Hürriyet Yazarı İhsan Yılmaz, "Kız Kulesi İstanbul’u görecek" başlıklı yazısında İstanbul’un simge yapılarından Kız Kulesi’nde süren restorasyon çalışmalarının amaç ve hedeflerini açıkladı. İşte o yazı ve Kız Kulesi Müzesi müjdesi:
Kız Kulesi İstanbul’u görecek Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul’un simge yapılarından Kız Kulesi’nde tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmalarından birini sürdürüyor. Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı ve mimar Han Tümertekin danışmanlığında, geçen kasımda restorasyona alınan Kız Kulesi’ni Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı ve mimar Tümertekin ile gezdik. Kale avlusu bölümüne 1990’lı yıllarda eklenen çelik çatı ve asma kat sökülmüş. Kule, 2023 başında tamamlanması beklenen restorasyon çalışması sonrasında müze olarak ziyarete açılacak.İstanbul, siluetini tamamlayan simge yapılarından Kız Kulesi’ni bir süredir göremiyordu. Geçen kasım ayında etrafına bir iskele kurulmuş ve üzeri Kültür ve Turizm Bakanlığı logolu ‘Kız Kulesi gözlerini yeniden açıyor’ yazan bir perde ile kapatılmıştı. Bakanlık, İstanbul’un tarihi ile bütünleşmiş en önemli yapılarından Kız Kulesi’nde kapsamlı bir restorasyon çalışması başlatmıştı.
Perdenin arkasında neler olup bittiğini pek çok İstanbullu gibi ben de merak ettim ve geçen hafta Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı ile projenin danışmanlarından mimar Han Tümertekin eşliğinde Kız Kulesi’ni gezdim.
İşte bugüne kadar yapılan çalışmalar ve perde açıldığında göreceğimiz yeni Kız Kulesi’nin detayları.
- Koruma kurulu onaylı projeler doğrultusunda Bakanlığın denetiminde devam eden çalışmanın genel amacı yapıya sonradan eklenen ve yapının orijinal karakterine uygun olmayan eklerinden arındırılması ve özgün detaylarına yeniden kavuşturulması. Restorasyon projesinde mimar Han Tümertekin dışında Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı da danışman olarak görev yapıyor.
- Georadar çalışmaları sırasında içinde boşluk gözlemlenen özgün duvarların enjeksiyon yöntemiyle güçlendirilmesi büyük ölçüde tamamlandı.
- Yapının tarihi beden duvarlarının paslanmaz çelikten görünmez gergilerle güçlendirilmesine yönelik boşlukların karot kesim çalışmaları başladı. Yapıya 90’lı yılların sonunda eklenen cephelerdeki özgün olmayan çelik kuşaklar da yapıdan uzaklaştırılacak.
- Restorasyon işinin önemli bir kısmını 1940’larda yapıya eklenen betonarme bölümlerin sökümü oluşturuyor. İlk etapta güçlendirilerek korunması planlanan bu bölümlerde işin başlamasıyla birlikte yapılan incelemeler sonucunda, içinde deniz kabuklarına rastlanan beton malzemenin deniz kumu kullanımı, harcın elle hazırlanması, tasarımdaki hata ve eksiklikler ile 80 yıl önce imal edilmesi nedeniyle özelliğini kaybettiği, nervürsüz demir donatıların aşırı korozyona uğradığı ve bayrak direği de dahil çatlaklara sebep olduğu görüldü. Bu durum danışman hocaların raporları doğrultusunda betonarme kısımların yapıdan uzaklaştırılması yönünde karar alındı.
- Yapıdan şu ana kadar uzaklaştırılan betonarme kütle toplam 310 ton, bununla birlikte yaklaşık 170 tonluk bir betonarme kütle daha yapıdan uzaklaştırılacak. Böylece yapıdan yaklaşık 500 ton betonarme uzaklaştırılmış olacak. Bu bölümler onaylı projeler doğrultusunda yığma ve ahşap olarak özgün haline kavuşacak, yapı depreme daha dayanıklı hale gelecek.
