İzmir'deki Yeşilova Höyüğü'ndeki kazılarda elde edilen buluntular, 8 bin 500 yıl önce en gözde rengin hematitten elde edilen "kırmızı" olduğunu ortaya koydu.
İZMİR: Anadolu'nun tarihi en eskiye dayanan kazı alanlarından İzmir'deki Yeşilova Höyüğü'ndeki kazılarda elde edilen buluntular, 8 bin 500 yıl önce en gözde rengin hematitten elde edilen "kırmızı" olduğunu ortaya koydu.
Yeşilova Höyüğü Kazı Başkanı Prof. Dr. Zafer Derin; Yeşilova Höyüğü'nde İzmir kentinin 8 bin 500 yıl öncesinden başlayarak 5 bin yıl öncesine kadar iki farklı sürecine, yani hem savaş hem de barış sürecine ilişkin bulgular elde ettiklerini belirtti.
Yeşilova Höyüğü kazılarında çanak çömlek, taş alet gibi birçok şey bulduklarını, onlar vasıtasıyla binlerce yıl önceki yaşamı anlamaya çalıştıklarını dile getiren Derin, "Elde ettiğimiz bulgularla insanın yaşamını anlamaya çalışıyoruz. Onu kullanan insan neden o aleti yapmış, hangi kaynakları kullanmış, hangi topluluklarla ilişkiye geçmiş, neresi ile ticaret yapmış bunu öğrenmek istiyoruz." dedi.
"Kaplar ve takılardan moda anlaşılıyor"
Modayı daha çok kaplar ve takılardan anladıklarını ifade eden Derin, elbiselerden ve dokumalardan ancak "iz" halinde kalıntılar bulunduğunu söyledi.
Derin, çanak ve çömlek ile takının bugün olduğu gibi o gün de modayı yansıttığını kaydederek, şu bilgileri aktardı:
"8 bin 500 yıl önce evlerde kullanılan kaplar modadır, takılar modadır. Bunu anlamaya çalışıyoruz. Doğal taşları kullanarak, nesneleri kullanarak takı yapıyorlar. Bu takılar kadınların beğenisini kazanıyor. Çanak çömlek üretirken kullandıkları modeller, formlar da modadır. Çünkü bakıyoruz, çok uzak noktalarda da aynı formlar kullanılıyor. Renkler açısından da öyle. Nasıl bir ara çelik tencere modaydı, o dönemde birbirlerinin evinde çelik tencere gören kadınların beğendikleri nesneleri kendi evleri için de ürettiklerini görüyoruz. Özellikle kırmızı ve pembeyi çok seviyorlardı."
"Evlerin duvarlarını, tavanlarını süslüyordu"
Kırmızı rengin 8 bin 500 yıl önce "ateş" ve "kan" ile özdeşleştiğini belirten Derin, "barış" anlamına da gelen bu rengin o dönemde evlerin duvarlarını, tavanlarını süslediğini anlattı.
Herhangi bir buluntu olmamasına rağmen kırmızının elbiselerde de kullanıldığını tahmin ettiklerini söyleyen Derin, şöyle konuştu:
"Hasta olduklarında kırmızı boyayı vücutlarına da sürdüklerini düşünüyoruz. Çünkü boya olarak vücutlarına sürülebilecek nitelikte kırmızı hematit boyası. Hematiti doğadan elde ediyorlar. Doğal hematit kaynaklarının kırmızı rengi verdiğini öğrenmişler, deneyerek öğreniyorlar. Başka yerlerden alıp getirebiliyorlar. Bu dönemde yoğun kültürel ilişki de var. Bir taraftan Kapadokya bölgesi ile bir taraftan Yunan adalarıyla ticaret yapıyorlar."
Derin, Yeşilova Höyüğü'ndeki Neolitik Köy'de buluntuların benzerlerini sergilediklerini ve ziyaretçilerini o günlere götürmeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ege Üniversitesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bornova Belediyesi tarafından desteklenen Yeşilova Höyüğü kazılarda bulunan 5 bin yıllık şakak kemiğinde ABD'nin Boston Üniversitesindeki araştırmacılar tarafından DNA örneğine rastlanmıştı.
DNA'nın incelenmesi sonucu Anadolu'nun tarihine ilişkin önemli bilgilere ulaşılabileceği belirtiliyor.
Efsun Yılmaz