İzmir Arkeoloji Müzesi "Göremediklerinizi Göreceksiniz" projesi çerçevesinde, nisan ayında da Arkaik dönemden kalma tören kapları sergilemeye başladı.
İzmir Arkeoloji Müzesi "Göremediklerinizi Göreceksiniz" projesi kapsamında Nisan ayının konukları, Antik Mısır’da sonsuzluğun da sembollerinden biri olan fayanstan yapılmış koku kapları.
Eski İzmir Bayraklı Höyüğü ve Phokaia Athena Tapınağı’ndan ortaya çıkarılan insan figürlü koku kapları sıra dışı formları, etkileyici sarı, yeşil ve kahverengi renkleriyle, Arkaik Dönemde Mısır Kültürünün İonya’ya sunduklarını şimdi sizlere tanıtmaya hazır.
Ayak parmaklarının üzerine çömelmiş vaziyette, bacakları arasında bir depolama kabı tutan bu koku kaplarının form detayları da en az işlevi ve ait oldukları kültür kadar çarpıcı ve gizemli. Bu tip kaplar, biri figürinin başında diğeri önlerinde tuttukları kabın üzerindeki kurbağa figürininde olmak üzere iki akıtacağa sahiptir. Bu dini tören kaplarının değerli yağlar veya belki de Nil suyu için kullanıldığı düşünülmektedir. Başlardaki palmiye tacının Nil’in taşmasını karakterize eden Hapi’yi, depolama kabı üzerindeki kurbağa da Nil’in taşması ve ardından çekilmesi ile birlikte geride bıraktığı balçıkta bereketi müjdeleyen kurbağayı yani bereket tanrıçası Heket’i sembolize ettiğine inanılır.
Kadim Mısır kültürünün oluşmasının ve kurak çöl topraklarından bir dünya medeniyeti doğmasının şüphesiz en temel karakterlerindendir Nil Nehri. Kuraklığın yok ediciliğine karşı yaşamı var edendir. Antik Mısır panteonunda Nil nehrini temsil eden tanrı Hapi’dir. Tıpkı Nil gibi, yaşamın, doğurganlığın, bereketin tanrısıdır. Nil nehrinin taşmasını sağlayarak tarım topraklarının bereketlenmesine aracılık ettiğine inanılır. Nil nehrinin taşkınlarla gelişi aynı zamanda Hapi’nin gelişidir. Nil’in suyuyla getirdiği bereket Hapi’nin bereketidir.
Smyrna Bayraklı Höyüğü’ndeki Athena Tapınağı ve Phokaia Athena Tapınağı’ndan gelen bereket, yeniden doğum ve doğurganlıkla ilişkili Hathor, Bes, Hapi ve Heket'in sembollerinin bir arada kullanıldığı bu ritüel kapları, olasılıkla Mısır’da Nil Deltası’ndaki Naukratis’te üretilmiş, MÖ. 7. yüzyıl ortası ile 6. yüzyıl başlarında Mısırla İonya arasındaki ilişkiler sonucu bu topraklara ulaşmış olmalı.