Krizelefantin

Krizelefantin nedir?

Krizelefantin: Antikçağ heykelciliğinde altın ve fildişinin bir arada kullanıldığı teknik.

MÖ 6. yüzyıldan başlayarak özellikle yunan sanatında uygulanmış olan bu teknikte heykelin baş, kol, ayak gibi bölümleri, insan tenine yakın bir görünüm veren fildişi levhalarla, giysisiyse altın levhalarla oluşturulur ve çoğunlukla ahşap bir gövde üstüne tutturulur.

Gözlerin kemik ya da camdan yapıldığı krizelefantin heykellerde altının parlaklığı, heykele eklenen çeşitli boyalı öğelerle yumuşatılır.

Bilinen en eski örnek, Olympia'da bulunan, üstlerine altın levhalar çakıldığı anlaşılan gövde parçalarıdır.

MÖ 5. yüzyılda bu teknik tapınakların çok büyük boyutlardaki kült heykellerinde kullanılmıştır. Bu dev boyutlu heykellerin en ünlüleri, Pheidias'ın Parthenon için yaptığı Zeus heykelleridir.

Krizelefantin tekniğinin uygulandığı dev heykellerin büyük yüzeylerini kaplayabilecek genişlikte fildişi levhalar elde edebilmek için, büyük silindirik fildişi bloklarından uzunlamasına levhalar kesilir ve bunlar bir olasılıkla badem yağı ve sirke içinde bekletilerek yumuşatılır; daha sonra bu işlenmiş fildişi ve dövülmüş altın levhalar ahşap gövdeye giydirilirdi.

Taş heykellerin boyanması gibi bu tür heykellerde fildişi bölümler boyanarak bezenirdi.

Ünlü yunan heykelciler Pheidias, Polykleitos ve Alkamenes'in krizelefantin heykelleri günümüze ulaşmamış olmakla birlikte, sikkelerin üzerindeki betimleri ve küçük boyutlu Roma kopyalarından tanınmaktadır. Ayrıca Sikyonlu Kanakhos'un Sikyon, Thebai ve Olympia'da bu teknikte heykeller yaptığı bilinir.

Antikçağ'm öteki ünlü örnekleri arasında, Polykleitos'un Argos için yaptığı Hera heykeli (MÖ 422), Bryaksis'in Epidauros Asklepios Tapınağı'nda duran Thrasymedes heykeli, Leokhares'in Makedonya Kralı II. Philippos ve oğlu Büyük İskender heykelleri yer alır.

Bu tekniğin Mısır, Mezopotamya ve Girit'te de küçük boyutlu heykellerde uygulandığı bilinmektedir.


Benzer Haberler & Reklamlar