadece Osmanlı'ya ajanlık faaliyeti için gelen Rus, Fransız ve İngiliz gemilerindeki askerlerin İstanbul Boğazı'na girerken çektikleri fotoğraflar var. O fotoğraflarda bu bölgede bir cami olduğunu, minaresinin de değişik bir mimaride, soğan kubbeli bir mimari olduğunu gördük. Sonra cami hakkında eski haritalarda araştırma yaptıkça buranın Kavak İskelesi Camisi olduğunu anladık. Evrakları tamamladıktan sonra burayı tescil ettirdik."
Caminin ikinci kez inşa edilmesi için İSTED, tarihi arşivlerden derlediği belgeler ve fotoğraflarla Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kuruluna başvurdu. İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu başvuru üzerine 2015 yılında "Kavak İskelesi Mescidi'nin korunmasına, gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesine, koruma grubunun 2. grup olarak belirlenmesine" karar verdi. Kavak İskelesi Camisi ve müştemilatı 9 Mayıs 2017 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi oturumunda imar planlarına işlendi.
Ardından Üsküdar Belediyesi mülkiyeti Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında (TCDD) olan cami arsasını kiralayarak yapımı için Safa Vakfı ile anlaştı.
Tarihi vesikalardan yola çıkılarak İSTED tarafından hazırlanan ve Anıtlar Kurulu tarafından onaylanan restorasyon planına göre 2021 yılında vakıf tarafından başlatılan inşa çalışmaları sonucunda cami aslına uygun olarak yeniden ihya edildi.
Tayfur Öztürk: Aslına uygun bir şekilde yeniden yapıldı.
Caminin yapımını üstlenen Safa Vakfı Anadolu Yakası Temsilcisi Tayfur Öztürk ise rekonstrüksiyon çalışmalarında orijinal yapıdaki özelliklere uygun bir inşa çalışması yapıldığını anlatarak, "Aslına uygun bir şekilde yapıldı. Yaklaşık 80 santimetre duvar kalınlığı var. Horasan harcı ile yapıldı. Klasik çimento kullanılmadı. Kurşun malzemelerle taşlar birbirine tutturuldu. Camimiz çok büyük bir cami değil ama 250 ile 300 kişilik bir ibadet etme kapasitesi var." dedi.
Çevre düzenlemeleri bittikten sonra caminin ibadete açılacağını söyleyen Öztürk, "Üsküdar Belediyesi ile birlikte vakıf olarak burayı birlikte bitiriyoruz. Belediyemizin buraya katkıları çok büyüktür. En kısa zamanda inşallah inşaatı tamamen bitireceğiz. Ecdat yadigarı camilerin ihya edilmesi çok önemli ancak daha önemlisi buraları canlandırmak, yeşertmek. Ecdadımıza layık nesiller yetiştirmek. Biz de vakıf olarak buna gayret ediyoruz. İki üç ay içinde tamamen ibadete açacağız inşallah." dedi.