Sana Kız Kulesi’nden baktım İstanbul
Kız Kulesi güçlendirilirken betonarme eklerinden arındırılıp özgün malzemeler kullanılarak bir ziyaret alanına dönüştürülüyor. Tekrar kullanıma açılacak olan avluda eskiden nöbetçilerin dolaştıkları ‘seyirdim’e ulaşan merdivenler yer alacak. Böylece ziyaretçiler İstanbul’u daha önce görmedikleri bir yükseklik ve açıdan seyredebilecekler. Yapılan yeni mekânsal düzenleme ile daha önce İstanbul’un seyrettiği Kızkulesi’nden artık İstanbul seyredilecek.
- Çalışmalarda yapının çevre zemininde süreklilik arz eden çatlaklar tespit edildi. Özellikle kuzey yönünden adaya gelen dalgaların, ada çevresine daha önceden yapılan ve günümüzde yetersiz kalmış olan anroşmanları (dolguları) ve ince malzemeyi sürükleyerek söz konusu çatlaklara neden olduğu görüldü. Zeminin yapıya zarar verebilecek durumuyla ilgili çalışmalarla adanın çevre tahkimatının yapılması ve iskelelerinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar da devam ediyor.
- Bayrak direğinin balkon katından başlayıp kubbe üst kotuna kadar olan kısmı metal olarak imal edilecek. Külah dışında kalan üst bölümü için dış koşullara dayanıklı yapıya ilave yük aktarmayacak alternatif malzemelerle yapılması üzerinde çalışılıyor.
- Sökülen bayrak direğinin üzerinde bulunan bakır alemin konservasyon çalışmalarına devam ediliyor. Çalışmalar sırasında alem üzerinde altın varak kalıntıları tespit edilmiş olup alem yeniden altın varakla kaplanacak.
- Adaya giden temiz su ve elektrik hatları yenilenecek.
PROF.DR. FERİDUN ÇILI: DAHA SAĞLAM DAHA ÖZGÜN
- KIZ Kulesi yapısı bir kale ve köşesindeki bir kuleden oluşmaktadır. Geçmiş yıllarda kalenin üstü bir çelik çatı ile kapatılmış ve eğlence mekânı olarak kullanılagelmiştir. Yığma kargir bir yapı olan kulede teras kotu üstünde kalan ve özgününde ahşap iskeleti olan bölümü betonarme olarak yeniden oluşturulmuştur. Gerçekte yığma kargir bir yapının üstüne betonarme bir yapı konulması mühendislik ve restorasyon ilkelerine aykırıdır. Nitekim teras kotu üzerinde kalan betonarme iskeleti bölüm, donatı korozyonu nedeni ile niteliğini yitirmiş ve özgün yığma kargir bölümün üstünde, yapı ile sürekliliği olmayan, ayrık bir yapı duruma girmiştir. Düşeyde malzeme ve taşıyıcı sistem olarak sürekliliği olmayan bir yapının düşey ve özellikle yatay deprem yükleri altındaki dayanımı son derece yetersizdir. Bu ilkeden hareketle kulede yapılmaya çalışılan iş, konsol kotu üstünde kalan betonarme bölümün özgününde olduğu gibi ahşap iskeleti olarak yenilenmesi ve yapının düşeydeki sürekliliğinin sağlanmasıdır.
Bu arada kale duvarlarında zaman içinde yok olan ahşap hatıllar da paslanmaz çelik elemanlarla yenilenecektir. Restorasyon, yenileme ve güçlendirme işi tamamlandığında Kız Kulesi yapısı, her türlü yüklemeye dayanıklı, özgününe yakın biçime dönüşecek ve ziyarete açılacaktır.
