Balkan Savaşıyla kaybettiği topraklarda yaşayan Müslüman halkın göçü,İzmit ve çevresinden yaşayan Gayrimüslim sayısı sempozyumda dile getirildi.
KOCAELİ NÜFUSUNUN YÜZDE 12'Sİ RUM VE ERMENİ'YDİ
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “V. Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu”nda Pertev Mehmet Paşa Salonunda gerçekleşen günün ilk oturumunda Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Selvi, “Balkan Savaşı Günlerinde İzmit ve Çevresi” başlıklı bildirisini sundu. Haluk Selvi, bildirisinde Balkan Savaşları döneminde Karamürsel, Kandıra ve Gebze’de yaşanan olayları dinleyicilerle paylaştı. Çalışmasında Tanin Gazetesi ve Türk Yurdu Dergisinde dönemle ilgili yazıları inceleyen Selvi, basın gözüyle döneme nasıl bakıldığını aktardı.
AKMEŞE MANASTIRI ÖNEMLİ BİR DİNİ MERKEZDİ
İzmit ve çevresinden yaşayan Gayrimüslimlerin sayısın hakkında bilgi veren Prof. Dr. Haluk Selvi, “Balkan Savaşında en çok etkilenen şehirlerden biri İzmit ve çevresidir. Bu dönemde nüfusun %12’si Rum ve Ermeni’ydi. Akmeşe Manastırı önemli bir dini merkezdi. Ayrıca bölgede İki adet Protestan Mektep vardı. Savaşa kadar sorunsuz yaşayan halk Balkan Savaşıyla birlikte sorun yaşamaya başladı. İttihatçılar sorun çıkaran Ermenileri dönemin şartlarından dolayı görmezden geldi. Hatta Dâhiliye Nazırı tutuklu bazı Ermeni siyasi mahkumları serbest bıraktı. Mahmet Şefket Paşaya suikast düzenleyen bazı Ermeniler İzmit’e bağlı olan Sapanca Ormanlarında saklandı” dedi
İZMİT’TE KOLERA VE ÇİÇEK HASTALIĞI SALGINI GÖRÜLDÜ
Osmanlı Devletinin Balkan Savaşıyla kaybettiği topraklarda yaşayan Müslüman halk Anadolu’ya doğru göç etti diyen Prof. Dr. Haluk Selvi, “Bu göçten en çok etkilenen şehirlerden biri İzmit’tir. Göç ile birlikte İzmit’te Kolera ve Çiçek Hastalığı salgını görülmüştür. Yaşanan olaylar üzerine Hilali Amber Cemiyeti 1911 yılında İzmit’te kuruldu. Cemiyet kurulduğu andan itibaren yardım faaliyetlerine başladı. 1911 yılından toplanan yardımlar diğer yılların üç katı oldu” şeklinde sözlerine devam etti.
ÇENESUYU AVRUPA’DA OLSAYDI DÜNYANIN BİR NUMARALARI SUYU OLURDU
Balkan Savaşı yıllarında İzmit’te içme suyu sorunu olduğunu aktaran Haluk Selvi, bu sorunun Çenedağı’nda fıçılarla su taşınmasıyla halkın su ihtiyacının giderilmeye çalışıldığı söyledi. Selvi, “Su sorunun aşılması için boru hattı ihalesi yapıldı. Abdulbaki Fevzi’nin yazdığı ve Türk Yurdu Dergisinde yayınlan makalesinde Çenesuyu berraklığı ve tadıyla Avrupa’da olsaydı dünyanın bir numaraları suyu olurdu” dedi.
BEŞ BİLDİRİ SUNULDU
Oturumda ayrıca Yrd. Doç. Dr. Refik Arıkan, Prof. Dr. Nurfeddin Kahraman ve Mehmet Can Çetin, İzmit’i Ankara’ya Bağlayan Tarihi Yol Ağının İzmit-Geyve Arasının Tetkiki, Yrd. Doç. Dr. Yasemin Nemlioğlu Koca, Olbia, Astakos, Nikomedeia, İznikmid, İzmit: Tarihi Haritalarda Kocaeli, Yrd. Doç. Dr. Oğuz Polatel Orhan Gazi Gemici Vakfından Osman Gazi Köprüsüne İzmit Körfez Geçişi, Yrd. Doç. Dr. Halim Demiryürek Bilecik Şeyh Edebali Üniv. İzmit Sancağında Hayvanat-ı Ehliyyenin Durumu (1912) başlıklı bildirilerini sundu.
GÖÇMENLER KENTİ İZMİT
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlendiği Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi – Kültürü Sempozyumu’nda, Kocaeli’nin iç göç meselesi ve kaybedilen topraklardan kente yapılan nüfus yönelmesi ele alındı. Matrakçı Salonda gerçekleştirilen ikinci gün oturumlarının öğleden sonraki bölümünde 19. Yüzyıl belgelerinin ışığında Kocaeli iç göçü aktarıldı. Aynı zamanda oturum başkanı olan Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nedim İpek 1830-1840 yılların arasında Kocaeli’de İç Göç başlığında bir sunum yaptı. İzmit’in 1337’de Osmanlı hâkimiyetine girdiğini hatırlatan Prof. Dr. İpek, kentin sınırlarının hem Osmanlı ve hem Cumhuriyet dönemlerinde birçok kez de¬ğiştirildiğini kaydetti. Sancak dışından gelenlerin kasaba, köy ve çiftliklere yerleştiklerini kaydeden Prof. Dr. Nedim İpek, “Gerede’den gelip kasaba dâhilinde hamallık yaparak geçimlerini temin edenler mev¬cuttur. Keza bıçkıcılar geçici süre sancak dâhilindeki bıçkı atölyelerinde faaliyette bulunmuşlardır. Sancak dâhiline gelenlerin bir kısmı belirli bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönmüşlerdir. Bekâr olarak gurbete çıkanların bir kısmı sancak dâhilinde yerli bir kadınla evlenerek burayı kendisine mekân tutmuştur” dedi.
