Mısır'da arkeoloji kazılarında uygarlık tarihine dair önemli bilgiler veren pek çok bulgu yanında dünyayı şaşırtan ve gizemi çözülemeyen pek çok bulgu ortaya çıktı. Bunlardan biri de 2011 yılında Mısır'ın Tell el-Dab’a bölgesindeki Hyksos Sarayı'nın önünde bulunan biri bir kadına ait 12 kesik sağ eldi. 12 yıl önce bulunan ellerin gizemine dair popüler yorumlar hâla havada uçuşuyor.
İnsanlık tarihine ışık tutan arkeolojik keşifler arasında Mısır'da yakın geçmişte karşılaşılanlar dünyayı şoke etmeyi başarmıştı. Takvimler 2011'i gösterdiğinde arkeologlar Mısır'ın Tell el-Dab’a bölgesindeki Hyksos Sarayı'nın önünde akılalmaz bir görüntüyle karşılaştı. Araştırmacılar, gördükleri karşısında şaşkındı.
Sayısız kez bölgede kazı yapılmış olmasına rağmen herkesi şaşırtan manzarayla ilk kez karşı karşıya gelinmişti.
Saray, Hyksos krallarının bugün El Quseyya olarak bilinen Cusae şehrini yöneten 15. Hanedan’a (MÖ 1640-1530) aitti, yani ne olduysa muhtemelen o yıllarda olmuştu. Mısır'da 12 yıl önce bulunanlar akıllarda pek çok soru işareti yarattı.
Bölgede uzun bir çalışma yürüten arkeologlar, 2011 yılında Hyksos Sarayı'nın avlusunda tam 12 adet kesik elle karşılaştı. Araştırmacılar şaşkındı. Daha önce M.Ö. 16 ila M.Ö. 11'inci yüzyıllar arasında Mısır mezarlarında ve tapınaklarında bulunan yazıt ve kabartmalarda kesilmiş ellerin tasviri yapılmış fakat somut bir delil bulunamamıştı.
Fakat bu kez durum farklıydı. Araştırmacıların gözleri önünde tam 12 adet kesik el vardı.
Tarihi kaynaklar Mısır'ı M.Ö 1638’den M.Ö 1530’a kadar Hyksos krallarının yönettiğine işaret ediyor. Hyksosların Mısır’ı işgal ettikleri ve medeniyetin ilk yabancı yöneticileri olduğu düşünülüyor. Ancak Hyksos mezarlarından toplanan dişlerin kimyasal analizleri, bu etnik grubun Mısır’da nesiller boyu yaşadığını yani Hyksos'ların yabancı olmadığına işaret ediyor. Haklarında yazılı kaynak yok denecek kadar az olan Hyksos'larla ilgili bilinen birkaç metin bulunuyor.
DUYULMAMIŞ BİR RİTÜELİN İZLERİ MİYDİ?
Berlin’deki Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden paleopatolog Dr. Julia Gresky liderliğindeki ekip de kısa bir süre önce 11'i erkeğe 1'i kadına ait olduğunu düşündükleri 12 adet kesik eli inceledi. Kesik elleri inceleyen ekip ellerin kasıtlı olarak eklem kapsülü ve tendonlardan kesildiğini tespit etti. Peki Hyksos'lar döneminde ne oldu? Kesik eller neyin habercisiydi? Acaba kesik eller bugüne dek duyulmamış bir ritüelin parçası mıydı?
Araştırmada görevli Dr. Julia Gresky'e göre eller çukurlarda keşfedildiğinde hâlâ yumuşak ve esnekti, bu da ellerin ölü katılaşmasından önce veya kısa bir süre sonra gömüldüğünü gösteriyor. Vücudun farklı bölgelerine göre değişse de ellerin katılaşmasının genellikle ölümden 6 ila 8 saat sonra başladığı biliniyor. Bilim insanları, bulunan ellere sahip kişilerin muhtemelen bir tören sırasında veya kısa bir süre önce parçalanmış oldukları ve katılaşma geçtikten sonra ellerin çukura yerleştirildiğinin üzerinde dursa da çalışmalar hâlâ devam ediyor.
Saray bahçesindeki 12 kesik sağ elin gizemi Asırlar sonra bile yumuşak ve esnekti
Araştırma ekibine göre birden fazla eksik el ve parmak bulunması, toplamda 18 elin var olabileceği anlamına geliyor.
