Mersin’de inşaatına 2014 yılında başlanan Mersin Arkeoloji Müzesi, 18 Mayıs Müzeler Günü’nde düzenlenen törenle hizmete girdi.
Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, ilk olarak 1978’de eski Halkevi binasının küçük bir bölümünde kurulan müze, 1991’e kadar depo müze olarak faaliyet gösterdi. Sonrasında restore edilen müze, Kültür Merkezi’nin doğusundaki 650 metrekarelik teşhir alanında hizmet verdi. Müzenin daha çağdaş görünüme kazandırılması için yeni binanın yapımı, Yenişehir’deki arazide 2014’te başladı.
Toplamda 7.465 metrekare alan üzerine kurulan ve yapımı 3 yıl süren Mersin Arkeoloji Müzesi’nde, eserlerin sergileneceği salonların yanı sıra geçici sergi salonları, çocuklar için arkeopark uygulama alanları, kütüphane, hediyelik eşya satış yeri ve kafeterya gibi sosyal alanlar da bulunacak. Müzede, Mersin ve çevresinde yer alan Yumuktepe, Soli-Pompeipolis, Ayaş Elaiussa-Sebaste kazılarında bulunan eserler, modern sergileme metotlarıyla izlenebilecek. Ayrıca canlandırmalar ve eserlerin interaktif sunumlarıyla insanlar tarihte bir yolculuk yapabilecek.
MÜZEDEN DETAYLAR VE AÇILIŞTAN KARELER FOTOGALERİMİZDE
Müzeye gelen ziyaretçiler, giriş katındaki zaman tünelinde tarihe bir yolculuğa çıkacak, kronolojik sergi salonunda uygarlıkların her alanda nasıl gelişip neler yapabildiklerini izleyebilecek, ölü kültü alanında kültürlerde ölü gömme geleneklerini, etnografik salonda insanların günlük yaşamda kullandığı eşyaların yanında Yumuktepe Höyüğü’nün yakınında bulunan Huğ Evi’nin replikasını görebilecek.
Birinci katta sikkeler ile birlikte, Toroslar ilçesi sınırlarında Müftü Deresi kenarında bulunan ve 9.000 yıl kesintisiz yerleşim gören Yumuktepe Höyüğü’nden çıkan eserler görülebilecek.
Mezitli ilçesinde bulunan ve milattan önce 3.000 yılından milattan sonra 6. yüzyılın sonlarına kadar iskan gören Soli-Pompeipolis Antik Kenti ile Erdemli ilçesindeki milattan önce 4. yüzyıldan bugüne kadar yerleşim bulunan ve antik dönemde zeytinyağı ticaretiyle ünlenen Elaiussa-Sebaste Antik Kenti’nin arkeolojik zenginli izlenebilecek.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile Mersin Arkeoloji Müzesi açılış törenine katıldı.
Avcı, 198 müze, 138 ören yeri ve 125 türbenin Bakanlıklarına bağlı 231 özel müze ve bin 583 koleksiyonerin de Bakanlıklarının denetiminde bulunduğunu bildirdi. Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemiz bugün itibarıyla modern müzecilik konusunda dünyaya örnek teşkil edecek müzelere ev sahipliği yapmakta ve her geçen gün bu müzelere işte böyle bir yenisi eklenmektedir. Son 15 yılda Türkiye'de müzecilik ve müze turizmi konusunda önemli gelişmeler yaşandı. Tüm dünyada müzeciliğin fonksiyonları, misyonu, vizyonu, yönetim sistemi, işleyişi, kullandığı teknolojiler, pazarlama ve tanıtım teknikleri değişti. Değişen ve gelişen bu müzecilik modelinde nesne odaklı müzecilik yaklaşımından ziyade, ziyaretçi yani tüketici, izleyici odaklı yaklaşıma geçildi. Biz de bu çerçevede gerek Milli Eğitim Bakanlığımızla gerek Gençlik ve Spor Bakanlığımızla imzaladığımız protokollerle müzelerimizi, ören yerlerimizi aynı zamanda birer eğitim ortamı olarak değerlendiriyoruz. Her müze aynı zamanda bir eğitim ortamıdır. Bunun için müzelerimizin en öncelikli hedef kitlelerini de öğrencilerimiz, çocuklarımız, gençlerimiz ve öğretmenlerimizi teşkil ediyor."
