29 Kasım - 1 Aralık tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen 28. Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve Arkeolojik Kazılar Çalıştayı'nda, Türkiye'nin uzun yıllardır çözüm bekleyen Kültürel Miras, Müzecilik ve arkeolojik sorunlarının çözümü için önemli fikirler öne sürüldü.
29 Kasım - 1 Aralık tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen 28. Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve Arkeolojik Kazılar Çalıştayı'nda, Türkiye'nin uzun yıllardır çözüm bekleyen Kültürel Miras, Müzecilik ve arkeolojik sorunlarının çözümü için önemli
Türkiye'nin dört bir tarafında, müzelerimiz eliyle gerçekleştirdiğimiz kurtarma kazılarının bilimsel sonuçlarını paylaşıyoruz.
Çalıştay Katılımcıları
Prof. Dr. Mehmet Celal Özdoğan, Prof. Dr. Feriştah Alanyalı, Prof. Dr. Mustafa Beyazıt, Prof. Dr. Ertekin M. Doksanaltı, Prof. Dr. İzzet Duyar, Prof. Dr. Yavuz Selim Erdal, Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, Prof. Dr. Yaşar Erkan Ersoy, Prof. Dr. Musa Kadıoğlu, Prof. Dr. Metin Kartal, Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse, Doç. Dr. Hakan Öniz, Doç. Dr. Evangelia Pişkin, Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur, Dr. Öğretim Üyesi Önder İpek, Prof. Dr. Andreas Schachner, Prof. Dr. Yaşar Selçuk Şener, Prof. Dr. Yücel Şenyurt, Doç. Dr. Halil Tekin, Efes Müze Müdürü Cengiz Topal, Konya Müzesi Müdürü Ömer Faruk Türkan, Antalya Müzesi Müdürü Mustafa Demirel, Gaziantep Müzesi Müdürü Özgür Çomak, Alanya Müzesi Müdürü Seher Türkmen, Kocaeli Müzesi Müdürü Serkan Gedük, restoratör Eftal Kiraz, restoratör Ayşe Çorbacı, raportör Nadir Gülmüşkaya, raportör Gülseher Gürgen, raportör Gizem Alparslan Güzel,
Arkeojik Kazı Çalıştayı Kazılarda Elde Edilen Verilerin Değerlendirilmesi Belgeleme İlkeleri Grubu
Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, Prof. Dr. Yavuz Selim Erdal, Prof. Dr. Musa Kadıoğlu, Prof. Dr. Metin Kartal, Doç. Dr. Evangelia Pişkin, Ömer Faruk Türkan, Gizem Alparslan Güzel,
Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu açıkladı:
* Taşınmaz Mimari unsurlara yönelik üç boyutlu tarama ve dijital sistem ilkelerinin belirlenmesi ve veri tabanı oluşturulmasının yanı sıra dünyada örnekleri bulunan (İdig, Arachne iDAİ) belgeleme uyulamaları benzeri bir modülün hazırlanmasının yararlı olacağı ifade edilmiştir.
* Yeni yerli bir modül oluşturulmasından daha ziyade Anman Arkeoloji Enstitüsü ile bir protokol hazırlanması ve ortak çalışma yürütülmesi önerisi getirilmiştir.
* Öncelikle organik ve inorganik malzemelerin ayrımının yapılması ve insan, hayvan, bitki ve inorganik diğer kalıntıların korunmalarına yönelik gerek kazı alanları gerekse müze müdürlüklerinde söz konusu ayrım gözetilerek tedbirlerin alınması (soğuk alan, iklimlendirme) gerekmektedir. Ayrıca sualtı arkeolojik çalışmaları için belirli müze müdürlüklerine tuzdan arındırma ünitelerininin gerekliliği önerilmiştir.
* Yeni arkeolojik çalışmalarla (Cumhurbaşkanlığı kararnameli kazı çalışmaları, ilgili müze müdürlüğü tarafından yürütülen kazı çalışmaları ve yüzey araştırmaları (söz konusu eser grubuna öenm verilmesi ve araştırılmasının teşvik edilmesi gerekmektedir.