PROF.DR. ZEYNEP AHUNBAY: GELENEKSEL MALZEME VE TEKNİKLER KULLANILACAK
- KIZ Kulesi İstanbul’un simge yapılarından biridir. Onun biçim ve anlam olarak yaşatılması yanında, taşıyıcı sisteminin güvenliği, geleceğe hasarsız aktarılması da önemlidir. 1940’lardaki yenileme çalışmaları sırasında ne yazık ki çizim ve fotoğrafla belgeleme yapılmamıştır. Dolayısıyla yapım teknikleri konusunda aynı dönem yapıları üzerinde araştırmalar yürütülmüş, değişik kurumların arşivleri, fotoğraf albümlerinden sağlanan veriler yardımıyla, kaldırılacak olan betonarme kısımların yeniden yapımı ile ilgili restitüsyon ve restorasyon projeleri geliştirilmiştir.
KRAL KIZINDAN ‘ŞİİR CUMHURİYETİ’NE
- Kız Kulesi ile ilgili anlatılan efsanelerden en bilineni; kral ve kızının hikâyesidir. Bir falcı tarafından kızının yılan sokması nedeniyle öleceği hakkında uyarılan kral, kızını koruyabilmek adına Salacak açıklarındaki kayalıklar üzerine kız kulesini inşa ettirir ve kızını bu kuleye yerleştirir.
Kral kızına belli vakitlerde sepet içerisinde çeşitli yiyecekler gönderir ve bir gün meyve sepetinin içine gizlenen yılan kralın kızını zehirleyerek ölmesine neden olur.
- Kulenin gerçek hikâyesi ise MÖ 5. yüzyılda başlıyor. Bugün kulenin bulunduğu adacıkta bir gümrük noktası oluşturulmuş ve Karadeniz’den gelen gemileri denetlemek ve vergi almak amacıyla bir kule inşa edilmiş.
- 12. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru I. Manuel Komnenos tarafından adacıkta bir savunma kulesi inşa ettirilmişti. Bu kule ile Sarayburnu’nda Mangana Manastırı’nın yanında bulunan bir kule arasında bir zincir gerilerek gemilerin Boğaz’a giriş çıkışı kontrol altına alınmıştı.
- 1453 Fetih’ten sonra Fatih Sultan Mehmet buraya yeni bir kale inşa ettirdi. Kaleye bir nöbetçi birliği yerleştirildi. Bayramlarda ve padişahların tahta çıktıkları zaman sahil saraylarını ziyaretlerinde Kız Kulesi’nden top atışı yapılması gelenek haline gelmişti.
- 1660-1730 yıllarında ahşap kulenin kuzey bölümüne Sultan III. Ahmed’in Sadrazamı, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından Karadeniz ve Marmara’dan gelen gemilere geceleri yollarını göstermesi için fener konuldu. Bu tarihten itibaren kule, artık bir kale değil bir deniz feneri olarak hizmet vermeye başladı.
- 1830-1831 yılları arasında kolera salgınının şehre yayılmaması için karantina hastanesine dönüştürüldü. 1836-1837 yılları arasında 20-30 bin kişinin öldüğü veba salgını sırasında hastaların bir kısmı burada kurulan hastanede tecrit edilmiş, karantina ile salgının yayılması önlenmişti.
İstanbul Liman İdaresi’ne geçtiğinde fener işlevinin yanı sıra gaz deposu olarak da kullanıldı.
- 1959’da Kız Kulesi bir müddet radar istasyonu olarak kullanıldı. Deniz taşımacılığı seyrüsefer emniyeti için kulede akşamları ışık yakılmış, sisli havalarda da sis düdüğü çalınmış.
- 1992 yılı mayıs ayında kule, şairler tarafından bir dönem kullanılmış ve ‘Şiir Cumhuriyeti’ olarak ilan edilmişti.
- 1995-2000 arasında kapsamlı restorasyon sürecinin ardından turistik amaçlı olarak bir özel bir tesise kiralandı.
İhsan Yılmaz - Hürriyet