Kolophon antik kenti İzmir İli, Menderes İlçesi, Değirmendere ve Çamönü köyleri arasında yer almaktadır.
Kolophon
Antik Smyrna (modern İzmir) kentini güneye Notion ve Ephesos’a bağlayan en kısa güzergâh Kolophon üzerinden geçmektedir. Antik kent verimli ovaya egemen, su kaynakları açısından zengin tepelik arazi üzerinde yer almaktadır. Bu alan kuzeyde Değirmendere Çayı, güneyde Çamönü Çayı ile sınırlandırılmıştır. Antik kentin ortasından ise Kabaklı Dere Çayı ve Kuru Çay akmaktadır.
Kentin çevresinde, 2 km kuzeyde bulunan Tahtalı Barajı’nın yanında yükselen Bakla Tepe’de Kalkolitik ve Tunç Çağ’a ait kalıntılar, bölgede Prehistorik Dönem yerleşimlerin varlıklarını göstermektedir. 1922 yılındaki kazılar sırasında açığa çıkarılan mezar buluntuları, şehrin Geç Tunç Çağı’nda (yaklaşık M.Ö. 1500-1150) yaşam alanı olarak kullanıldığını göstermektedir. Bahsi geçen kazılarda Geometrik Çağ’a ait tümülüs mezarları, 2000 yılında yapılan İzmir Müzesi’nin kazısında da Geometrik seramik ortaya çıkmıştır. İonyalılar bu bölgeye geldiklerinde (muhtemelen M.Ö. 9. veya 8. yy’da) Kolophon adıyla, 12 büyük İon kentinden biri olarak anılan yeni bir yerleşim yeri kurmuşlardır. Kentin M.Ö. 7. yy’da, Ephesos ve Smyrna kentleri gibi Lydia krallarının hâkimiyetine girdiği bilinmektedir (Herodotos I, 15). M.Ö. 546 yılından sonra diğer Batı Anadolu kentlerinde olduğu gibi Persler Kolophon’a da el koymuşlardır. Fakat bu kent için olumsuz bir durum yaratmamış tam aksine yeni zengin bir ticaret döneminin başlangıcı olmuş ve Kolophon sikke bastırmaya başlamıştır.
M.Ö. 302 yılında Batı Anadolu’ya el koymak isteyen Thrakya kralı Lysimakhos Kolophon’u ele geçirip (Diodorus 20,107) nüfusunun bir kısmını bu yıllarda yeniden kurulan Ephesos kentine taşınmaya zorlamıştır. Ancak bu durum Kolophon’un tamamen boşaltılmış ve terk edilmiş olması anlamına gelmemektedir. Kentin varlığının Hellenistik Dönem’de sürdüğünü kazılar sırasında bulunan yazıtlar ve özellikle sikkeler göstermektedir.
Gün ışığına çıkartılan çok sayıda Suriye (Seleukid) Kralı II. Antiokhos (M.Ö. 261-241) Dönemi sikkelerinden, Kolophon’un Kurupedion Savaşı’ndan sonra Seleukid Krallığı’nın bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. Kolophon, Roma İmparatoru Traianus (M.S. 98-117) Dönemi’nde kısa bir süre için, ondan sonra Caracalla Dönemi’nden itibaren (M.S. 211 - 217) daha uzun bir süre için tekrar sikke bastırmıştır, yani kentin varlığının muhtemelen geç antik döneme kadar devam ettiğini düşünmek gerekmektedir.
Sikkelerin verdiği bilgilere göre Kolophon M.Ö. 4. yy.’da büyük ve görkemli bir kenttir. Kentin savunma sistemini oluşturan surlar, M.Ö. 4. yy’a tarihlendirilmekte ve doğal kaya oluşumlarından da faydalanarak kenti çevreleyen tepeler üzerinde aralıklarla takip edilebilmektedir. Kentin güneybatısında yer alan ve Akropolis Tepesi olarak adlandırılan alan, kentin mimari yapılaşma açısından en zengin bölümünü oluşturmaktadır. Tepenin kuzeydoğusunda yer alan teras şeklinde bir düzlük üzerinde, iki galeri (stoa) ile kentin agorası yer almaktadır. M.Ö. 4. yy. başlarından itibaren kullanılan bu alanın güneydoğusundaki terasta ise önündeki sıra mekânlar ile Anadolulu ana tanrıça Meter’e ait bir kutsal alan (Metroon) bulunmaktadır. Yine aynı tepe üzerinde taşlarla döşenmiş yolların kenarında çok sayıda konut alanı bulunmaktadır.
