Kazakistan’da, 1.500 yıllık bir mezarda gerçekleştirilen arkeoloji kazısında, Göktürk hanının bilinen en eski tasvirlerinin yer aldığı iki altın süs eşyası keşfedildi. "Göktürkler, bölgede yaklaşık üç yüzyıl boyunca iskan eden, Türkçe konuşan halklardan oluşan göçebe bir topluluktu" diyen Kazak arkeologlar, "bulunan kemer tokalarında görkemli bir tahtta oturan hükümdar tasvir ediliyor" yorumunda bulundular. Arkeologlar tasvir edilen kağanın, Aşina klanının bir üyesi olduğunu tahmin ediyorlar.
Doğu Kazakistan’da Eleke Sazı Göktürk Mezarlığında süren arkeolojşi kazılarında iki altın toka bulundu. Kazakistanlı arkeologlar, 1.500 yıllık bir mezarda, Göktürklerin büyük hanı veya kağanının bilinen en eski tasvirlerinin yer aldığı iki altın süs eşyası keşfettiler. Her iki eşyada altından kemer tokası ve üzerinde aynı kağanın tasviri yer alıyor. Tokalardan biri diğerine nazaran daha hasarlı, ancak yüzeyinde daha fazla ayrıntı ter alıyor.
Eleke Sazy'daki keşifler İslam Öncesi Türk Sanatı ve Arkeolojisi Açısından Çok Önemli
Eleke Sazy, Doğu Kazakistan bölgesinin Tarbagatay ilçesinin idari sınırları içerisinde yer alan bir vadinin adı. Eleke Sazy Vadisinde 2016-2018 yılları arasında yapılan arkeoloji çalışmalarında en eskisi M.Ö. 9. yüzyıldan kalma geniş bir zaman dilimine tarihlenen 300'den fazla kurgan ortaya çıkarıldı. 7. yüzyıla ait Batı Türk Kağanlığı'na ait anıt kült kompleksi alanda bulunan en önemli keşif sayılıyor. Eleke Sazı, Türk Kağanlığı'nın Moğolistan dışında günümüze kadar tespit ettiği ilk ve tek anıt kült kompleksi olması nedeniyle İslam Öncesi Türk Sanatı ve Arkeolojisi açısından önemli bir keşif. Eleke Sazy'de 2019 yılında yapılan arkeolojik çalışmalar ve kazılar sonucunda Türk Kağanlığı'nın anıt kült kompleksinin mimari planının özelliklerine ilişkin önemli bilgiler elde etmek mümkün olmuştur. Anıt kült kompleksi tapınak, tören yolu ve doğu kısmında yer alan ek yapılardan oluşmaktadır. Ayrıca aynı külliyeden granitten yapılmış bir Türk Kağanının tüm özelliklerini taşıyan heykel de büyük önem taşıyor
Kazakistan Arkeoloji Enstitüsü’nden arkeolog Zainolla Samashev ve meslektaşlarının 2016’dan beri kazıları sürdürdüğü Eleke Sazy bölgesi, Kazakistan’ın Çin, Moğolistan ve Rusya sınırına yakın bir bölgede yer alıyor
Alanda bulunan altın tokalar bir kağanın görkemini tasvir ediyor
Kazıyı yöneten Kazakistan Arkeoloji Enstitüsü’nden arkeolog Zainolla Samashev, “Gösterişli altın tokalar, kutsal bir tahtta görkemli bir şekilde oturan ve etrafı hizmetkarlarla çevrili taçlı hükümdarı tasvir ediyor.” diyor.
Altıncı yüzyıla ait Göktürk mezarı, muhtemelen Eski Türk dilinde bir “tegin” veya “prens” olan bir asilzadenin kalıntılarını barındırıyor. Bu kişinin mezar alanı yedinci yüzyılda ölen adamı tanrılaştıran bir kült anıt kompleksine dönüşmüştü.
Samashev, kağanın kraliyet Aşina kağan (Eski Türkçede egemen anlamına geliyor ve han kelimesinin kökeni) klanına ait olabileceğini düşünüyor.
Aşina klanı, beşinci ve sekizinci yüzyıllar arasında orta Avrasya Bozkırlarında iki Türk devleti kurdu ve Uygurlar olan başka bir Türk grubu tarafından fethedilinceye kadar hüküm sürdü.
Kağan’ın yakıldığı mezarın merkez odasında iki altın levha bulundu. Bunlardan biri kremasyon (ölü yakma) ateşinden dolayı ağır hasar görmüştü.
Yaklaşık 3,7 santimetre çapındaki kemer tokalarının her ikisi de, bir kemerin iki ucunun tabanındaki bir delikten geçirilerek belden aşağıya sarkan bir tür kemer tokası gibi görünüyor. Samashev, bu tür tokaların Türk toplumunda bir güç simgesi gibi göründüğünü ve takan kişinin yüksek statülü bir kişi olduğuna işaret ediyor olabileceğini söylüyor.
Kağan her iki plakanın ortasında gösterişli bir taç takmış ve iki at tasvirli bir tahtta oturmuş olarak gösterilmiş. Yanında bir tabak ve bir kaseden yemek sunan diz çökmüş iki hizmetçi var. Samashev, bunların Göktürk halkının bir kağanının ve muhtemelen büyük kağanın kendisinin doğrulanmış en eski tasvirleri olduğunu söylüyor.
Plakaların oraya gömülen tegin tarafından takılıp takılmadığı bilinmiyor. Bunlar, kutsal törene katılmanın bir yolu olarak ölü yakma uygulaması sırasında onları bırakan yardımcıları tarafından takılmış olabilir.
Kazılarda görev alan Ankara Üniversitesi arkeologlarından Serhan Çınar, mezar alanının muhtemelen insanların tegin ve Göktürk inanışlarına saygı göstermeleri için sosyal ve kültürel bir merkez olarak geliştiğini söylüyor.
“Eleke Sazy’daki anıt kompleksi… manevi ve ideolojik, dini ve felsefi yönelimleriyle birlikte eski Türklerin tarih arenasına girişiyle bağlantılı.”
Samashev, kompleksin taş ve topraktan yapıldığını, yaklaşık 90 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğinde olduğunu, iki ana bölümün her birinin avlu duvarıyla çevrili olduğunu söylüyor.
Eleke Sazy bölgesinde silahlar da dahil olmak üzere birçok başka eser bulundu; altın, gümüş, demir ve bronzdan yapılmış nesneler; atlar için ekipmanlar ve kaya kristalinden yapılmış bu muska/
Sitede yüzlerce başka eser bulundu. Arkeologlar altın plakaların yanı sıra gümüş, demir ve bronzdan nesneler de ortaya çıkardılar; silahlar; atlara yönelik ekipman kalıntıları; ve kaya kristalinden yapılmış bir muska.
Live Science - arkeofili.com