Kudüs'te Hristiyanların en mukaddes mekanı Kıyamet Kilisesi'nin içinde bulunan ve Hazreti İsa'nın defnedildikten sonra dirildiğine inandıkları kısım yenilendi.
KUDÜS: Kudüs'te Hristiyanların en mukaddes mekanı Kıyamet Kilisesi'nin içinde bulunan ve Hazreti İsa'nın defnedildikten sonra dirildiğine inandıkları kısmın restorasyon masraflarının 3'te birini dünyaca ünlü Türk müzik adamı ve Atlantic Records şirketinin kurucusu Ahmet Ertegün'ün eşi Mica Ertegün üstlendi. Yaklaşık 3 milyon avroya mal olan ve Atina Üniversitesi tarafından 9 ayda restore edilen mekanın açılışına, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan, Ürdün İçişleri Bakanı Galib el-Zuabi, Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi Gürcan Türkoğlu, Mico Ertegün ve çok sayıda Hristiyan din adamı katıldı. Kilisede hala Osmanlı fermanı geçerliHristiyan mezheplerinin mensupları arasında yaşanan Kıyamet Kilisesi'ne hizmet ederek sevap paylaşma kavgaları, çok sayıda kişinin ölümüne yol açıyordu. Osmanlı Devleti, Sultan III. Mustafa'nın saltanat dönemine denk gelen 1757'de bu çatışmaların önünü almak üzere mukaddes mekanlarda "statüko" ilan eden bir ferman çıkarmıştı. Bu fermana göre, kilisenin temizlik ve bakımı 4 Hristiyan mezhebi arasında eşit olarak paylaştırılmıştı. 1757'de çıkarılan fermanda mezhepler arasında mekanlar dağıtılırken, avluyu temizleme hakkı Ortodokslara, basamakları temizleme hakkı ise Katoliklere verilmişti. Kilisenin önünde bulunan avlu ve burayı yola bağlayan merdiven basamaklarını temizleme işi 1852'de Rum Ortodoksları ile Latin Katolik Kilisesi'nin birbirine girmesine neden olmuştu. Basamakların en altta olanı bir uçtan bakıldığında bariz bir şekilde basamakken, diğer bir uçtan bakıldığında net bir şekilde avlunun bir parçası olarak görülüyordu. Sultan Abdülmecid'in tahtta olduğu 1852'de temizlik sırasında bir gün mezhepler, "Siz bizim sevaplarımızı kapıyorsunuz" diyerek birbirlerine girince büyüyen çatışmalarda onlarca kişi öldü. İstanbul duruma vakıf olduğunda Sultan Abdülmecid bir ferman çıkararak Kudüs'teki mukaddes mekanlarda yeni bir "statüko" ilan etti.
"Kutsal mekanlara ben geleceğim, milimi milimine kimin nereyi temizleyeceğini ben belirleyeceğim. Bundan sonra da bir taşı yerinden oynatan kafasını yerinden oynatmıştır. Biline…" diye devam eden ferman, Kudüs'e ulaşır ulaşmaz kilisenin önündeki meydanda okunur. O sırada bir Ermeni papazı kilisenin ön cephesindeki pencerelerden birini, dayadığı ahşap bir merdivene basarak temizlemekle uğraşıyordu. Papaz fermanla derhal aşağı indirildi ancak merdiveni kaldırmak istediğinde hayır denilerek müdahale edildi. O günden itibaren Osmanlı'nın ilan ettiği statükonun devamının ifadesi olarak bu merdiven hala aynı yerde tutuluyor. Bugün halen Osmanlı'nın o zaman belirlediği mezhepler arası paylaşım yürürlükte ve 159 yıllık merdiven, pencerede bu statüko kanununun nişanı olarak duruyor. Kıyamet Kilisesi'nin açılış ve kapanışını da yine Hristiyanlar arası çatışmaları önlemek için Osmanlı'nın görevlendirdiği Kudüslü 2 Müslüman aile gerçekleştiriyor. AA Turgut Alp Boyraz