Tarihte "Hettah" olarak bilinen ve birçok tarihi esere sahip Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki eserlerin gelecek nesillere aktarılması için çalışma başlatıldı.
Kültür ve inanç turizmi açısından önemli yere sahip olan ve onlarca medeniyetin izini taşıyan Lice, 1517'de Osmanlı egemenliğine girdi ve 1871'de Diyarbakır'a bağlandı.
Halk arasında "Antak" tarihte de "Hettah" şehri olarak adlandırılan ilçe, Asur Kralları I. Tiglat-Pileser ve III. Salman Nassar'ın egemenliklerinin nişanesi olarak yaptırdıkları kabartma ve çivi yazıtların yer aldığı Birkleyn Mağaraları, Roma döneminden kaldığı ve 532 yılında Bizans İmparatoru I. Lustinianus tarafından onarıldığı tahmin edilen Antak Kalesi, Ashab-ı Kehf Mağarası, 4. Murat Hanı ve Çeper Kalesi'nin de aralarında bulunduğu günümüze ulaşan birçok tarihi ve kültürel mirası barındırıyor.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile DÜ'nün izni ve Lice Kaymakamlığının desteğiyle ilçenin tarihi ve kültürel eserlerinin gün yüzüne çıkarılması için çalışma başlattı.
Ortaçağ ve sonrasına ait mimari ve sanat eserlerinin tespiti ve yüzey araştırmasının ardından ilçenin kültür envanteri ortaya çıkarılacak, ilçedeki tarihi ve kültürel eserler gelecek nesillere aktarılacak.
İlçede 20 gün boyunca çalışma yürüten Yıldız, cami, kale, minare, kaya mezarı, çeşme, tünel, kilise, manastır ve türbe olmak üzere 48 tarihi ve mimari eser ile 108 mezar taşı tespit etti.
- "Lice, kadim bir bölgedir"
Yıldız, yaklaşık 10 yıldır Diyarbakır'ın ilçelerindeki mimari ve sanat eserlerini tespit etmek amacıyla yüzey araştırması yaptığını söyledi.
Bu yıl da Lice'de çalışma yaptığını, 20 gün süren çalışmayla ilçede bünyesinde mimari ve sanat eseri olabilecek tüm köylerde incelemelerde bulunduğunu aktaran Yıldız, Lice'nin kadim bir ilçe olduğunu, özellikle Birkleyn Mağaraları alanında yapılan araştırmalarda Neolitik Çağ'dan itibaren bir yerleşmenin başlandığının tespit edildiğini belirtti.
İlçenin Asurlar'dan sonra özellikle Roma döneminde de önemli bir yerleşim alanı olduğunu aktaran Yıldız, o dönemde bölgenin Antak bölgesi olarak geçtiğini, bugünkü Kabakkaya köyünün bölgenin merkezi olduğunu kaydetti.
Ashab-ı Kehf olayının ilçede gerçekleşme ihtimalinin çok yüksek olduğunu ifade eden Yıldız, şöyle konuştu:
"Roma döneminde Lice'nin diğer önemli özelliği de Ashab-ı Kehf olayının gerçekleştiği yer olmasıdır. Dakyanus şehri, Efsus veya Fis şehri olarak adlandırdığımız şehir günümüzde Lice ilçesinin sınırları içerisinde kalıyor. Onun yaklaşık 11 kilometre kuzeyindeki Ashab-ı Kehf mağarası da aynı şekilde Lice ilçe sınırları içerisinde. Hem Dakyanus şehri olması hem bölgenin Antak bölgesi olarak adlandırılması hem de mağaradaki verilerden Ashab-ı Kehf olayının burada gerçekleştirilmiş olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz."
Zülkarneyn Kalesinin de bölge açısından önemli olduğunu bildiren Yıldız, eski kaynaklarda sık sık isminin geçtiğini, İslami dönemde de çok önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti.
Yörenin Mervaniler döneminin önemli kalelerinden biri olduğunu, Eyyubilerin, Artukluların, Akkoyunluluların ve Osmanlılara bağlı Antak Beyliğinin merkezi olarak kullanıldığını anlatan Yıldız, şöyle dedi:
"İlçede, Ak Manastır, Antak Kalesi, Mervani Türbesi olarak adlandırılan ve halk arasında Sultan Türbesi o dönemden kalan önemli eserlerdir. İlçeye bağlı Oyuklu köyü çok eski bir köy. Köy mezarlığında bulunan türbeler ve mezar taşları önem arz ediyor. Ortaköy olarak adlandırdığımız köyde bir çeşme tespit ettik. Bu çeşme özellikle iki cepheli çeşme olması açısından kentte tek çeşmedir."
İlçedeki Çeper Hanı'nın da hem işçilik hem de planı bakımından önemli hanlardan biri olduğunu kaydeden Yıldız, büyük ebatlı olarak inşa edildiğini, 4. Murat tarafından onarıldığından dolayı da halk arasında 4. Murat Hanı olarak bilindiğini dile getirdi.
Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çalışma yaptığımız eserlerin bir kısmı daha önce tespit edilen bir kısmı ise yeni tespit edip tescilini yaptıracağımız eserlerdir. Yaklaşık 108 mezar taşı incelendi, fotoğrafları çekildi, çizimleri yapıldı. Lice, kadim bir bölgedir. Birçok kültürün kaynaştığı, birçok medeniyetin yaşadığı bir bölgedir. Dolayısıyla yaklaşık 10 yıldır diğer ilçelerde yaptığımız araştırmalarda tespit ettiğimiz eserlerin benzerlerini Lice bölgesinde de görüyoruz. Lice bölgesinde İslam medeniyetinde, İslam sanatındaki birçok tarihi eserin inşa edildiğini görüyoruz."
- "Bu çalışma bir kültür envanteri niteliğindedir"
Lice'de iki farklı kültür rotasının oluşturulabileceğini tespit ettiklerini belirten Yıldız, yaptıkları çalışmanın da bu rotalara katkı sunacağını ifade etti.
Yıldız, şöyle dedi:
"Bu çalışma bir kültür envanteri niteliğindedir. Daha önce tescili yapılan eserlerin belgeleme çalışmalarını yapıyoruz. Fotoğraflarını çekiyoruz, rölövelerini çıkartıyoruz ve bunlar bir kitapta toplanacak. Yeni tespit ettiğimiz eserler de dahil olmak üzere çalışma sonucunu bir raporla Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan da Bölge Koruma Kuruluna iletiliyor. Bu eserlerden tescil kaydı olmayanlar Koruma Kurulu tarafından tescillenecektir."
Çalışma bittikten sonra Lice'nin Kültürel Mirası adı altında bir kitap çıkartacaklarını, böylelikle bu eserlerin gelecek kuşaklara ulaşmasını sağlayacaklarını vurgulayan Yıldız, yaklaşık 10 yıldır bölgede çalışma yaptığını, önümüzdeki sezon da yapılacak çalışma ile Diyarbakır ve ilçelerindeki kültür envanteri çalışmasının tamamlanacağını kaydetti.
Diyarbakır'ın kültür ve turizm potansiyelinin yüksek bir şehir olduğunu ifade eden Yıldız, "Çalışmayla Lice ve Diyarbakır'ın kültür ve turizm potansiyeline çok büyük katkılar sağlanacak." diye konuştu.
AA Ömer Yasin Ergin