- "Hepsini değerlendiriyoruz"
Bakan Avcı, Türkiye'de pek çok medeniyetin değerli eserleri bulunduğuna işaret ederek, "Hepsini değerlendiriyoruz. Ama özellikle öğrencilerimizin, gençlerimizin kendi tarihimiz, Türk ve Müslüman Anadolu'nun tarihini ve eserlerini öğrenmelerini önceliyoruz. Ama bu, bu topraklarda yeşermiş olan uygarlıkların hepsine sahip çıkma bilincimizde de bir azalmaya neden olmamalıdır. Mersin'de Ortaçağ ve Doğu Roma ile Selçuklulara ait kültürel değerler iç içe yaşıyor." ifadesini kullandı.
Mersin'de Hristiyanların yoğun ilgi gösterdiği t. Paul Kuyusu ve Kilisesi ile Alahan Manastırı ve Müslümanlar tarafından ziyaret edilen Ashab-ı Kehf'in inanç turizminin önemli mekanlarından olduğunu aktardı.
Avcı, Mersin Müzesi'nin 1978'den beri hizmet verdiğini, ancak eski binanın depo ve sergileme alanlarının yetersiz olduğu belirterek, şöyle devam etti:
"Bölgenin geniş arkeolojik potansiyeli nedeniyle bakanlığımızca çağdaş müzecilik anlayışına uygun yeni bir müze binası yapılması 2013 yılında kararlaştırılmıştı. O tarihten bugüne kadar bu müzenin tamamlanması için inisiyatif belirleyen, siyasi irade koyan ve katkılarını esirgemeyenlere teşekkür ederim. Bu müze kapalı alanı 7 bin 500, sergileme alanları 2 bin 500, depo alanları bin 500 ve açık alanı da 3 bin 500 metrekare. Burada toplam 30 milyon liraya yakın bir harcama gerçekleştirildi."
- "Çocuklarımızın tarihi sevecekleri bir atmosfer"
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da müzenin tarih, arkeoloji ve sanat tarihi camiasına hayırlı olmasını diledi.
Adeta bir sanat eseri olan müzeyle önemli bir işin başarıldığını belirten Elvan, müzenin, sosyal donatılarıyla da bir bilim ve eğitim yuvası özelliği taşıdığını vurguladı.
Müzede, gençlere ve çocuklara tarihi sevdirecek bir atmosfer bulunduğunu belirten Elvan, "Tarih içerisinde yolculuk yaparken, o yolculuğu günümüze taşıyacak kodları çözebilecek her türlü donanım bu müzemizde sağlanmış durumda." ifadesini kullandı.
Tarihe ve arkeolojiye hiçbir zaman ideolojik gözle bakmadıklarını, bundan sonra da bakmayacaklarını aktaran Elvan, şöyle konuştu:
"Tarihe, büyük insanlık tarihinin bir devamı olarak baktık. Her tarihi miras, insanlığın hangi döneminde olursa olsun ortak mirasıdır. Bu topraklarda bin yıllık Türk-İslam medeniyetinin birikimi de onun öncesindeki uygarlıkların birikimi de yine insanlığın ortak mirasıdır. Ama şunu açık yüreklilikle söylemem lazım, önce Türkiye'nin, bizim insanımızın, medeniyetimizin sahip çıktığı bir mirastır. Bu coğrafyada yaşayan en uzun medeniyet inşallah kıyamete kadar da yaşayacak olan medeniyet, kurduğumuz, bin yıldır yaşattığımız, ait olmaktan şeref duyduğumuz medeniyettir. Bunun için hangi dönemin sanatı, uygarlığı olursa olsun öncelikli olarak bu birikimi önce Türkiye'ye, sonra bütün dünyaya kazandırmak, korumak, sahip çıkmak en çok bizlere yakışır."
Bakan Elvan, Anadolu topraklarının insanıyla ve tarihiyle, bereketli topraklar olduğunu ifade ederek, "Biz bu durumun farkındayız. Adımlarımızı buna göre atıyoruz. Mersin, 4 başı mamur bir ulaşım şehri olurken, bir sağlık, ticaret, üniversite, bilim şehri olurken aynı zamanda gıpta ile anılan kültür ve turizm şehri de oluyor. İşte bu müze, bunun en güzel örneğidir. İnşallah, Çukurova Bölgesel Havalimanı'nın tamamlanmasıyla turizmimizde de çok ciddi bir canlanma olacak." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Avcı ve Elvan, protokol üyeleriyle bin 435 tarihi eseri barındıran müzeyi gezdi.