Muğla'nın Milas ilçesinde hafriyat çalışması sırasında ortaya çıkan ve Milas Arkeoloji Müzesi ekiplerince kazı çalışmalarına başlanan alanda, geçmişi 2 bin 400 yıl öncesine kadar uzanan oda mezar bulundu
MUĞLA: Muğla'nın Milas ilçesinde geçmişi 2 bin 400 yıl öncesine dayanan oda mezar gün yüzüne çıkartıldı.
Milas'ta bir inşaatın temel kazısında tarihi mezar bulunmasının ardından kazı çalışması yapan Milas Arkeoloji Müzesi ekipleri, söz konusu alanda oda mezara rastladı.
Müze Müdürlüğe ekiplerince yürütülen kazı çalışmalarında, soygun geçirmeyen ve günümüze kadar ulaşan çok sayıda esere ulaşıldı. Ekipler tarafından yürütülen çalışmalarda, zengin bir aileye ait olduğu tahmin edilen 103 eser gün yüzüne çıkarıldı.
Milas Müze Müdürü Gülnaz Savran, yaptığı açıklamada, antik dönemde Karia bölgesine başkentlik yapmış Mylasa kenti ile Labraunda dini merkezi arasında yer alan kutsal yol yakınında bulunan oda mezarın zengin buluntuları ve kalite mimarisiyle, kentin önde gelen ailelerinden birine ait olduğunu düşündüklerini söyledi.
Mylas'a antik kentinde 2 bin 600 yıldır yerleşim olduğunu, Milas'ın ise şu an antik kent üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Savran, bu nedenle kentte bir çok önemli yapının da sit alanı olarak korunduğunu kaydetti.
Müdürlük olarak kentteki birçok alanda çalışma yürüttüklerini belirten Savran, "Geçtiğimiz günlerde yapılan bir ihbar sonucu yeni bir bina yapmak için açılan temel hafriyatında bir mermer lahdin bulunduğunu bize bildirdiler. Olay yerini incelemeye gittiğimizde lahdin açığa çıkarıldığını hatta bunların bir kısmının da tahrip edildiğini gördük." dedi.
"Kaçak kazı yapılmamış oda mezara rastladık"
Bölgede kurtarma kazısı başlattıklarını anlatan Savran, "İlk gün yaptığımız çalışmalarda karşımıza yeni bir oda mezarın çıkabileceğini gösteren verilere ulaştık. Ekiplerimizle mezarı açmaya başladık. Mezarın giriş kapısının yerinden oynatılmadığını çevresinde bugüne kadar herhangi bir kaçak kazının da yapılmadığını tespit ettik. Buda bizi son derece heyecan verdi." diye konuştu.
Savran, kapak açıldıktan sonra mezar içerisinde görülen manzaranın son derece zengin buluntuları olan bir mezar odası olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bizim için en sevindirici tarafı ise mezar odasının hiç soygun geçirmemiş olmasıydı. Yürütülen çalışmalarda son dönemlerde soygun geçirmemiş ve günümüze kadar ulaşabilen bir oda mezara ulaştık. Bu nedenle eser sayısı çok fazla ve mezar içindeki tüm buluntular günümüze kadar korunmuş. Söz konusu oda mezarın göze çarpan özenli taş işçiliği, mimari yapısı ve buluntuları incelendiğinde bu oda mezarın Karia bölgesi Satrap sülalesi olan Hekotomnidler Dönemi'nde yaşamış önemli bir aileye ait olduğunu ve devam eden yüzyıllarda muhtemelen aynı ailenin bireyleri tarafından özenle kullanılmaya devam edildiğini söyleyebiliriz.”
2 bin 400 yıllık korunmuş eserlere ulaştık
Oluşturulan ekibin, gece gündüz çalışarak kazı çalışması yürüttüğünü ve çok önemli eserlere ulaştığını belirten Savran, mezar odasında çıkan malzemelerle günümüzden yaklaşık 2 bin 400 yıl öncesine ait eserlere ulaşılmış olduğunu kaydetti.
Çalışmaların devamında mezarın aynı ailenin diğer bireyleri tarafından da kullanıldığını belirlediklerine işaret eden Savran, lahit içinde yanlarında hediyelerle beraber 4 iskelet, kaplar içerisinde yakılarak gömülmüş 6 diğer bireylerin görüldüğünü bildirdi.
Savran, "Mezarın hemen üst kısmında da bir çocuk mezarı bulduk. Çocuk mezarını açtığımız da karşımıza yine çok önemli eserler çıktı. Kemik kolye parçacıkları buldu. Bu bizim şimdiye kadar örneğini görmediğimiz buluntulardan. Bunlar da son derece bize heyecan verdi. Bu buluntuların bir çocuk mezarından çıkması da çok önemliydi." diye konuştu.
Kazılarda 103 eser gün yüzüne çıkarıldı
Yapılan kazı çalışmalarında oda mezarın içerisinden 103 mezar hediyesi tespit edildiğini anlatan Savran, söz konusu eserlerin Hellenistik döneme ve Roma dönemine ait olduğunu vurguladı.
Bu eserlerin yürütülen çalışmalarla zamanla sayısının artacağına inandığını dile getiren Savran, "Buluntular arasında antik dönem ticaretinde önemli yer tutan pişmiş toprak kandiller, sunu kapları ve ölü hediyeleri, günlük kullanım kapları, koku kapları, kozmetik aletler, lahit toprağında bol miktarda altın iplikler var." bilgisini verdi.
Eserlerin numaralandırılarak Milas Müzesi Laboratuvarına getirildiğine söyleyen Savran, eserlerin detaylı bir şekilde incelendiğini bildirdi.
AA Durmuş Genç