Arkeojik Kazı Çalışmaları Koruma İlkeleri Grubu
Prof. Dr. Yaşar Şener, Prof. Dr. Ertekin M. Doksanaltı, Prof. Dr. İzzet Duyar, Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse, Gaziantep Müzesi Müdürü Özgür Çomak, İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Laboratuvarı Müdürlüğü'nden restoratör Eftal Kiraz, Gaziantep Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürü Ayşe Çorbacı, raportör Nadir Gümüşkaya,
Prof. Dr. Yaşar Şener açıkladı.
* Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı resorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Müdürlüğü'ne ilişkin görev tanımlarının olduğu bir yönetmelik oluşturulmalıdır. BU yönetmelikte sadece görevli personelin değil aslında koruma ve onarım meslek alanında çalışacak kişilerin de tanımlanması beklenmektedir.
* Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı Restorasyon Daire Başkanlığına veya uygun görülecek bir daire başkanlığına bağlı bir "Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Danışma Kurulu" oluşturulmalıdır.
*. Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Danışma Kurulu, ilgili uluslararası sözleşmelerve Türkiye'dekş belirli koşullar için genel kabul görmüş mesleki standartlar temelinde, araştırmaların, kazıların, belgeleme ve konservasyon çalışmalarının hangi koşllar altına yapılacağının belirtildiği bir kılavuzun oluşturulmasını sağlamalı ve oluşturulan kılavuzun güncel koşullara göre belirli zaman dilimlerinde güncellenmesi gerekmektedir.
* Kazı tiplerine (dönemlere) göre genel standartların oluşturulmasına üniversiteler, kazı başkanlıkları, Bölge Laboratuvarları, özel şirketler gibi katılımcıların yer aldığı Danışma Kurulu denetiminde geniş çaplı komisyonların oluşturulması sağlanmalıdır.
* Yurtdışında uygulanan korumaya yönelik ilkelerin bir komisyon tarafından değerlendirilmesi ve ülkemizde uygulanabilirliği olan ilkelerin yasal düzeyde ülkemize entegre edilmesi sağlanmalıdır.
* Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun (yönetmelik değişikliği ile) yeniden yapılandırılması, kurul üyeleri arasına meslek profesyonelleri eklenerek, kurulun görev ve çalışma alanının genişletilmesi gerekmektedir.
* Koruma Kurullarında restoratör ve konservatörlerin üye olarak yer alması gerekmektedir. Ayrıca kurullarda yer alacak raportör uzmanların çeşitliliğinin ve sayılarının artırılması sağlanmalıdır.
* Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan veya çıkarılacak kültür varlıklarının korunmasında, yasal çerçeve ve iç hukuk düzenlemelerindeki sorunlar giderilmelidir.
* Kamu projesi yapılacak alanlarda korumaya yönelik çalışmaların gerekli şekilde yapılabilmesi için Bakanlıiımız ile ilgili kurumların doğru zamanda iletişime geçmesi (kurumlar arası iletişim) önem arz etmektedir.
Arkeojik Kazı Çalışmaları Arkeolojinin Toplumsallaştırılması Grubu
Prof. Dr. Yücel Şenyurt, Doç. Dr. Halil Tekin, Doç. Dr. Hakan Öniz , Dr. Öğretim Üyesi Önder İpek, Alanya Müzesi Müdürü Seher Türkmen, Kocaeli Müzesi Müdürü Serkan Gedük, raportör Gülseher Gürgen,
Dr. Öğretim Üyesi Önder İpek açıkladı.
* Arkeoloji zaman boyutu olan ve somut belgelerle kanıtlanabilen geçmişi araştıran bir bilim dalı olarak karşımıza çıkar. Özellikle bu yöntem arkeolojiyi insanlık tarihini konu alan tarih, dilbilim, sosyal antropoloji, ve sosyoloji gibi diğer bilimlerden farklı kılar.
* Zaman içinde arkeolojiye bakış açısının yanısıra kullanılan yöntemler de değişmektedir. Günümüzde arkeolojide insanlığn geçmişini daha iyi anlayabilmek için yeni yaklaşımlar geliştirilmektedir.
* 1950 ve 1960'ların etkisi altında Yeni Arkeoloji (Süreçsel Arkeoloji) akımın içinden gelen ve arkeolojinin tıkanıp artık sorunları aşamaz durumda olduğunu gören bir grup araştırmacı Postdüreçsel arkeoloji (Süreç sonrası arkeoloji) akımını oluşturmuştur.
* Bu yeni akım arkeolojide alt dalların "Kültürel Miras" , "Toplumsal Arkeoloji" ve "Toplum Eğitimi ve Müzecilik" gibi alanların doğmasına neden olmuştur.
* Buna parelel olarak Toplum Arkeolojisi 1970'lerde Amerika ve İngiltere'de neredeyse eşzamanlı olarak "kültürel kaynakların korunması" anlayışı ile birlikte ortaya çıkmıştır.
* Aslında mevcut olan arkeolojik kaynakların korunmasına yönelik bir ihtiyacın duyulması ve koruma polikalarının sadece arkeologlar taraından uygulanamayacağı öngörüsü üzerine kültürel mirasın korunması için toplumsal desteğin sağlanmasıdır.
* Toplum Arkeolojisi kültürel mirasın temel bir yapı taşı olup, arkeolojisi ve arkeolog ile yerel ve ulusal toplum arasında bir köprü görevi gördüğü için koruma politikalarının da vazgeçilmez bir unsurudur.
Halkı Bilgilendirme Bilgi Paylaşımı
Bu kapsamda,
Birey ve toplumun arkeoloji ile nasıl buluşturulacağı önemlidir. Bu nedenle arkeolojik çalışmalarla ilgili farkındalık oluşturulması, duyurulması ve bilgilendirilme yapılması elzemdir.
Yakın zamana kadar arkeolojik alanlarda yeterli koruma ve güzenlik önlemlerinin olmaması ve kaçak kazı olabilir endişesi gibi sebeplerden dolayı bulunan eserlerin gizli turulması arkeolojik kazıların halk nezdinde gizemli kalmasına ve kazılara şüphe ile yaklaşılmasına neden olmuştur.
Ayrıca arkeolojinin bilgisi olmayan insanlarda ilk akla getirdiği şey yasaklardır. Kriterleri bilmediği için insanlar, kendini mülkleri için korumacı, arkeolojik eserler için yok edici bir tutum içerisine girmektedir.
Eğitim Faaliyetleri
Farkındalık çalışmalarının en etkili ve kalıcı olduğu kitle çocuklardır. Koruma bilinci erken yaşta oluşmaya başladığından Milli Eğitim Müdürlükleri ile de iş birliği yapılarak mutlaka anaokulu ve ilkokuk düzeyindeki çocuklara yönelik faaliyetler önceliklendirilmelidir. Somut ve somut olmayan kültürel mirasa yönelik MEB tarafından müfredata eklenmek üzere hazırlık çalışmaları sürdürülen Milli Kültür Dersi'ne ve Arkeolojik ve Kültürel Mirasın korunması ünitesi eklenebilir.
* Ülke perspektifinde öğretmen, polis, jandarma, sahil güvenlik personeli, imamlar, yerel kanaat önderleri ve gazetecilere yönelik külütr varlıklarının korunması hakkında eğitim programları düzenlenmelidir.ü
* Kazı alanlarında arkeoparklar kurulmasının insanların yapılan çalışmaları üçüncü boyuttan anlamasını sağladığından ve görünür kıldığından faydalı olduğu düşünülmektedir.
* Arkeofestlerin toplum ve arkeolojinin kaynaşmasında önemli rol oynayacağı düşünülmektedir. (Maraş'ta sürdürülen Domuztepe Kazılar orneğinde olduğu gibi neolitik elbiselerin sergilendiği yarışmalar düzenlenebilir)
* Kültürel mirasın korunması konusunda yapılacak eğitm çalışmaları için müzelere "müze eğitimcisi" kadrosunun istihdam edilmesi önerilmektedir.