Mimar Sinan'ın tarihi tespit edilen ilk eseri olarak bilinen Üçbaş Nurettin Hamza Camisi ve Medresesi, restore edilyor.
Mimar Sinan'ın tarihi tespit edilen ilk eseri olarak bilinen, Fatih'teki Üçbaş Nurettin Hamza Camisi ve Medresesi, ilçe belediyesince restore ettiriliyor.
İlgi odağı eserlerinin sırları keşfedilmeye çalışılan Mimar Sinan'ın, baş mimar olmadan önce yaptığı Üçbaş Nurettin Hamza Camisi ve Medresesi'nde restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, yaptığı açıklamada, eserin Fatih'te yaşayan Üçbaş Nurettin Hamza bin Ataullah tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldığını belirterek, "Hamza bin Ataullah, aslında Adapazarı Karasulu ve bu civarda berberlik yapıyor, oradan kazandığı paralarla ömrünün sonuna doğru yaptırıyor burayı. Yaklaşık 500 yıl sonra buranın projelerini, rölövelerini yapıp yeniden ihya ediyoruz. Bizim açımızdan da son derece önemli, Mimar Sinan, Babinger’in de dediği gibi, 'Doğu medeniyetinin Michelangelosu'dur. O dönemki Avusturya Büyükelçisi, Avusturya'ya Kanuni için haber gönderirken şunu der, 'Kanuni Sultan Süleyman'ın üç büyük hedefi vardır, bunlardan bir tanesi büyük bir cami yaptırmaktır, ikincisi İstanbul’un su problemlerini çözmektir, üçüncüsü de Viyana'yı fethetmektir.' İşte buradaki cami, Mimar Sinan'ın yaptığı Süleymaniye Camisi’dir." diye konuştu.
Mimar Sinan'ın 478 eserinden 87 tanesinin Fatih'te bulunduğunu aktaran Demir, mütevazı bir mescitle başlayan serüvenin Süleymaniye ve Selimiye camileriyle taçlandığını anlattı.
Mimar Sinan'ın evrensel yönüne vurgu yapan Demir, yurtdışından gerek lisans gerekse doktora öğrencilerinin Büyük Mimar'ın eserlerini görmeye geldiğini, kendilerinin de onlara destek olduğunu kaydetti.
Üçbaş Nurettin Hamza Camisi ve Medresesi
Mimar Sinan'ın 1530-1531 yıllarında inşa ettiği eser, 1729 tarihli Balat yangınında harap olduktan sonra yenilenmiş, ayrıca 20. yüzyılda da onarım geçirerek bazı değişikliklere uğramış.
Mütevazı bir yapı olan Üçbaş Camisi ve Medresesi, Anadolu Türk mimarisinde, 12-13. yüzyıllardan itibaren varlıkları tespit edilebilen, yanındaki cami veya mescitlerle ortaklaşa kullandığı bir avlu etrafında gelişen medreselerin geleneğine bağlanmaktadır.
A.A. – İsmail Özdemir