At yetiştirme çiftlikleri ile meşhur olan Kolophon, hala çeşitli sanayilerde kullanılan “kolophonium” reçinesi ihracatı ile ünlü olmakla birlikte, ünlü felsefeci Ksenophanes, şair Mimnermos ve ressam Apelles gibi önemli kişileri de yetiştirmiştir.
Kaynak: İzmir Arkeoloji Müzesi
KOLOPHON (DEĞİRMENDERE- MENDERES) Kültür Bakanlığı
Kolophon İonia'nın en eski ve en önemli kentlerinden biri idi. Kent, M.Ö.7. yüzyılın sonunda ya da 6. yüzyılın başındayaşadığı bilinen İzmirli ya da bu kentin bir yerlisi olan, ozan Mimnermos'un bir şiirinde "Asya'nın büyüleyici kıyısı" üzerinde bulunan "sevimli Kolophon" olarak geçmektedir. Mimnermos aynı zamanda kentin Neleus'un öncülüğündeki Pyloslu göçmenler tarafından kurulduğunu belirtmektedir. İzmir, özünde bir Aeol kenti idi; sonradan belki de M.Ö. 8. yüzyılın ilk yarısında Kolophon'dan İonialıların gelişi ile, bir İon yerleşmesi olmuştur. Kolophonlular, topraklarının verimliliği ve denizcilikteki ustalıkları nedeniyle çok varlıklıydılar. Kentlilerin zenginliği, rahat yaşam biçimini aşırı lükse dönüştürdü. Zaman zaman lüks giysili ve misk kokusu sürünmüş olan binden fazla erkek agorada gezinirdi. Antik yazarların düşüncesine göre lüks yaşam, Kolophon'un gücünü yitirmesine neden olmuştur. Buna karşın, Kolophonlular, eskiden M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllarda savaşçı olarak ve özellikle binici olarak ünlü idiler.
Kolophon, sırası ile Lydia'nın ve Perslerin egemenliği altına girmiştir. Önce Gyges 7. yüzyılın ilk yarısında Kolophon'u ele geçirmiştir. Daha sonra kent, 6. yüzyılın ikinci yarısında Pers yönetimi altına girdiği zaman önemini kaybetmiştir. Onun yerine Notion'daki kıyı yerleşmesi, yani "güneydeki kent" gelişmeye başlamıştır. Kolophon'da Persler hüküm sürerken, Notion da bir süre için Atina tarafından yönetilmiştir. Thukydides Notion'un Kolophonlulara ait olduğunu belirtmektedir: Büyük İskender Anadolu'yu Pers egemenliğinden kurtardığı zaman iki kent bağımsızlıklarını yeniden kazandılar. Buna rağmen Lysimachos, Kolophonluları yeni kurulmuş bir kent olan Efes'te yaşamaya zorlamış, bunun üzerine de o zaman bazı Kolophonlular Notion'a taşınmışlardır. Böylece Kolophon çok zayıf bir duruma düşmüştür. Kolophon, Lysimachos'un ölümünden sonra 281 yılında yeniden inşa edilmiş ve Seleukoslar ile Attalosların yönetimi altında varlığını sürdürmüştür. Bu dönem sırasında Kolophon, "Arkaik Kolophon" yani "Eski Kolophon" olarak biliniyordu. Bu ününü de yitirdikten sonra Kolophon, yaklaşık 15 km. uzaklıkta, güneydeki Notion'a çekildi. Notion bundan sonra "Yeni Kolophon" ya da "Kıyıdaki Kolophon" olarak bilinmeye başladı. Her iki yerleşmenin gelişmesi, yeni Efes kenti tarafından büyük ölçüde engelleniyordu. Bu arada, 7. ve 6. yüzyıllarda parlak bir geçmişi olduğu bilinen Kolophon, önemini yalnızca Klaros'taki ünlü tapınak ile sürdürüyordu. Roma Çağında kent bağımsızdı ve asıl merkezi Notion'un akropolü içinde bulunuyordu.