Anadolu kökenli prehistorik devre ait mermer heykelcik...
İlk buluntu yerlerinden biri olan Çanakkale Boğazı kıyısındaki Kilya Koyu’ndan adını alan Kilya figürinleri, Ege Prehistoryası’nın ilginç görünümlü plastik eserlerindendir.
Boyları genellikle 20 cm.’den kısa olan bu heykelcikler mermerden yapılmışlardır. Yassı bir gövde üzerinde penguen kanadını çağrıştıran kollara sahiptirler. Yassı gövdesine kıyasla oldukça hacimli kafa, bu tip figürinleri özgün kılmaktadır. Uzun bir boyunun üzerindeki bu kafada gözler minik birer çıkıntı şeklinde yapılıp ilginç bir biçimde ve bilinçli olarak yukarıya bakar durumda belirtilmiştir. Burun ve kulak tıpkı gözler gibi minik çıkıntılar şeklindedir. Ancak bazı örneklerde gözler ve kulak hiç gösterilmemiştir. Ağız belirsizdir. Ayaklar oldukça narin şekilde uzatılıp bazen parmaklar da belirtilmeye çalışılmıştır.
Tabaka kazısında bulunan eser sayısı az olmakla birlikte Kilya figürinlerinin Son Kalkolitik Çağ’dan başlayarak İlk Tunç Çağı başlarına kadar üretilmeye devam edildikleri anlaşılmaktadır.
Bu çalışmada Kilya tipindeki figürinlerin genel özellikleri anlatılmakta, bu tip figürinlerin de üretiminin yapıldığı bir atölye olduğu anlaşılan Kulaksızlar hakkında bilgi verilmektedir.
Kulaksızlar atölyesi, Manisa’ya bağlı Akhisar İlçesi’nin 16 km. güneydoğusunda yer alan Kulaksızlar köyünün yaklaşık 1 ila 1,2 km. güney batısında yer almaktadır. Kulaksızlar, taş ve mermer kaplar ile Kilya da dahil olmak üzere çeşitli tipteki figürinlerin yapıldığı bir atölyedir. Kulaksızlar’da Kilya tipi figürinlerin taslağından son haline kadar tüm aşamalarına ait örnekler, atıklar, hatalı üretimler ve üretimde kullanılan aletler saptanmıştır. Burada incelenecek iki figürin parçası da yöre halkı tarafından Kulaksızlar’da bulunarak araştırma ekibine telim edilmiştir1. Kulaksızlar’da gerçekleştirdiğimiz incelemeler sırasında yöre halkından çevre coğrafya hakkında bilgi edinilmeye çalışılmıştır. Edinilen bilgiler değerlendirildiğinde Kulaksızlar atölye sahası dışında, Kulaksızlar kadar yoğun olmamakla birlikte güneybatıya, Akselendi’ye kadar uzanan ovalık alanda da yağışlı geçen kış aylarında tarlalarda benzer eserlere rastlandığı anlaşılmıştır. Yöre halkının gösterdikleri arazilere gidilerek uzun süreli incelemeler yapılmış ancak olasılıkla mevsimin uygun olmaması nedeniyle benzer parçalar bulmak mümkün olmamıştır. Kulaksızlar’da günümüzde figürin gövde parçalarının bile güçlükle bulunduğu arazide 20 sene öncesine kadar sağlam durumda Kilya figürinlerinin toplandığı yöre halkı tarafından bildirilmiş ve bu duruma sebep olarak özellikle yurt dışına büyük meblağlar karşılığında bu eserlerin yasadışı satışının yapılması gösterilmiştir.
1995 yılında SİT alanı kapsamında koruma altına alınmış olmasına karşın bu atölyedeki en büyük tehlike bu tür faaliyetlerin engellenebilmesidir.
Arkeolojik çalışmalar sırasında oldukça ender rastlanan bu tür figürinlerin üretimin yapıldığının belgelendiği tek atölye olan Kulaksızlar’ın bulunduğu sahanın arkeolojik kazılarla günışığına çıkartılarak üretim teknik ve aşamalarının çok daha net bir şekilde anlaşılması gerekmektedir.
Araştırma Makalesi
Yazar: Engin AKDENİZ
Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Aytepe-Aydın-TR
Yayımlanma Tarihi: 1 Mayıs 2010
Yayınlandığı Sayı Yıl: 2010, Sayı 18
Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/pub/olba/issue/47145/593309