İpek Yolu Sempozyumunda, Tarihi İpek Yolu'nun geçtiği şehirlere ve ülkelere etkisi ve dünya ticareti için önemini tartışılıyor.
''Türkiye ile Kore Arasında Uygarlıkların Etkileşimi'' Uluslararası İpek Yolu Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında başladı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Keimyung Üniversitesi Rektörü ve İpek Yolu ve Orta Asya Merkezi Müdürü Prof. Dr. Joong Hee Lee, Türkiye ve Kore ilişkilerinin çok uzun bir tarihi olduğunu, Kore Savaşının ise bu dostluğu kadim bir hale getirdiğini vurguladı.
2014 yılında kurulan Keimyung Üniversitesi İpek Yolu ve Orta Asya Enstitüsü'nün çalışmalarıyla ilgili bilgileri aktaran Prof. Dr. Lee, önemli araştırma noktası olarak Türkiye'yi tercih ettiklerini ifade ederek, ''İpek Yolu Orta Asya bölgesi ülkeleri tanıtım çalışmasına tekabül eden bölgesel araştırma serileri, yerel uzmanlar ve majörler yazılmıştır. Ve önemli araştırma bölgeleri ile ilgili makaleleri derleyen planlama serisi her yıl yayınlanmaktadır. Ayrıca bunun için İpek yolu bölgesini beşeri olarak yerinde araştırıyor ve enstitü, Özbekistan ve İran'dan sonra bu yıl 'Türkiye'yi merkeze aldı.'' diye konuştu.
Uluslararası İpek Yolu Sempozyumu, ''Türkiye ve Kore Arasında Uygarlık Değişimi'' teması altında gerçekleşen programda yaklaşık 50 uzman, akademisyen, genç akademisyen ve yetkililerin sunum yapacaklarını aktaran Prof. Dr. Lee, şöyle devam etti:
''Burada, Türkiye ve Kore ilişkileri merkeze alınarak konular gündeme getirilecektir. Burada konuşma yapacak kişilerin bu ilişkilerde merkez bir kuvvet oluşturacağını düşünüyorum. Sempozyumdan çıkacak sonuçlar, İstanbul Üniversitesi ve Keimyung Üniversitesi ilişkilerini de ayrıca daha da güçlendirecektir. Bu iki üniversite arasında devam edecek ilişkiler, Türkiye-Kore ilişkilerine de olumlu yansıyacaktır. Bu da Türkiye ile Kore arasında iletişimin ve ilişkilerinin tartışmasız bir şekilde temelini oluşturacaktır. Bölge ülkelerinin, özellikle Türkiye ile Kore ilişkilerinin, İpek Yolu coğrafyasında barışçıl bir dünyanın oluşturulmasında da itici güç olacağına inanıyorum. Ayrıca Keimyung Üniversitesi'nde Kore-Türkiye dostuk odası açtık. Bu odanın bir duvarı Türkiye Büyükelçiliğinin hediye ettiği Türkiye ile ilgili kitaplarla dekore edilmiştir ve bu odada Türkiye ile ilgili ürünler sergilenmektedir. Eğer Kore'yi ziyaret edecek fırsatınız olursa mutlaka uğramanızı isterim. Sizler için Kore-Türkiye dostluk odasının kapılarını sonuna kadar açacağım.''
-"Türkiye, İpek Yolu coğrafyasında etkili"
İstabul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Fikret Turan ise Orta Çağ'da, Orta Asya ile Avrupa arasındaki ticaretin, kültürel değişimin can damarı olduğunu söyledi.
Tarih boyunca Türklerin İpek Yolu coğrafyasında yoğun bir şekilde yaşadığını ve etkili olduğunu anlatan Turan, şöyle devam etti:
''Zira İpek Yolu, Kore ve Çin'den başladıktan sonra Türklerin yaşadıkları ve siyasi olarak hakim bulundukları Buhara, Kaşgar, Semerkant, Hive, Taşkent, Horasan Erzurum'a kadar devam eder. Ve bu şehirler hakim durumlarını yüzyıllarca sürdürmüşlerdir. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü olarak Keimyung Üniversitesi ve Türk Ocağı İstanbul Merkezi ile birlikte hazırladığımız İpek Yolu Sempozyumunda, İpek Yolu'nun geçtiği şehirlere ve ülkelere etkisini, dünya ticareti için önemini tartışacağız. Bu sempozyumun ekonomi, uluslararası ilişkiler ve tarihe büyük bir katkı sunacağına inanıyoruz. Kültürel etkileşimlerin her zamankinden daha hızlı yaşandığı günümüze, yeni ufuklar kazandıracağına da inanıyoruz. Ayrıca, Türkiye-Kore ilişkilerine büyük bir katkı sağlayacaktır.''
Kore'nin din, kültür ve ekonomi olarak Çin ve Japonya'ya benzer ve onlarla haşir neşir bir toplum olarak değerlendirileceğini söyleyen Prof. Dr. Turan, şunları söyledi:
''Kore ile Türk insanının doğrudan teması 1950'de başlayan Kore savaşında Birleşmiş Milletler (BM) gücü saflarında savaşa giren Türkiye'nin Kore'ye gönderdiği 5 bin kişilik Türk Tugayının subayları, memurları ve askerleri aracılığı ile olmuştur. 1950 sonrası Türk insanının zihnindeki Kore ve Kore kültürü algısı, esas olarak Kore'de çarpışan Türk askerlerinin mektupları, savaş anıları ve savaş hakkında yazılmış gazete haber ve yorumları, film, roman ve halk aşıklarının şiirleri aracılığı ile oluşmuştur. Güney Kore, hızlı gelişen modern, genç ve dinamik bir toplumdur ve bir çok aydının gözünde Türkiye'nin örnek alması gereken bir ülkedir.''
-"İpek Yolu yeni bir medeniyet ortaya çıkaracak"
Türk Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı Dr. Cezmi Bayram da Türk Ocakları olarak bu sempozyumda yer almalarının en önemli nedeninin, Türk tarihinde önemli bir yeri olan Kore ile gerçekleştirilmesi olduğunu söyledi.
Bayram, Milli Mücadeleden sonra Türk askerlerinin ilk defa Kore için savaştığını, hatta Kurtuluş Savaşın'dan sonra Türkiye'nin ilk kez Kore'de şehit ve gazi verdiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Kore ile ilgili hatıralar, Türk halkının zihninde önemli bir yer işgal etmiştir. Bu Kore hatıralarının bir de Kore tarafı var. Oralarda da güzel intibalar olduğunu biliyoruz. Bundan birkaç yıl önce tanıdığım bir Koreli, Kore'de savaşan Türk askerleri ile ilgili hatıralarını anlatarak, 'eğer Türk kanunları uygun olsa Türk vatandaşı olurdum' dedi. Bu müşterek hatıralar Kore ile ilişkilerimizi kolaylaştıran, zenginleştiren hususlardır. Çatışma, savaş ve gözyaşının olduğu bir dünyada, yeni bir medeniyet tasavvuru oluşturma konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz. İpek yolu böyle bir medeniyetin ortaya çıkmasını sağlayacak bir işbirliğinin önemli bir unsuru, önemli bir fikridir. Bu bölgedeki insanlar, İpek Yolu projesi çerçevesinde bir araya gelecekler, kültür, medeniyet ve iktisat meselelerini halledecekler. Yeni bir medeniyet, bu ülkelerin müşterek çabalarıyla ortaya çıkacak.''
Gülsüm İncekaya - AA