BULGARİSTAN’DAN KOCAELİ’NE GÖÇ
Oturumda kaybedilen topraklardan Kocaeli’ne yapılan göçler de ele alındı. Doç. Dr. Önder Duman, bu çerçevede “1950-1951 Bulgaristan Göçü ve Kocaeli Vilayeti “ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Kırım Savaşı, 93 Harbi, Osmanlı Yunan Harbi, Balkan Savaşları ve Cihan Harbi’nin etkileri nedeniyle Anadolu’ya kitlesel olarak yönelmelerin olduğunu anlatan Doç. Dr. Duman, Bul¬garistan’dan da bu süreçte önemli miktarda muhacirin Anadolu’ya geldiğini söyledi. Sunumda, Cumhuriyet dönemine gelindiğinde bu göç hareketliliği ivme kaybetmediğini ve 1980’lerin ortalarına kadar Bulgaristan’dan Türkiye’ye dönemsel olarak kitlesel göçlerin devam ettiği kaydedildi.
KOCAELİ’NE PAYINA 352 AİLE DÜŞTÜ
1950’den itibaren kitlesel bir göçün başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Önder Duman, yaklaşık iki yıllık süre içerisinde cereyan eden bu göç süreci sonunda Bulgaristan’dan Türkiye’ye 150 bin civarında göçmen bu süreçte Kocaeli Vilayetinin payına 352 aile düştüğünü ifade etti.
GÜNEY RUSYA’DAN GELEN NOGAYLAR
Oturumda ayrıca Sakarya Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Gülcan Memiş de Güney Rusya bozkırlarında hüküm süren Nogayların, Rusların izlediği baskı yönetimi sonucunda 19. Yüzyılda Anadolu’ya yönelik göçünü aktardı. Nogayların 1853-1856 Osmanlı – Rus Kırım Savaşı sonrasında, yaşadıkları toprakları terk ederek Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldıklarını anlatan Gülcan Memiş, Anadolu’daki bu yerlerden birinin de Kocaeli Sancağı olduğunu söyledi.
KOCAELİ’NDE POMAK VARLIĞI
Matrakçı Salondaki 8. Oturumun son sunumunu ise “Göçün ve Belleğin İzsürümü: Batı Trakya’dan Kocaeli’ne Bir Pomak Ailesinin Sözlü Tarihi” konusu ile Sinan Vardar yaptı. Vardar, Kocaeli’nde yaşayan Pomak kökenli bir Çavuşoğlu ailesini izleyerek çalışmasını şekillendirdiği söyledi. Vardar, “Ailenin göç hikâyesi, göçün zorluklarına ilişkin anlatıları içer-mesinin haricinde; Osmanlı dönemine, Yunanistan devlet politikalarına, Yunan İç Savaşı’na ve 1960 yılı itibarıyla başlayan Türkiye’ye yerleşim sürecine ilişkin hatı¬ralar barındırması bakımından da çarpıcı bir sözlü tarih kaynağı oluşturmaktadır” dedi.
BİN YEMEK ÇEŞİDİ BULUNAN KOCAELİ’DEKİ GASTRONOMİ POTANSİYELİ
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Türkiye’nin en büyük yerel tarih sempozyumunda Kocaeli’nin bir gastronomi kenti olduğunu dile getirildi. Kocaeli Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Ömür Alyakut, ülkemizde Gaziantep ve Hatay’ın 500’e yakın yemek çeşitliliği ile gastronomi kenti olarak bilindiğini ifade ederek, Kocaeli’nin sanayi kenti imajına rağmen 1000’e yakın yemek çeşidi ile bu şehirlerin arasına girdiğini aktardı.
Kocaeli Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Ömür Alyakut Kocaeli’nin zengin kültürel mozaiği, gastronomisine de yansıdığını belirterek “ Yöre gastronomi turizmi kapsamında çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaparak, çok sayıda turist çekmeye başlamıştır. Kocaeli’nin gastronomisindeki bu zenginlik; yörede yapılan yemek çeşitliliğine, yöresel yemek yarışmalarına, yörede yetişen gastronomi ürün festivallerine, yöresel ürünlerin servis edildiği küçük işletmelere ve gastronomi eğitimi veren okulların açılmasına katkı sağlamıştır. Bu anlamda Kocaeli gastronomisinin önemli bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir.” şeklinde konuştu.
KOCAELİ’NİN YEMEK ÇEŞİTLİLİĞİ
3 bin yıllık geçmişi bulunan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir olduğunu dile getiren Alyakut” Bu olgu Kocaeli’nin birçok farklı kültürün gastronomisinden etkilenmesini sağlamıştır. Manav, Göçmen, Balkan gibi toplulukların bulunduğu Kocaeli, yemek çeşitliliği dışarıdan pek bilinmemekle beraber şuanda 1000’e yakındır. Bu sayı da gastronomi kenti olarak bilinen Hatay ve Gaziantep’ten fazla” dedi. Beykent Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Kevser Aydoğdu ise Bizi Birleştiren Halka: Simit,Kocaeli Üniversitesi’nden Hüseyin Cahit Doğan ve Elif Bilge Doğan İklim Adlandırma Sisteminde Tarih, ve Mitolojik Karakter Kullanımı: Kocaeli Florası Örneği ve Kocaeli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden İzmit/Kocaeli Sancağı’nda Ermeni Mutfağı konularında bilgiler verdi.