Karşılaşılan kesik ellerden yalnızca birinin bir kadına ait olması uzun bir zaman boyunca akıllardaki ilk büyük soru işaretini oluşturdu.
Konuyla ilgili haberler yapan arkeolfili sitesi editörü Arkeolog Erman Ertuğrul, bu detayın önemli olduğunu belirterek, "Buradaki bir kadının varlığı, bu prosedürün daha az cinsiyete dayalı bir yaklaşım olduğunu ima ediyor. Tarih boyunca kadınlar askeri toplumlarda çeşitli roller üstlendiler. Kadınlar ve savaşlar ayrı dünyalarda gerçekleşmedi. Aksine politik, sosyal ve dini alanlarla ayrılmaz bir şekilde bağlantılıydılar. Tell el-Dab'a'da bulunan bir elin bir kadına ait olması önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıkıyor."
Peki bu kesik eller herhangi bir işkence sonucunda verilmiş bir cezayı mı yoksa bir geleneği mi işaret ediyor?
Yapılan çalışmalara göre bu ellerin ölülerden mi yoksa yaşayanlardan mı alındığı net bir şekilde bilinmiyor. Ancak ellerin dokuları göz önüne alındığında Dr. Julia Gresky'in ekibi bu ellerin yaşayan birilerinden kesildiğini düşünüyor. Bu bir ceza mı bilinmez ama Ertuğrul'a göre ritüelistik bir çalışmanın ürünü olabilir.
Bu ellerin çukurlara gelişigüzel atılmadığının aksine ellerin parmakları tek tek açarak nizami bir şekilde toprağa yerleştirildiğini ileten Erman Ertuğrul, "Bu kasıtlı ve özenli yerleştirme göz önünde bulundurulduğunda çukurdaki vücut parçalarının bir el olarak tanımlanmasını kolaylaştırmayı ve böylece ona tanımlanmış bir sembolik anlam vermeyi amaçlamış gibi görünüyorlar. Kesilen ellerin lokasyonu ve gömülme biçimleri, bu eylemlerin motivasyonu olarak kanun uygulayıcı ceza hipotezine aykırı" diye konuştu.
Saray bahçesindeki 12 kesik sağ elin gizemi Asırlar sonra bile yumuşak ve esnekti
Katılaşma vücudun farklı bölgelerine göre değişir ve elin katılaşması genellikle ölümden 6 ila 8 saat sonra başlar.
Kesik ellerin tam da sarayın bahçesinde bulunması da dikkat çeken bir diğer nokta. Peki ellerin bulunduğu konum bir mesaj taşıyor olabilir mi?
"Ellerin bulunduğu konum önemli. Çünkü bu eller sıradan bir mezarlıkta ya da tapınakta değil bir sarayın avlusunda bulundular. Ellerin bulunduğu bu çukurlar, sarayın ön avlusunda, taht odasının önünde bulunuyordu. Bu özel konum, halka açık bir törenin parçası olarak gerçekleştirilen uygulamanın sağladığı yaygın görünürlüğe işaret ediyor. Ellerin halkın gözü önünde bu kadar göze çarpan bir yere yerleştirilmeleri, Antik Mısır’daki 'ganimet alma' uygulamasının ne kadar yaygın olduğunun bir kanıtı olabilir" diyor Ertuğrul.
YUMUŞAK VE ESNEKTİ
Ellerin sarayın önünde bulunması ve tarihte kesik ellere birden fazla vurgunun yapılması birçok kişiye böyle bir geleneğin olup olmadığı düşündürtüyor. Erman Ertuğrul'a göre yapılan analizlerde eller belirli bir etnik veya kültürel gruba atfedilmedi.
Ancak düşmanların sağ ellerini kesme geleneği, yazıtlı ve resimli kanıtlardan yaklaşık 50-80 yıl önce Hyksoslar tarafından Mısır'a getirilmiş gibi görünüyor. Mısırlıların bu geleneği Kral Ahmose dönemine kadar devam ettirdi. Ahmose'nin Avaris'i fetheden ve Hyksos'u yenen kişi olduğunu ve el kesme geleneğine aşina olduğunu hatırlattı.
Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr -